Maraş depremlerinde evleri yıkılanlar nasıl bir hukuki yol izlemeli?

Maraş depremlerinde evleri yıkılanlar nasıl bir hukuki yol izlemeli?
Avukat Ercan Mataracı deprem sonrası izlenecek hukuki yolu anlattı. Mataracı: "17 Ağustos'ta olduğu gibi birkaç günah keçisi ilan edilerek siyasi ya da maddi gücü olanların cezasız kalmaması için tüm yargılama sürecinin takibinin yapılması kritik önemde."

Mazlum BUCUKA


İSTANBUL - Maraş'ta Pazarcık ve Elbistan merkezli iki depremden sonra güncellenmiş resmi verilere göre 10 ilde 10 binden fazla bina yıkıldı, 30 binden fazla insan öldü. Enkazlarda arama kurtarma çalışmaları devam ederken yıkılan binalarda hasar tespit çalışmaları da başladı. Depremde yakınlarını kaybedenlerin ve evleri zarar görenlerin nasıl bir hukuki yol izleyeceği kritik bir konu olarak duruyor.

Maraş depremlerinin ardından yıkım olan illerdeki başsavcılıklara, yıkılan binaların müteahhitlerine dair suç duyurusunda bulunan 170 avukattan biri olan avukat Ercan Mataracı Artı Gerçek'in sorularını yanıtladı.

Mataracı, evleri yıkılan ve hasar gören depremzedelerin bu hukuki süreçte neler yapabileceği ve zararlarının nasıl karşılanacağı konusunda bilgiler verdi.

EVLERİ YIKILANLAR DELİL İÇİN FOTOĞRAF ÇEKMELİ

Mataracı, yıkılmış evlerin, adres ve çekilme tarihi net olarak belirtilen fotoğraf ve video görüntülerinin hukuki olarak önemli bir delil olduğunu vurguladı. Yıkılmış binadan, ele alındığında parçaların ufalandığını gösteren video kayıtları da önemli deliler arasında sayılıyor. Bu delillerin özellikle resmi tutanaklardaki eksiklikler söz konusu olduğunda hukuki süreçte kritik olabileceğine dikkat çeken Mataracı, "Vatandaşların bireysel olarak delil elde edebileceği bu işlemler de son çare olarak delillerin kaybolmaması adına yapılabilir" dedi.

'DEPREMZEDELER MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEP EDEBİLİRLER'

Evi yıkılan ve zorunlu deprem sigortası poliçe sahibi olan depremzedeler, Doğal Afet Sigortaları Kurumu'na (DASK) başvuru yaparak azami teminat bedeli olan 640 bin TL'ye kadar olan zararlarının karşılanmasını talep edebiliyor. Mataracı, sonraki sürecin işleyişi hakkında şu bilgileri verdi:

"Söz konusu binaların yapımlarında sorumlu olan kişilerin tespiti yapılacaktır. Bunun ardından ceza yargılaması süreci yakından takip edilebilir, suçtan zarar gören sıfatıyla katılma talebinde bulunabilir. Vatandaşlarımız sorumluların sebep olduğu maddi zararın yanında tüm bu yaşananlar nedeniyle uğramış oldukları manevi zarar dolayısıyla da tazminat talep edebileceklerdir."

'HASAR TESPİTİ İÇİN BİNLERCE AVUKAT GÖNÜLLÜ ÇALIŞMAYA HAZIR'

Maraş depreminde yıkılan evlerin sorumlularının bir an önce tespit edilmesi gerektiğini vurgulayan Mataracı, "Yargılamaların şeffaf, etkin, amacına uygun ve hızlı bir şekilde yapılmasını sağlamak ise özellikle Türkiye gibi yargıya ve yargı üyelerine güvenin kalmadığı bir ülkede biz avukatların sorumluluğunda" dedi.

Mataracı, "TBB'nin enkaz bölgesindeki delillerin tespiti ve kaybolmasının engellenmesi açısından gönüllü avukat ve mühendislerin görevlendirilmesi için Adalet Bakanlığına yaptığı bir çağrı da var" dedi ve bu çağrı karşılık bulması halinde binlerce avukatın gönüllü olarak bu çalışmalara hazır olduğunu vurguladı.

