DEM Parti ve DBP Suruç'ta .. Kadınların savaşa karşı oluşturduğu insan zincirine polis engeli

Ali GÜZEL

URFA - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad- TJA), Heyet Tahrir el Şam'ın (HTŞ) hükümet güçlerine, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu'nun (SMO) da Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) başlattığı saldırıları bugün Suruç'ta protesto etti.

Eyleme, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, DBP Eş Genel Başkanları Çiğdem Kılıçgün Uçar ile Keskin Bayındır, HDK Eşsözcüsü Meral Danış Beştaş, ESP MYK Üyesi Orhan Çelebi, KESK MYK üyeleri, DEM Parti ve DBP'nin Urfa, Antep ve Diyarbakır il ve ilçe örgütleri, milletvekilleri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri de katıldı. DEM Parti ve DBP'liler, Suruç ilçesinin Suriye sınırı tarafındaki çıkışında bir açıklama yaptı.

BAYINDIR: BU UMUT KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAK

Burada konuşan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, şunları söyledi:

"10 yıl önce Kürt halkının kazanımları için aylarca buradaydık. Günlerce direndik. Bugün de aynı şekilde AKP-MHP iktidarı bizi o günlere götürmek istiyor. 10 yıl öncesine baksınlar; birlikte yaşam modeli nasıl dünya halklarına umut olduysa bugün de aynı şekilde direneceğiz. Her yerde direnişi büyüteceğiz. AKP-MHP, Kuzey ve Doğu Suriye'yi katliam yeri yapmak istiyorlar. Ama bu mazlum halkların kaderi değil. Bu politikayı terk edin. 10 yıl önce bütün gücünüz ile kazanamadınız, yine kazanamazsınız. Bütün dünya halkları Rojava halkı ile birlikte. Milyonlar Rojava için ayakta. Rojava halkı ile Kurdistan'da yaşayan herkesin kaderi bir. Rojava halkına katliamı dayatanlar, barış eli uzatamaz. Dünya halkları Rojava halklarının direnişine inansın. Karanlık güçleri buradan uyarıyoruz; bir daha kirli oyunlarınızı tekrarlamayın."

HATİMOĞULLARI: 'BARIŞIN MESAJINI VERMEYE GELDİK'

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da savaşın durdurulması ve barış çağrısı yaparak şöyle konuştu:

"Sınıra sıfır noktasında tüm Türkiye halklarına bölgenin barışının mesajını vermeye geldik. Her ne kadar yollarımız engellense de bizler sözümüzü bu gök kubbenin altından Ortadoğu'ya Rojava'ya, Suriye'ye ve bütün dünyaya duyurmak üzere buradayız. Suriye’de oynadığınız her oyun dönüp Türkiye halklarını vuruyor. Suriye’de attığınız her olumsuz adım dönüp bizleri vuruyor. Kürt sorununu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmekten imtina ettiğiniz için şu an bölgede artık bir söz sahibi değilsiniz. Yaptığınız barış çağrısının dahi bölgede bir karşılığı yoktur. Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmelidir. Kürt sorununu çözmüş bir Türkiye daha fazla güven içinde hissedecektir kendini. Suriye'de demokratik bir anayasanın yazılması için çalışmalıdır. Yapılacak olan ilk adım Astana görüşmelerindeki kimi kararların hayata geçirilmesidir. Astana görüşmesindeki en önemli mutabakat neydi? En önemli mutabakat İdlib'teki bu çetelerin dini duyguları siyasi ve kötü emellerine alet eden bu çetelerin silahsızlandırılmasıydı. Ama tam tersini yaptılar, İdlib'te daha çok silahlandırdılar ve şimdi yepyeni bir savaşın ve çatışmanın çıkmasına sebep oldular."

'EMPERYALİST GÜÇLER ORTADOĞU'DAN ÇEKİLSİN'

Ortadoğu'da yıllardır yaşanan savaşlara dikkat çeken ESP MYK Üyesi Orhan Çelebi ise "Ortadoğu yıllardır savaşın merkezi haline gelmiş durumda. Hiçbir zaman Ortadoğu, kendi kaderini kendisi belirleyemedi. Halkların kaderini hep dış güçler belirledi ve bugün çeteler belirlemek istiyor. Rojava halkı 10 yıl önce kendi kaderini belirledi. 'Biz, özgürce bir şekilde kardeşçe yaşamak istiyoruz' dediler ve bugün de bu savaşta özellikle halkların katliamdan geçirilmemesi için çok büyük bir fedakârlık yapıyorlar. İŞİD ve HTŞ ile diğer çetelerin bu halklara bu zulmü yapmasına müsaade etmek istemiyorlar. Tüm emperyalist güçlerin ve onların işbirlikçilerinin Ortadoğu'dan ve Suriye'den çekip gitmelerini istiyoruz. Bırakın Ortadoğu ve Suriye halkları kendi kaderlerini kendileri belirlesinler" dedi.

BEŞTAŞ: 'BARIŞ ÇAĞRIMIZI CİDDİYE ALIN'

HTŞ ve SMO'nun Suriye'deki saldırılarını kınayan HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da "Ortadoğu yine bir ateş topu. Yine sermayenin, egemenlerin ve emperyalistlerin çıkarları uğruna oradaki halklar ölüme terk ediliyor. Oradaki halklar katliam tehdidiyle yüz yüze bırakılıyor. Dün IŞİD saldırılarını Kürt halkı ve dostları durdurdu. Bugünkü saldırıları da durduracağız. Oradaki çetelere, insanlık düşmanlarına karşı tek yürek duracağız. Bu konuda gücümüze güveniyoruz. Bir halkı terörist olarak kodluyorlar. Orada milyonlarca insan eşit ve adil bir yönetim kurmuş durumda. Rojava kendi toprakları ve geleceği için direndi. Ama Türkiye yönetimi orayı düşman belleyen ve karşısına alan bir yaklaşımla siyasetini yürütüyor. İktidar bloğu 10 yıl önce de bugün de Kürt halkı üzerinden silahlarını çekmedi, Kürt halkını tehdit etmekten vazgeçmedi. Barışın yolu Kürtlerin üzerinden silahlarınızı çekmenizden geçiyor, Kürtleri kabul etmekten geçiyor. İktidar eğer çağrılarında samimiyse barış çağrımızı ciddiye alın. Biz ciddiyiz ve samimiyiz. Bu samimiyeti ve ciddiyeti de görmek istiyoruz" diye konuştu.

İNSAN ZİNCİRİNE POLİS ENGELİ

Açıklamanın ardından kadınlar savaşa karşı insan zinciri oluşturdu. Ancak sınıra yapılmak istenen yürüyüşe polis izin vermedi. Kalabalık bu kez 'Dün İŞİD, bugün HTŞ Rojava düşmedi düşmeyecek' yazılı pankartla Suruç merkeze doğru yürüyüşe geçti. Polisin zaman zaman engelleme çabalarına karşı yürüyüş gerçekleştirildi.

Yürüyüşün ardından protesto eylemi sonlandırıldı.

URFA VALİLİĞİNDEN EYLEM YASAĞI KARARI

DEM Parti ve DBP'nin protestosu öncesinde Urfa Valiliği kent genelinde iki günlük eylem yasağı kararı aldı. Bugünden itibaren geçerli olan yasak kararının yarın gece saatlerine kadar süreceği belirtildi.