Dink cinayeti davasında karar: Kamu görevlilerine 10 yıldan müebbete varan hapis cezaları

Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumlulukları olduğu gerekçesiyle yargılanan kamu görevlilerinin davasında hüküm açıklandı. Polis ve jandarma görevlilerine 10 yıldan müebbete kadar değişen oranlarda hapis cezaları verildi.

Dink cinayeti davasında karar: Kamu görevlilerine 10 yıldan müebbete varan hapis cezaları

Canan COŞKUN


İSTANBUL - Agos gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde sorumluluğu olduğu gerekçesiyle yargılanıp mahkum edildikten sonra kararın bozulmasıyla yeniden yargılanan kamu görevlilerinin davasında hüküm açıklandı. Polis ve jandarma görevlilerine 10 yıldan müebbete kadar değişen oranlarda hapis cezası verildi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 15 sanıklı davanın duruşmasında Dink ailesi avukatları hazır bulunurken, başka davadan tutuklu eski jandarma görevlisi Muharrem Demirkale de jandarma eşliğinde salona getirildi. Davanın diğer sanıkları da Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.

Duruşmada Demirkale esas hakkındaki savunmasını yaptı. Demirkale, sözlerine davayı 'kumpas ve kurgu davası' şeklinde tarif ederek başladı. Demirkale, Dink ailesine olan saygısı sebebiyle salona gelip savunma yapmak istediğini aktardı. Mahkeme heyetinden kendisini sıkıştıracak sorular sormasını isteyen Demirkale, kendisine yöneltilen FETÖ suçlamasına karşı savunma yaptı. İstanbul’da 2005 ve 2012 yılları arasında görev yaptığını aktaran Demirkale, bildiği şeyleri anlatmaması için itibarsızlaştırıldığını öne sürdü.

'DEVLET-İ ALİYYE’NİN İŞLERİNİ YAPTIM'

Görevi sırasında JİTEM’de faaliyet gösterdiğini söyleyen Demirkale, yaptığı operasyonlardan, aldığı ödüllerden bahsetti ve “Örgüt üyesi olsaydım asla iz bırakmazdım. Ben 'devlet-i aliyye’nin işlerini yaptım” dedi.

Soruşturmanın savcılarından Gökalp Kökçü’yü ve o dönem başsavcı olan İrfan Fidan’ı da suçlayan Demirkale, Dink ailesi avukatları neyi talep ediyorsa kendilerinin de onu talep ettiğini ancak mahkemenin reddettiğini aktardı. Demirkale, bunun masum olduklarının bir delili olduğunu öne sürdü.

Suç oluşturan eylemlerinin ne olduğunun açıklanmadığını aktaran Demirkale, eylemlerle suçlama arasında bağ kurulmadığını iddia etti. Ogün Samast’ı takip ettiğinin iddia edildiğini ancak öyle olmadığının ortaya çıktığını aktaran Demirkale, ne yaptığı için cinayetin işlendiğini sordu. Trabzon istihbarat şubesinin çelişkili işlemler yaptığını belirten Demirkale, “Buradaki çalışanların amirlerinden usulsüz emir alsalardı bunu mutlaka söylerlerdi” dedi.

İddianameye göre Samast’ın iddialarıyla diğer sanıklarla ilgili HTS kayıtlarının uyuştuğunu aktaran Demirkale, gerçekte böyle bir uyuşmanın söz konusu olmadığını söyledi.

'SİZİN AKIN GÜRLEK İLE İLETİŞİMİNİZ YOK MU?'

Samast’ın soruşturmanın eski savcılarından Yusuf Hakkı Doğan’a verdiği ifadede cinayeti işledikten sonraki süreçle ilgili farklı senaryolar ortaya attığını belirten Demirkale, mahkemenin Samast’ın dosyanın jandarma görevlisi sanıkları teşhisini de kabul ettiğini aktardı. Davanın diğer sanıklarıyla iletişiminin suçlama gibi yansıtıldığını kaydeden Demirkale, mahkeme başkanı Ferhat Şahin’e “Sizin Akın Gürlek ile iletişiminiz yok mu” diye sordu. Hakkındaki haberleri Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun ve Hanefi Avcı gibi kişilerin yaptırdığını iddia eden Demirkale, öne sürdüğü bilgiyi istihbarat çevresine dayandırdı.

