PKK silahlı mücadeleye son verme kararını açıkladı, 'hukuki güvence' vurgusu yaptı
5-7 Mayıs tarihlerinde kongresini gerçekleştiren PKK, tarihi kararını açıkladı. Açıklamada, 'PKK'nin misyonunu tamamladığı ve çalışmaları sonlandırdığı' belirtildi.

Artı Gerçek - PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yapığı 'Barış ve Demokratik Toplum' çağrısının ardından PKK, kongresini 5-7 Mayıs tarihlerinde topladığını duyurdu.
Fırat Haber Ajansı'nda yayımlanan yazılı açıklamada kongrede PKK lideri Öcalan'ın çağrısı temelinde "tarihi öneme sahip kararlar alındığı" belirtildi.
Açıklamada alınan kararlara ilişkin "geniş ve ayrıntılı bilgi ve belgelerin, iki farklı alandaki sonuçlar birleştirildikten sonra çok yakın zamanda kamuoyu ile paylaşılacağı" ifade edildi.
PKK, 12. Kongre'nin sonuç bildirgesini ve kongrede aldığı kararları bugün kamuoyu ile paylaştı.
Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) yer alan PKK sonuç bildirgesinde, "çalışmaları sonlandırdık" denildi.
Bildirgede özetle şu ifadelere yer verildi:
"Kongremiz çatışmaların devam ettiği, havadan karadan saldırıların sürdüğü, alanlarımız üzerindeki kuşatma ve KDP ambargosunun devam ettiği zorlu koşullara rağmen güvenlikli bir şekilde gerçekleştirildi. Güvenlik nedeniyle iki farklı alanda eş zamanlı bir biçimde yapıldı.
'PKK ÇALIŞMALARINI SONLANDIRDI'
PKK’nin Olağanüstü 12. Kongresi PKK mücadelesinin, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladığını, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdiğini, bu yönüyle PKK’nin tarihi misyonunu tamamladığını değerlendirdi. Bu temelde PKK 12. Kongresi, pratikleşme süreci Önder APO tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere PKK’nin örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırması kararlarını alarak PKK adıyla yürütülen çalışmaları sonlandırdı.
Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü. PKK katı Kürt inkarının, buna dayalı imha siyasetinin, soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi. 1978’den başlayarak yürüttüğü özgürlük mücadelesiyle Kürt varlığını kabul ettirmeyi ve Kürt sorununun Türkiye’nin temel realitesi olarak görülmesini esas aldı.
Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşmasının ve 1924 Anayasasının öncesini referans alarak, Ortak Vatan ve Kürt-Türk halklarının kurucu öğe olduğu Demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve Demokratik Ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerçekleşen Kürt isyanları, 1000 yıllık tarihi Kürt-Türk ilişki diyalektiği ve 52 yıllık Önderlik mücadelesi Kürt sorununun ancak Ortak Vatan ve Eşit Yurttaşlık temelinde çözülmesinin kazandıracağını göstermiştir. 3. Dünya Savaşı kapsamında Ortadoğu’da yaşanan güncel gelişmeler de Kürt-Türk ilişkilerini yeniden düzenlemeyi kaçınılmaz kılmaktadır.
‘PKK’Yİ FESHETME KARARINI HALKIMIZ HERKESTEN DAHA İYİ ANLAYACAKTIR’
PKK’yi feshetme ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararını, halkımızın herkesten daha iyi anlayacağına, demokratik toplum inşası temelinde demokratik mücadele döneminin görevlerine sahip çıkacağına inancımız tamdır.
Mücadele ve direniş ile geçen özgürlük tarihimizin mirası PKK 12. Kongresi kararlarıyla birlikte demokratik siyaset yöntemiyle daha güçlü gelişecek, halklarımızın geleceği özgürlük ve eşitlik temelinde gelişme gösterecektir.
MECLİS ROLÜNÜ OYNAMALI
Kongremizin aldığı PKK’nin fesih ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır. Aynı şekilde hükümet ve ana muhalefet partisi başta olmak üzere mecliste temsili bulunan tüm siyasi partileri, sivil toplum örgütlerini, din ve inanç topluluklarını, demokratik basın kuruluşlarını, kanaat önderlerini, aydınları, akademisyenleri, sanatçıları, işçi-emekçi sendikalarını, kadın-gençlik örgütlerini, ekolojist hareketleri sorumluluk altına girerek barış ve demokratik toplum sürecine katılmaya çağırıyoruz.” (HABER MERKEZİ)