Devlete ‘Geçmişle yüzleş’ çağrısı
Diyarbakır Barosu, İHD, TİHV ve Tabip Odası hak ihlalleri ile ilgili ortak basın açıklaması yaptı. Devlet arşivlerinin açılmasını isteyen Sivil Toplum Kuruluşları, devlete çağrı yaptı.
Fatime TEKİN
DİYARBAKIR - Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Tabip Odası ve Hak İnisiyatifi, "17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplara Karşı Mücadele Haftası" nedeniyle Diyarbakır Barosu Adli Yardım Merkezi’nde ortak basın açıklaması yaptı.
TÜRKİYE’DE GÖZALTINDA AĞIR HAK İHLALLERİ YAŞANMAKTA
Sivil Toplum Kuruluşları adına basın açıklamasını okuyan Diyarbakır Barosu Yönetiminden avukat Serhat Eren, Türkiye’de son 35 yılı aşkın sürede sayısız hak ihlalleri yaşandığını söyledi. Gözaltında kaybettirilmeler, yargısız infazlar ve toplu mezarların hak ihlallerinin önemli bir kesitini oluşturduğunu belirten Eren, Türkiye’nin uluslararası sözleşmelere taraf olduğunu ifade ederek, "Uluslararası mevzuat ve Türkiye Ceza Yargılamasında insanlığa karşı işlenen suçlara zaman aşımının uygulanmayacağı açık bir şekilde hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, sözleşmeyi imzalayan devletler, kendi egemenliği altında bulunan topraklarda ‘zorla kaybettirme’ fiilinin engellenmesi için gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü altındadır. Ancak, Türkiye ısrarla yaşanan acılarla yüzleşmekten, söz konusu sözleşmeyi imzalamaktan kaçınmaktadır" dedi.
FAİLLERE YÖNELİK CEZASIZLIK POLİTİKASI UYGULANMIŞTIR
Hak ihlallerinin bu kadar sistematik bir biçimde işlenmesine karşın etkili bir soruşturmanın yapılmadığını belirten Eren, raflarda bekletilen birçok dosyanın zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle kapatıldığını söyledi. Eren, "Bu dosyalardaki yargılamaların uzunluğu, sanıkların tutuksuz yargılanması, yargılamaların güvenlik gerekçesiyle bölge dışındaki illerle taşınması gibi uygulamalar söz konusu. Bu uygulamalar faillerin aklanmasını sağlıyor. Zorla kaybettirmeler nasıl sistematik olarak uygulanmışsa, faillere yönelik olarak da sistematik olarak cezasızlık politikası uygulanmıştır" diye konuştu.
İnsan hakları savunucuları olarak devlete geçmişle yüzleşmesi çağrısında bulunduğunu hatırlatan Eren, karanlıkta kalan tüm olayların aydınlatılması için devletin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor.
Açıklamasında Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri ile ilgili bilgi veren avukat Eren, şu talepleri sıraladı.
*Zorla kaybettirilenlerin akıbetleri ortaya çıkarılmalı, faili meçhul cinayetler aydınlatılarak devletin tüm arşivleri açılmalı.
*Kayıpların aranması ve mezarların açılması konusunda, ‘Minnesota Otopsi Protokolü’ uygulanmalı. Mezarlar, uluslararası standartlara göre açılmalı.
*Hükümeti, BM’nin ‘Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları’ ile İlgili Uluslararası Sözleşmenin yükümlülüklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
*Yargı mensuplarını, sistematik cezasızlık politikasından vazgeçmeye ve uluslararası belgelere göre insanlık suçu olan tüm kayıp vakkaları konusunda etkin bir yargılama yürütmeye, uluslararası sözleşmeler uyarınca bu suçlar için zaman aşımı hükümlerini dikkate almamaya çağırıyoruz.
*Bu topraklarda bir daha benzer acıların yaşanmaması, hakikatlerin ortaya çıkarılması ve toplumsal barışın tesisi için "Geçmişle Yüzleşme ve Hakikatleri Araştırma Komisyonu" kurulmasını talep ediyoruz.
FAİLLER İÇİN OTURMA EYLEMLERİ DEVAM EDİYOR
Öte yandan kayıp yakınları yıllardır eylemlerini sürdürüyor. İstanbul, Diyarbakır, Batman ve İzmir başta olmak üzere çok sayıda il ve ilçede oturma eylemlerini sürdüren kayıp yakınları adalet istiyor. İstanbul’da 634’üncü, Diyarbakır’da 432’nci haftasına ulaşan kayıp yakınları oturma eylemleri kesintisiz bir şekilde sürdürüyor. Ancak OHAL ve "güvenlik" gerekçesiyle, demokratik gösteri ve etkinliklere Valilikler tarafından getirilen yasaklamalar, kayıp yakınlarının seslerini duyurmalarına mani oluyor. Yıllardır alanlarda eylemlerini sürdüren kayıp yakınları, OHAL gerekçesi ile açıklamalarını kapalı alanlarda yapmak zorunda kalıyor.