'ENGİN DİNÇ’İ İRFAN FİDAN GÖREVLENDİRDİ'

Davanın ilk yargılamasında beraat ettirilen sanıklarından Engin Dinç’i bu soruşturmada görevlendiren kişinin de o dönemin İstanbul Başsavcısı İrfan Fidan olduğunu savundu. Soruşturma kapsamında cinayet sırasında İstanbul Jandarma İstihbarat görevlilerinin olduğu iddia edilmiş, başka bir jandarma olan sanık Yusuf Bozca’ya da bu kişilerin teşhisi yaptırılmıştır. Demirkale, mahkeme huzurunda bu teşhisin yalanlandığını anlattı.

Zekeriya Öz ile iletişiminin olması suçlamasıyla ilgili 90’lı yıllarda PKK ile girdiği bir çatışmaya ilişkin soruşturma dosyasına onun bakması sebebiyle tanıştıklarını anlattı. Abdurrahman Şimşek gibi gazetecilerin Ergenekon operasyonları döneminde Öz'ün çevresinde olduğunu ancak kendisinin uzaklaştığını söyledi.

SANIKLARIN SON SÖZLERİ

Demirkale’nin ve avukatının beyanlarının tamamlanmasından sonra sanıklara tek tek son sözleri soruldu. Demirkale, “Kalbe ağır gelen ne varsa bize yaşattınız. Bize yaşattığınızı siz de yaşarsınız” dedi. Dönemin Trabzon jandarma istihbarat şube görevlisi Veysal Şahin, “Hiçbir safhasında cinayete katkım olmadı. Cinayetten altı ay önce edindiğimiz bilgileri amirlere ilettik. Benim adam öldürmekle, tasarlamakla, anayasal düzeni ihlalle ilgili bir dahlim yok, ben görevimi yaptım. Aldığım haberi gizlemedim. Suçsuzum, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum” dedi. Şahin’le aynı şubede görevli Okan Şimşek de “Bu olayın hiçbir yerinde yokuz. Keşif de yapmadık. Bu bir yaftalamadır. Tutukluluk süremin gözününde bulundurularak tahliye ve beraatimi talep ediyorum” dedi.

Trabzon Emniyet İstihbarat Şubesi görevlisi Mehmet Ayhan da Erhan Tuncel’in iddialarıyla cezaevinde olduğunu belirterek FETÖ’yle herhangi bir bağının olmadığını savundu.

'SANIK POLİS GÖREVİNİN BAŞINDA'

Dönemin Trabzon Jandarma Alay Komutanı Ali Öz de 17 yıldır bu olayla uğraştığını aktararak FETÖ’cü ilan edildiğini aktardı ve beraatini talep etti. Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlisi Onur Karakaya’ysa “Görevi başında bi polis olarak sesleniyorum, FETÖ suçlamasından aldığım beraat doğrultusunda beraatimi talep ediyorum” dedi. Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını belirterek beraatlerini talep etti.

HÜKÜMLER VERİLDİ

Mahkeme, Volkan Şahin, Şükrü Yıldız ve Mehmet Ali Özkılınç’ın beraatına hükmetti. Heyet, Muharrem Demirkale’ye “tasarlayarak öldürmek” suçundan müebbet hapis; Yavuz Karakaya'ya “tasarlayarak kasten öldürmeye yardım” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Bekir Yokuş’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak öldürmeye yardım” suçundan 10 yıl hapis; Veysal Şahin’e “ihmali davranışla öldürme” suçundan 15 yıl hapis, Gazi Günay’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Okan Şimşek’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Ali Öz’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet hapis, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 25 yıl hapis; Mehmet Ayhan’a “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Onur Karakaya’ya “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis; Osman Gülbel’e “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 16 yıl 8 ay hapis; Hasan Durmuşoğlu’na “Anayasa’yı ihlal” suçundan müebbet, “kasten tasarlayarak öldürme” suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası verdi.

Mahkeme ayrıca Bekir Yokuş, Onur Karakaya ve Mehmet Ayhan’ın hükümle beraber tutuklanmasına karar verdi. Faruk Sarı’nın ise firari olması sebebiyle dosyasının ayrılmasına hükmedildi

RSF TEMSİLCİSİ ÖNDEROĞLU: POLİTİK BAZLI SANIK AYIKLAMASI ADALET GETİRMEZ

Mahkemenin hükmünü Artıgerçek’e değerlendiren RSF’den Erol Önderoğlu şunları söyledi:
“Uluslararası yankısı olan ve dönemin siyasi yetkililerin de hesap vermesini gerektiren bu cinayetle ilgili Dink’i tehdide açık hale getiren, aleni tehditlere karşın koruma tedbiri almayan ve cinayette azmettirici rolü bulunan tüm sorumlular yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Politik bazlı sanık ayıklanması ve kimi kamu görevlilerine dokunulmaması ile girişilen yargılama adalet getiremez.”