17 AĞUSTOS DEPREMİ SONRASI DAVALAR NASIL SONUÇLANDI?

Maraş'ta 6 Şubat'ta dokuz saat aralıklarla meydana gelen iki depremden sonra, 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi yeniden gündem oldu. Gölcük depreminden sonra açılan davaların nasıl sonuçlandığı, Maraş depreminin ardından açılacak davaların olası seyrini anlatan Mataracı şöyle konuştu:

"Davaların takibi ve delillerin kaybolmaması, Türkiye gibi yargıya ve yargı üyelerine güvenin kalmadığı bir ülkede biz avukatların sorumluluğunda. 17 Ağustos depreminde olduğu gibi birkaç günah keçisi ilan edilerek siyasi ya da maddi gücü olanların cezasız kalmaması için tüm bu yargılama sürecinin takibinin yapılması ve gerekli müdahalelerle sürecin iyi yönetilmesi açısından TBB'nin ve baroların rolü kritik bir öneme sahip."

Peki,17 Ağustos depreminden sonra hukuki süreç nasıl ilerledi? Hangi davalar açıldı, nasıl sonuçlandı?

Kocaeli Gölcük merkezli depremden sonra yapım hatalarından çöken binaların müteahhitlerine 2 binden fazla dava açılmıştı. Bu davaların 1800'ü kamuoyunda Rahşan Affı olarak bilinen Şartlı Salıverme ve Erteleme Yasası ile cezasız sonuçlanmıştı. Geriye kalan üç yüz davanın 110 kadarında ceza verilmiş, birçoğu ertelenmişti. Bunun dışında kalan davalar ise 16 Şubat 2007 tarihinde yedi buçuk yıl geçtikten sonra zaman aşımına uğramıştı.

16 milyon insanın etkilendiği 17 Ağustos depremi sonrası ilk altı ay sonunda, ölü sayısının en fazla olduğu Kocaeli'de hiç kimse tutuklanmamıştı. Sakarya'da beşi kooperatif yöneticisi, biri mimar, biri mühendis yedi sanık tutuklanmış, Yalova'da 76 ceza davası açılmış ancak Veli Göçer dışındaki bütün sanıklar serbest bırakılmıştı.

ÖRNEK DAVALAR

17 Ağustos depreminden sonra açılan örnek davalar ve sonuçları şöyle:

Düzce Ersoy Apartmanı: 36 kişi öldü, dava zaman aşımına uğradı.

Düzce Ömür Hastanesi: 11 kişi öldü, dava zaman aşımına uğradı.

Yalova Ceylankent Sitesi: 98 kişi öldü, iki sanığa verilen hapis cezaları ertelendi.

Kocaeli Ubay Apartmanı: 58 kişi öldü, müteahhit hakkında verilen ceza ertelendi.

Yüksel Sitesi: 316 kişi öldü, beş sanığa verilen çeşitli cezalar ertelendi.

Can Göçer ve Zafer Coşkun: Veli Göçer'in oğluyla ortağı yakalanamadığı için haklarındaki dava zaman aşımından düşmüştür. Veli Göçer ise 48 ay ceza almıştır.

Sakarya: 695 davadan beş kişiye ceza verilebildi.

Kocaeli: 600 dava açıldı, 12 kişi onar ay hapis cezası aldı. Altısının cezası infaz edildi, altısı için süre istendi.

Yalova: 173 dava açıldı, hemen hemen tamamı sonuçlandı. Ceza aldığı bilinen tek isim Veli Göçer olup 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edildi. Rahşan Affı ve zaman aşımından yararlanarak 7,5 yıl hapis yattıktan sonra tahliye oldu.

Düzce: Yaklaşık 220 dava açıldığı sanılıyor. Yargılamaların sonucunda hiç kimse cezaevine girmedi.

Öne Çıkanlar