Dilipak'tan AKP medyasına: Mamalarını keserseniz aleyhinize olurlar

'Bu Media'nın büyük ölçüde patronajı sağlıklı değil. Yöneticileri de öyle. Habercileri büyük ölçüde sipariş üzere çalışan tipler. Mamalarını keserseniz de aleyhinize olurlar.'

Dilipak'tan AKP medyasına: Mamalarını keserseniz aleyhinize olurlar

Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, iktidara yakın medyanın AKP'nin sırtındaki kambur olduğunu söyledi. "Bu kamburdan kurtulmadan da hedefine ulaşması zor. Kılavuzu, sunucusu bu Media olanın akıbeti pek hayrolmaz. Mamalarını keserseniz de aleyhinize olurlar. Yanlışın neresinden dönerseniz orası kârdır. Bu Media’nın büyük ölçüde patronajı sağlıklı değil. Yöneticileri de öyle. Habercileri büyük ölçüde sipariş üzere çalışan tipler. Yazarlarının pek azının toplumda karşılığı var. Gerçek anlamda bir tirajları yok" dedi.

Dilipak'ın 'Ramazan ve Media' başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

"AK Parti beslediği Media tarafından pazarlanıyor bugün. Bu kamburdan kurtulmadan da hedefine ulaşması zor. Kılavuzu, sunucusu bu Media olanın akıbeti pek hayrolmaz. Mamalarını keserseniz de aleyhinize olurlar. Şimdi başımıza bir de Sosyal Media belası çıktı. Bir de Sosyal Media fenomenleri, Troller filan, hangisine dokunursan dokun, bir dokun bin ah işitirsin.

Yanlışın neresinden dönerseniz orası kârdır. Bu Media'nın büyük ölçüde patronajı sağlıklı değil. Yöneticileri de öyle. Habercileri büyük ölçüde sipariş üzere çalışan tipler. Yazarlarının pek azının toplumda karşılığı var. Gerçek anlamda bir tirajları yok. 'AK Parti Mediası' denilen Media büyük ölçüde, AK Parti'yi sırtında taşımıyor, aksine bu Media AK Parti'nin sırtında bir kambur gibi duruyor!

Siyaset ve Media ilişkisi, sadece bizde, ya da İslam ülkelerinde değil, Batı'da da büyük ölçüde böyle. Geçen gün Almanya örneğini yazdım. ABD'nin 'eklemlenmiş gazeteci'leri her yerdeler. 'Finansal tetikçiler' gibi 'Media tetikçileri' her yerde varlar.

Siyasetle gayrimeşru ilişkiye giren sermaye sahipleri, bankacılar, STK'lar, Media, Bürokrat, Cemaat hepsi birer tetikçiye dönüşüyor. Bunlardan kimi Media'yı arkasına alırsa tehdit kapsam, genişlik ve derinlik olarak güçleniyor.

Media Hakkın ve Halkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, haykıran sesi olacaktı. Ama olmadı işte 'Sahibinin sesi' oldu. Daha doğrusu, genel anlama 'parayı veren düdüğü çalar'. Birilerinin elinde rakiplerini susturmak için silaha, sopaya dönüştü. 'Cilalı adam devri'nden birilerini parlatmaya da yarıyor. 'Trampen tahtası' işlevi de görüyor.

Media, her zaman 'keskin sirke'dir. Küpüne zarar verir.

Gazeteci 'cam ev' de oturacakmış, kamu haklarının 'bekçi köpekliği'ni yapacakmış. Bu 'köpek' kamu malına el uzatanlara kılavuzluk yapıyor, onları koruyor genellikle. Gazetecinin 'artırılmış eleştiri hakkı' ve kamu ile ilişkili olanların, 'artırılmış tahammül yükümlülüğü' bununla ilgili bir konu aslında.

Herkes elindeki yetkiyi başkalarını sindirmek, bastırmak, caydırmak, susturmak için kullanıyor. Yargıcın elinde yasa, siyasetçinin elinde otorite, bürokratın elinde bürokrasi, işadamının elinde para, gazetecinin elinde ucundan kan damlayan kalemi var! Askerinin, Polisinin geçmişte neler yaptığını hatırlayın. İşkenceler, darbeler.. Herkes elindeki ile başkasına zarar vermeye kalkarsa bu işin sonu nereye varacak?"

akp akit Abdurrahman Dilipak YANDAŞ MEDYA akp medyası