Cumartesi Anneleri Cemil Kırbayır'ın akıbetini sordu
Cumartesi Anneleri, 1072'nci hafta eyleminde 45 yıl önce kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbetini sordu. Cemil Kırbayır'ın kardeşi Mikail Kırbayır,

Artı Gerçek- Cumartesi Anneleri/İnsanları gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetlerinin açıklanması ve faillerin cezalandırılması talebiyle her hafta gerçekleştirdikleri eylemlerinin 1072’nci haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu hafta 45 yıl önce Kars'ta kaybedilen Cemil Kırbayır’ın akıbeti soruldu. Eyleme Cumartesi Anneleri’nin yanı sıra hak savunucuları da katıldı. Eyleme katılanlar gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını ve karanfiller taşıdı.
'OĞLUNUZ FİRAR ETTİ, BİR DAHA ONU SORMAYA GELMEYİN'
Zorla kaybetmelere dair dosyaların zamanaşımı gerekçesiyle kapatılmasının, cezasızlığın bir devlet politikası haline geldiğinin göstergesi olduğunu söyleyen İkbal Eren, 26 yaşındaki Kars Eğitim Enstitüsü öğrencisi Cemil Kırbayır’ın, 13 Eylül 1980'de Ardahan’ın Okçu Köyü'ndeki evinden güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındığını hatırlattı. İkbal Eren, “Önce Göle'deki 247’nci Piyade Alayı’na götürüldü ve burada yaklaşık bir hafta tutuldu. Ardından Kars Emniyet Müdürlüğü'ne, oradan da gözetimevi olarak kullanılan Kars Eğitim Enstitüsü'ne sevk edildi. Cemil Kırbayır'ın ailesi, gözaltı süresi boyunca merkezlere giderek onun ihtiyaçlarını karşıladı. Ancak 8 Ekim’den sonra merkeze gittiklerinde, 'Oğlunuz firar etti, bir daha onu sormaya gelmeyin' cevabını aldılar" diye konuştu.
'BEN ÖLMEDEN OĞLUMU BUL'
Baba İsmail Kırbayır'ın ve Türkiye Barolar Birliği'nin yaptığı suç duyurularının sonuçsuz kaldığını, Cemil Kırbayır'dan bir daha haber alınamadığını anlaran İkbal Eren, "5 Şubat 2011 tarihinde, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dolmabahçe Sarayı’nda görüşen Cumartesi Anneleri'nden 103 yaşındaki Berfo Kırbayır, yaşadıklarını anlattı ve 'Ben ölmeden oğlumu bul' talebinde bulundu. Erdoğan’ın talimatıyla bir Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Komisyon, titiz bir çalışmanın ardından 350 sayfalık bir rapor hazırlandı. Raporda, Cemil Kırbayır'ın gözaltındayken işkence sonucu hayatını kaybettiği, bedeninin ölümüne sebebiyet veren kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığı belgelendi" dedi.
'İKTİDAR YÜZLEŞME CESARETİ GÖSTERMEDİ'
Raporla beraber komisyonun savcılığa suç duyurusunda bulunmasının ardından dosyanın yeniden açıldığını vurgulayan İkbal Eren, “Ancak iktidar, bu insanlığa karşı suçla yüzleşme cesaretini gösteremedi. Uzun bir belirsizlik döneminin ardından, 25 Şubat 20202de Adalet Bakanlığı Yargıtay'a başvurarak dosyada zamanaşımı bakımından 'kanun yararına bozma' kararı verilmesini talep etti. Yargıtay 8'inci Ceza Dairesi bu talebi kabul etti. Böylece Cemil Kırbayır'ın akıbetinin açığa çıkarılması ve bu suçu işleyenlerin hesap vermesi engellendi" diye konuştu.
'CEMİL'İN NEREYE GÖMÜLDÜĞÜNÜ SORUN'
Kayıp yakını İrfan Bilgin, sağlık sorunları sebebiyle eyleme katılamayan Cemil Kırbayır’ın abisi Mikail Kırbayır’ın mektubunu okudu. Mektupta şu ifadeler yer aldı:
"7 Ekim 1980'de görüşüne gittiğim kardeşim Cemil Kırbayır, Kars'ta askeri gözetim evinde tutuklu ve sağlıklı idi. Kardeşim 8 Ekim 1980'de gözaltında tutulan Cengiz Kaya, Çetin Asule ve Metin Aktaş'la birlikte sorgulanmak üzere Kars Dedekorkut Eğitim Enstitüsü binasına götürüldü. Sorgulama esnasında yapılan ağır işkence sonucu kardeşimi katledince diğer 3 kişiyi sorgulamadan gözleri bağlı olarak Kars 1'inci Şubeye götürüyorlar. Gözleri bağlı, elleri ters kelepçeli, çıplak haldeki kardeşimin ise pencereden atlayarak kaçtığını söylüyorlar. Dönemin emniyet görevlileri Mehmet Haytan, Selçuk Akyıldız ve MİT görevlileri Zeki Tunçkolu, Taner Alpan'ın eş ve çocuklarının vicdanlarına sesleniyorum. Eşinize-babanıza Cemil Kırbayır'ın nereye gömüldüğünü sorun. Bu insanlığa karşı suçun sizlerin de üzerinize düşürdüğü gölgeyi aralamak için bunu yapın ve bana ulaşın." (MA)
Mektubun okunmasının ardından eylem, karanfillerin Cumartesi Meydanı’na bırakılmasıyla sona erdi. (MA)