Cumartesi Anneleri 992’nci haftada: Talat Türkoğlu nerede?

Cumartesi Anneleri ve hak savunucuları 992’inci haftalarında gözaltına alınarak kaybettirilen Talat Türkoğlu’nun akıbetini sordu, yetkilileri göreve çağırdı.

Ezgi YILDIZ


İSTANBUL - Cumartesi Anneleri/İnsanları ve insan hakları savunucuları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini öğrenmek ve faillerin yargılanması talebiyle bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda basın açıklaması yapmak ve karanfillerini bırakmak için buluştu.

992’nci hafta buluşmasında Cumartesi Anneleri/İnsanları, 45 yaşındayken gözaltına alınarak kaybedilen Talat Türkoğlu’nun akıbetini sordu. Açıklamayı İHD Kayıp Komsiyonu’ndan Zeynep Yıldız okudu.

whatsapp-image-2024-03-30-at-12-44-06.jpeg

‘KARDEŞLERİNE TAKİP EDİLDİĞİNİ SÖYLEDİ’

Yıldız, kayıp yakınlarının ’hafıza mekanımız’ dedikleri meydanın bariyerlerle kapalı olmasını eleştirerek AYM kararının uygulanması çağrısı yaptı, Türkoğlu’nun dosyasını kamuoyu ile paylaştı. Açıklamadan öne çıkanlar şöyle:

“Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu İstanbul Avcılar'da yaşıyordu.
29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için Edirne’ye gitti. İstanbul’dan Edirne’deki evin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini kardeşlerine söyledi. Ailesinin yanında kaldığı sürede onlar da bu duruma tanıklık etti.1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul’daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

'RESMÎ MAKAMLAR 'AKIBETİNİ BİLMİYORUZ' DEDİ'

Türkoğlu Ailesi, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü’nün tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Resmi makamlar Talat Türkoğlu’nun gözaltına alınmadığını ve nerede olduğunu bilinmediklerini söyledi.

‘JİTEM MENSUBU AÇIK‘IN İTİRAFLARI BASINA YANSIDI’

1997 yılında JİTEM mensubu Kasım Açık’ın yaptığı itiraflar basına yansıdı. Talat’ın eşkâl, kullandığı saat, giysi, ayakkabı, cüzdan bilgilerini ayrıntıları ile veren Kasım Açık; onun Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent’te polisler, askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını ve işkence ile öldürülen bedeninin Meriç Nehri’ne atıldığını söyledi.

'İTİRAFLAR ÜZERİNE AİLE, SAVCILIĞA EK SAVUNMA İÇİN BAŞVURDU'

Bu beyanlar üzerine Türkoğlu Ailesi ek bir soruşturma yapılması için savcılığa başvurdu. Ancak savcılık, etkin bir soruşturma yürütmeden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi. AİHM’e taşınan davada ise Türkiye, etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu’nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği gerekçesiyle mahkûm oldu.

EDİRNE SAVCILIĞI: KOVUŞTURMAYA YER YOK

AİHM'in Türkiye'yi mahkûm etmesinin ardından İHD avukatı Gülizar Tuncer, Edirne Savcılığı’na dilekçe ile başvurarak AİHM’in verdiği mahkûmiyet kararı gereği, soruşturmanın derinleştirilerek sürdürülmesi talebinde bulundu. Ancak Edirne Savcılığı, evrensel hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Bu karar üzerine yapılan itiraz başvurusu reddedildi.

AİLE AYM VE AİHM’E BAŞVURDU

Aile 18 Ağustos 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Anayasa Mahkemesi de 2020 yılında başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verdi. Aile kararın icrası için tekrar AİHM’e başvurdu.

CUMARTESİ ANNELERİ YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞIRDI

Gözaltında kaybedilişinin 28’inci yılında Talat Türkoğlu dosyasında uluslarası hukuka aykırı olarak verilen tüm zamanaşımı kararlarının kaldırılmasını ve dosyanın yeniden açılarak etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesini talep ediyoruz.”

TÜRKOĞLU: ONLARI ARAMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Açıklama için alana gelen Türkoğlu ailesinden Medine Türkoğlu, kayıplarını aramaktan vazgeçmeyeceklerini söyledi. Türkoğlu, “Türkçe bilmeyen Kürt anneleri ile Kürtçe bilmeyen Türk anneleri ortak acıda buluştu. Onları aramaktan ve onları bu alanda anmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

whatsapp-image-2024-03-30-at-12-37-38.jpeg

TOROMAN: BU BARİYERLER KİMİ KORUYOR?

Türkoğlu ailesinin açıklamasının ardından bir diğer kayıp yakını olan Sakine Toroman söz aldı. Toroman, kendisini “İstanbul’un göbeğinde gözaltında alınarak kaybedilen Hüseyin Toroman’ın ablasıyım” sözleriyle tanıttı. Anmaya katılmak için Almanya’dan geldiğini belirten Toroman şunları söyledi:

“En son sekiz yıl önce gelmiştim buraya. Bu gelişimde büyük bir şaşkınlık yaşadım. Herkese soruyorum bu bariyerler kimi koruyor? Bu ne ki biz vazgeçelim. Verin bize bir mezarı olsun.”

Öne Çıkanlar