NE OLMUŞTU?

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 2007’de suikastle öldürülmesine ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davada ilk hüküm Mart 2021’de açıklanmıştı. O dönem mahkeme başkanı şimdinin İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’ti. İkinci kez yargılanan sanıklardan dönemin Trabzon Jandarma İstihbarat Şubesi görevlileri Veysal Şahin, Okan Şimşek, Gazi Günay ve Volkan Şahin ile Trabzon Jandarması eski Alay Komutanı Ali Öz, ilk yargılamanın sonunda “kasten öldürme” suçundan 12’şer yıl 6’şar ay hapse çarptırılmış, Öz ve Volkan Şahin dışındaki sanıklar “resmi belgede sahtecilik” suçundan 3.5 yıl hapis cezasına mahkûm edilmişti. Öz’e de bu suçtan 3 yıl 4 ay hapis cezası verilmişti. Volkan Şahin, Okan Şimşek ve Ali Öz, “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan beraat etmişti. Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi görevlileri Onur Karakaya, Mehmet Ayhan ve hasan Durmuşoğlu’na “kasten öldürmenin ihmali davranışla gerçekleşmesi” suçundan 12’şer yıl 6’şar ay, “resmi belgeyi yok etme” suçundan da 3’er yıl 9’ar ay hapis cezası verilmişti. Dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdür yardımcılarından Osman Gülbel, “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi” suçundan 16 yıl 8 ay hapis cezasına mahkûm edilmişti.

“Kasten öldürmeye yardım etme” suçundan İstanbul Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü görevlilerinden Bekir Yokuş’a 10 yıl, Muharrem Demirkale’ye müebbet hapis cezası, Yavuz Karakaya da 12 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti. Demirkale ve Karakaya “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme” suçundan da müebbet hapis cezasına mahkûm edilmişti.

Eski Mülkiye başmüfettişlerinden Mehmet Ali Özkılınç “silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan 7 yıl 6 ay, “suçluyu kayırma” suçundan 2 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılırken, diğer sanık Şükrü Yıldız da “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına mahkûm edilmiş, “görevi kötüye kullanma” ve “ihmal ile yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” suçlarından da zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilmişti.

Bu hüküm Yargıtay 3. Ceza Daire tarafından 21 Haziran 2023 tarihli kararla bozulmuştu. Kararda, Osman Gülbel, Muharrem Demirkale, Hasan Durmuşoğlu, Faruk Sarı, Mehmet Ayhan, Onur Karakaya, Ali Öz, Okan Şimşek, Gazi Günay ve Veysal Şahin’in “öldürme eyleminin müşterek faili” olarak hüküm kurulması gerektiği, Yavuz Karakaya ve Bekir Yokuş'un da "tasarlayarak öldürme suçuna yardım etme” suçundan mahkûm olması gerektiği belirtilmişti. Volkan Şahin'in “ihmali davranışla kasten öldürme” suçundan, Şükrü Yıldız’ın “silahlı terör örgütüne yardım etme” suçundan, Mehmet Ali Özkılınç’ın da “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan beraat etmesi gerektiği kaydedilmişti.

15 sanık hakkında hükmün bozulmasından sonra yargılama 1 Kasım 2023’te yeniden başladı. On yedi yıllık yargılamada 1 Kasım 2023’teki duruşmada ilk defa Cumhurbaşkanlığı davaya katılma talebinde bulundu, talebi kabul edildi.

Dava kapsamında Dink ailesi avukatları Genelkurmay Başkanlığı’ndan 24 Şubat 2004’te İstanbul Valiliğinde MİT görevlilerinin Dink ile görüşmesine ilişkin belgelerin istenmesini, görüşmedeki MİT görevlileri ile İstanbul Vali Yardımcısının tanık olarak dinlenmesini talep etmişti. Talepler mahkemece reddedildi.

31 Mayıs 2024’te görülen duruşmada savcı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı, Veysal Şahin, Okan Şimşek, Gazi Günay, Ali Öz, Osman Gülbel, Onur Karakaya, Mehmet Ayhan, Hasan Durmuşoğlu ve Bekir Yokuş’un “tasarlayarak kasten öldürme” ve “Anayasa’yı ihlal” suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle, Muharrem Demirkale ve Yavuz Karakaya’nın “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istedi. Savcı, Mehmet Ali Özkılınç, Şükrü Yıldız ile Volkan Şahin’in de delil yetersizliğinden beraatlarına karar verilmesini talep etti.

Hrant Dink cinayeti Ogün Samast JİTEM