Cumhuriyet, Nuray Mert ile yollarını ayırdı

Mert son dönemde evrim teorisi ve müftülere nikah yetkisi konusunda AKP'ye destek veren yazılarıyla dikkat çekiyordu.

Cumhuriyet, Nuray Mert ile yollarını ayırdı

HABER MERKEZİ- Nuray Mert’e kararı Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Erinç iletti.

Gerekçe olarak, Mert’in son dönemdeki yazılarının Cumhuriyet’in yayın ilkeleriyle ters düşmesini gösteren Erinç, kararın, ‘Silivri’de tutuklu bulunan Cumhuriyet yöneticilerinin bilgisi dahilinde alındığını’ vurguladı.

Mert 2015’in nisan ayından bu yana haftada iki gün Cumhuriyet’te köşe yazısı yazıyordu.

Son günlerde özellikle evrim teorisi ve müftülere nikah yetkisine ilişkin yazılarıyla dikkat çeken Nuray Mert'i 9 aylık tutukluluğunun ardından serbest bırakılan Cumhuriyet Okur Temsilcisi Güray Öz de isim vermeden eleştirmişti. Öz, "yeni devlet"in niyetini okumaya niyetiniz yoksa, ne desek boş size" demişti.

T24'e konuşan Nuray Mert, "Orhan Erinç, kararın Silivri Cezaevi'ndeki tutuklu yönetici arkadaşlarımızın bilgisi dahilinde verildiğini söyledi. Beni Cumhuriyet'e davet eden Akın Atalay'dı. Cumhuriyet'in Kemalist çizgisini bildiğim için davet karşısında çok titiz davrandım ancak Akın Atalay, gazetenin dar vizyonunu genişletmek için böyle bir davette bulunduğunu söyledi. Devletin baskısıyla hapiste olan arkadaşlarım mahalle baskısıyla beni gönderdilerse buna kişisel olarak da çok üzülürüm" dedi.

'ERDOĞAN HAYRANLIĞI' TARTIŞMA YARATMIŞTI

Nuray Mert'in adı geçen yıl RedHack’in yeniden Doğan medyanın başına getirilen Mehmet Ali Yalçındağ tarafından gönderilip Enerji Bakanı Berat Albayrak’a da iletildiği öne sürülen bazı maillerde Erdoğan'a hayran olduğuna dair ifadelerle geçmişti.

Sızdırılan mesajlardan birinde Yalçındağ’ın "Ahmet Hakan, Nuray Mert, Arzu (karısı Arzuhan Yalçındağ’ı kastediyor) ve ben Bodrum’da 12/ağustos cuma akşamı sohbet. Nuray Mert Sayın CB mızın hayranı olmuş, ‘doğru konuşalım olmasaydı mahvolmuştuk’ der. Arzu sorar neden akademisyenler yurt dışında gazete ilanları vermiyorsunuz düşüncelerinizi anlatsanız çok hoş olur. Nuray cevaben çok doğru olur ben bir yoklayayım etrafı der" dediği yer alıyordu.

Nuray Mert ise söz konusu iddialar üzerine 'muhalif duruşumu kimseye tartıştırmam' diyerek şunları yazmıştı:

"Gıyabında, Cumhurbaşkanı’ndan ‘Tayyip Bey’ diye söz etmem de Erdoğan’ın adeta bir şeytan olarak resmedilmesine karşı çıkmam da, ‘hayranlık’la alakası olmayan meselelerdir. 12 Ağustos gecesi masamıza uğrayan genç bir arkadaşımıza bu çerçevede yaptığım uyarılar, belli ki Yalçındağ tarafından ‘hayranlık’ olarak özetlenmiş."

GÜRAY ÖZ'ÜN YAZISI

Güray Öz ise isim vermeden Mert'i eleştirdiği yazısında şunları dile getirmişti:

"İsterseniz "bilinç kayması" diyebilir ya da hızla değişen tartışma zemininden, "zamanın ruhuna uyma zorunluluğundan" söz edebilirsiniz. Önemli olan toplumsal hayatı, siyasal iklimi, ideolojik alanı kimin belirlediği, zeminin nereye doğru kaydığıdır. Tartışmayı sürüklendiğiniz, daha doğrusu teslim olduğunuz alanda mı yapıyorsunuz, yoksa gidişe itirazınız hâlâ baki mi?

