Demirtaş: "Hamaset değil, cesaret zamanıdır"
Demirtaş mesajında, Cumhurbaşkanı'nın davetiyle Meclis"te bir tüm siyasi parti genel başkanlarıyla bir çalışma toplantısının en kısa zamanda yapılmasının yararlı olacağını söyledi.

Artı Gerçek - Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ortadoğu'da artan gerilim ve İran'a yönelik askeri operasyonlar üzerine kapsamlı bir değerlendirme ve çağrı metni yayımladı. "Hamaset Değil Cesaret Zamanıdır" başlığıyla kişisel sosyal medya hesanda paylaştığı metinde Demirtaş, emperyal müdahalelere karşı durulması gerektiğini belirtirken, Türkiye'nin asıl olarak içeride birliği ve barışı sağlamak için cesur adımlar atması gerektiğini vurguladı. Demirtaş, silahsızlanma sürecinin hızlandırılmasından yargı reformuna, ulusal birlikten tüm siyasi partilerin katılacağı bir zirveye kadar dört maddelik bir yol haritası sundu.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İran ve İsrail arasında tırmanan gerilimin bölgesel bir savaşa dönüşme riskine dikkat çekerek, Türkiye'nin iç ve dış politikada izlemesi gereken yola dair önemli uyarılarda bulundu. Emperyal müdahalelere karşı ilkesel bir duruş sergilenmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, asıl çözümün Türkiye'nin kendi iç barışını ve adaletini sağlamasından geçtiğini belirtti.
Demirtaş, açıklamasının girişinde İran rejiminin kendi halkına yönelik tutumunu eleştirirken, bunun dış müdahaleye bir gerekçe olamayacağını şu sözlerle ifade etti:
"İran rejimi uzun yıllardır demokrasi ve insan haklarına tümden kapalı kalmakla, öncelikle kendi yurttaşlarına büyük haksızlık yapıyor. Ancak hiçbir gerekçe, emperyal müdahaleye haklılık kazandırmaz. İran'a yönelik askeri operasyonun durmasını ve müzakere masasına dönülmesini esas almamız gerekir. Fakat görünen o ki, Orta Doğu'ya emperyal müdahaleler, kendilerince sonuç alınıncaya kadar durmayacak. Bizim, bölgesel barışı ilkesel olarak savunma ve bunun için yoğun çaba harcamanın yanı sıra, içeride de birliği ve barışı sağlamakta daha hızlı ve cesur hareket etmemiz gerekir."
DÖRT MADDELİK ÖNERİ LİSTESİ
Demirtaş, "Bu çerçevede" diyerek Türkiye'nin atması gereken somut adımları dört ana başlık altında topladı:
1- Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat çağrısı ve PKK'nin fesih kararıyla birlikte silahsızlanma sürecinin herhangi bir tıkanmaya ya da provokasyona yer vermeden, olabilecek en hızlı şekilde tamamlanması için tüm tarafların en yüksek düzeyde çaba, cesaret ve feraset gösterebilmesi gerekir.
2- İç cepheyi güçlendirme amacına da adalet duygusunun gelişmesine de hizmet etmediği açık olan siyasi görünümlü yargı tacizlerine kesinlikle son verilmelidir. Ortada bir suç isnadı varsa bunun, tarafsızlığı ve bağımsızlığı sorgulanmayacak başsavcılar, savcılar ve yargıçlar eliyle yürütülmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Seçilmiş belediye başkanları ve bürokratların tutuksuz yargılanmaları iç hukukumuzun da gereğidir ve bu konuda artık somut mesafe kat edilmeli, tahliyeler sağlanmalı, adil bir yargı süreciyle de davalar en hızlı şekilde sonuçlandırılmalıdır. Orta Doğu'daki ateş devasa bir yangına dönüşürken toplumu dışlayacak böylesi tutumlarda ısrar edilmemelidir.
3- Böyle bir dönemde hiç kimse küçük hesaplar yaparak maceracı, riskli ve sonu felaketle sonuçlanacak hamleleri aklından bile geçirmemelidir. Unutulmamalıdır ki, emperyalizm bin kazanmadan kimseye bir vermez. Bizler Türkiye toplumu olarak bu dönemde bir ve beraber olacağız; olası risklere, saldırılara, provokasyonlara karşı gerektiğinde Edirne'den Hakkari'ye kadar 86 milyonluk bir halk ordusuna dönüşeceğiz; ortak vatanımızı canımız pahasına savunacağız. Kendi iç sorunlarımızı da kendi aramızda, karşılıklı güven çerçevesinde ve 'kardeşlik ruhuyla' çözeceğiz. Bunun dışındaki her arayış sadece felaket getirir. Bu konuda ezberci, öfkeli, intikamcı ve kindar hiçbir yaklaşıma prim vermeyecek, cesur ve samimi olacağız.
4- Orta Doğu yangınının kısa sürede sönmeyeceğini öngörerek kısa, orta ve uzun vadeli bir iç ve dış ortak politika hattının belirlenmesi ve her siyasi grubun bu hattı gönül rahatlığıyla savunabilmesi için Cumhurbaşkanı'nın davetiyle, TBMM'de tüm siyasi parti genel başkanlarıyla bir çalışma toplantısının en kısa zamanda yapılması yararlı olacaktır."
"BİRLİK, İKTİDARIN DEĞİL TÜRKİYE'NİN ETRAFINDA OLACAKTIR"
Demirtaş, yaptığı birlik çağrısının iktidara yönelik eleştirilerin son bulması anlamına gelmediğinin altını çizerek, "Belirttiğim noktaların hiçbiri iç politikada nezakete dayalı demokratik muhalefetin ve iktidarın denetlenmesinin, eleştirilmesinin önünde engel değildir. Birlik ve beraberlik iktidar partisinin değil, Türkiye'nin etrafında olacaktır" dedi.
Açıklamasını, tüm topluma yönelik bir davet mesajıyla sonlandırdı: "Madem soyadımız Türkiye'dir, o halde herkesi soyadımız etrafında birleşmeye ve bunun için sorumluluk almaya davet ediyorum. Bu kasırga bir gün elbette dinecek ve bizler bu toprakların kadim halkları olarak burada, bir arada, eşitçe ve özgürce yaşayacağız."