İlhan Selçuk bu bilinç kaymasına itiraz edebilmek için "tehlikenin farkındamısınız" diye sormuştu. Tehlikenin farkında olanlar, iktidar olma niyet ve gücünden yoksundular. Liberal yumuşatıcıların AKP’nin gizlisi saklısı çabuk ortaya çıkan takıyyesini görmeyen "niyet okumayın, devrim zamanıdır, vesayetçi devletten kurtuluyoruz" çığlıklarına, özel yetkili mahkemelerin baskısına yenildiler; kenara ya da Silivri’ye çekildiler. El hak Cumhuriyetin "her ne pahasına olursa olsun esas mesele sistemi korumaktır, devletin koruyuculuğu esastır, devlet dediğin biraz ceberut olur" şeklinde özetlenebilecek yapılanmasının da bu liberal çığırtkanlığa fırsat tanıdığı kabul edilmelidir.

***

Sonuç ortada. Devletin kurucularının çok yönlü bir çaba ile yerleştirmeye çabaladığı laiklik kemirile kemirile tükenme noktasına gelmiştir. Artık zarfta; anayasa kitapçığında "laik Türkiye"den söz edilse de mazruf çoktan değişmiştir.

Geldiğimiz nokta din adamlarının, imamların, müftülerin resmi nikâh kıyma yetkisi ile donatılacağı, hazırlıkların tamamlandığı noktadır.

Diyorlar ki; ne var bunda canım, müftü de devletin bir memuru değil mi? "Müftülüklerde kıyılan nikâh, şeri çerçevede değil, mevcut Medeni Kanun’un nikâha ilişkin mevzuatına uygun olacak, yani nikâhını müftülükte kıyan dört eş ile evlenmeye kalkışamayacak, ‘eşini talakı selase’ ile boşayamayacak, vs. Öyle bir düzenleme olsaydı, çok ciddi bir gelişme olurdu, olmadığına göre müftünün nikâh kıyma yetkisi olması neden sorun yaratsın" diyor rahatlatıyor bizi liberal dostlarımız. Bizse kaygılardayız. Acaba kayan zeminin farkında olmayabilirler mi bu arkadaşlar? "Yeni bir devletin kurulduğunun" TV kanallarından ilan edildiğini duymamış olabilirler mi? Eski devletin İslamcılığı denetleyebilmek için bulduğu çarenin, yani Diyanet İşleri’nin, şimdi kurulduğu iddia ve ilan edilen devletin pek işine yaradığını kavramakta zorlanıyor olmasınlar sakın.

***

Evet, müftü devlet memurudur, imam da öyledir. Maaşlarını devletten alırlar. Ve "yeni devlet" onların din adamlığını esas almakta, onları laik seküler evlenme akdini dini kisve ve İslami ritüelle yapmakla görevlendirmektedir. Laik devlet bir mevziden daha uzaklaştırılıyor. Devlet memuru olan imamın kıydığı nikâh laik devlet nezdinde geçersizdi, şimdi geçerli ve resmi olacak. Sakın niyet okumayı elden bırakmayın, arkası gelecektir.

"Ne var bunda" diyenlerin gözden kaçırdığı; laik Cumhuriyetin seçilmiş belediye başkanı ile yeni İslamcı devletin din adamı arasındaki farkta gizlidir; okumayı bilene artık pek aşikâr olan niyetin içindedir.

Bir de aman bu suni gündeme teslim olmayalım kaygısı var ki neresinden baksanız dökülüyor. Kim gündeme getirdiyse şükran borçlu olmalıyız. Çünkü tartışılması gereken, ne yazık ki güçlü bir şekilde gündemde tutamadığımız konu budur.

Yani laikliktir.

***

"Müftü nikâh kıysın mı?" sorusu konuyu ideolojik tartışmadan somut alana çekiyor. Öyleyse bu alanın es geçtiğimiz, yeterince üzerinde durmadığımız somut konuları üzerinde yoğunlaşalım.

Peki, evrim meselesi somut değil mi?

Öylesine somuttur ki, sizi bir anda Katar’la Suudiler arasında bir yere yerleştiriverir. Ama "yeni devlet"in niyetini okumaya niyetiniz yoksa, ne desek boş size."

Cumhuriyet Kovuldu Nuray Mert