Diyarbakır'da üretim tüketimin iki katı ama elektrik kesintileri bitmiyor: 'Dağıtım kamulaştırılmalı'
Rojhat ABİ
DİYARBAKIR - Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında Diyarbakır, Batman, Adıyaman, Antep, Kilis, Mardin, Urfa, Siirt ve Şırnak'ta 19 hidroelektrik santrali yapıldı ancak Diyarbakır başta olmak üzere ilgili bölge kentlerinde elektrik kesintileri halkı mağdur ediyor. 13 hidroelektrik santralinin bulunduğu Diyarbakır'daki yılda yaklaşık 5.150 GWh elektrik üretiliyor. Bu rakam kentteki elektrik tüketiminin 1,28 katı ama kentte elektrik kesintileri eksik olmuyor.
'TÜKETİMİN İKİ KATI ÜRETİM VAR AMA KESİNTİLER BİTMİYOR'
Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Alican Çetinkaya, Türkiye genelinde üretilen elektrik miktarının tüketimin iki katı olduğuna dikkat çekti. Buna karşı bölgede sürekli kesintileri yaşandığını vurgulayan Çetinkaya, "Türkiye'deki toplam kurulu güç 104 bin megavat civarında. En fazla tüketilen enerji miktarı ise 55 bin ile 57 bin megavat civarında. Aslında ihtiyacın iki katı kadar bir kurulu güç var. Bu kadar güce rağmen bölgemizde sürekli elektrik kesintileriyle karşılaşıyoruz" diye konuştu.
'ELEKTRİK KAMUSAL BİR HİZMET'
Elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinin ardından kesintilerin sürekli hale geldiğine dikkat çeken Çetinkaya, "Yönetmeliğin belirttiği üzere dağıtım firması keyfi olarak elektrik kesintisi yapamaz. Halka kaliteli ve kesintisiz bir hizmet vermek zorundalar. Özellikle Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. (DEDAŞ) ve Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ), 2011’de çıkarılan yönetmelik ile birçok şeyden muaf tutuldu. Bu kurumların kaçakla mücadelede ve benzeri birçok sorunda hesap verebilirlik muafiyeti doğdu. Kayıp-kaçak kullanım oranı yüzde 30 ve üzeri olan yerlerde bu dağıtım firmalarına tanınan bazı ayrıcalıkların en büyük nedeni dağıtımın özelleşmesi. Daha önce Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) gibi elektrik şirketleri kamuya aitti. DEDAŞ gibi kurumlar ise farklı özel şirketlere bağlı. Özel şirketin mantığı ise kâr etmek. Ancak elektrik enerjisi ise kamusal bir hizmet" dedi.
'TARIMSAL FAALİYETLER DURMA NOKTASINDA'
Elektrik kesintilerinin ve yüksek faturaların tarımsal üretimi durma noktasına getirdiğini vurgulayan Çetinkaya, "Tarımsal sulamada yoğunluklu olarak elektrik enerjisi kullanılıyor. Yani elektrik motorları ile toprak altından su çekilerek sulama yapılıyor. Kaçakla mücadele adı altında köylere sürekli elektrik kesintileri uygulanıyor. Kesintiler nedeniyle sulama ve tarımsal faaliyetler durma noktasına geliyor. Kesintiler sırasında içme suyu ihtiyacını karşılayan motorların da çalışamaması sonucu elektrik borcu olmayan vatandaşlar da susuz kalıyor" diye konuştu.
'SULAMA HEDEFİ YÜZDE 30'UN ALTINDA KALDI'
GAP projesinin asıl hedefi olan tarımsal sulamada sınıfta kaldığını söyleyen Çetinkaya, “GAP Projesi, uzmanların ve yöre halkının karşı çıkmasına rağmen bölgenin, hatta ülkenin ekonomik kalkınması olarak müjdelendi. İklime, doğaya, ekosisteme, tarihe zarar veren, bölgeye doğrudan katkısı olmayan barajlarda üretilecek elektriğe öncelik verildi. GAP, bölge için kalkınma projesi olmaktan daha çok batı illeri için enerji yatırımına dönüştü. Elektrik üretimi açısından hedeflenen yüzde 90'ının üzerinde tuttu ama halkın geçim kaynağı olan tarıma direkt etki edecek sulamada yüzde 30’un bile altında kalındı" dedi.
'ELEKTRİK HİZMETİ KAMULAŞTIRILMALI'
Elektrik hizmetinin kamulaştırılması için de çağrıda bulunan Çetinkaya, şöyle dedi:
"Yurttaşlarının hak ve çıkarlarını gözeten bir çizgide ilerlemek gerekirken, özel dağıtım şirketlerinin çıkarlarını toplum çıkarının üstünde tutan yaklaşımlar bu toplumu hem yoksullaştırır hem de yalnızlaştırır. Olması gereken, kamu hizmeti olan elektrik dağıtım alanının ivedi olarak kamulaştırılmasının sağlanması ve vatandaşı mağdur edecek bu uygulamalardan derhal vazgeçilmesidir."
'ÖNCE BATI METROPOLLERİ, KALAN BÖLGEYE POLİTİKASI'
Elektrik kesintilerinin sistematik olarak sürdürüldüğünü söyleyen Yeşil Sol Parti Van Milletvekili Sinan Çiftyürek de "Diyarbakır rüzgAr ve güneş enerjisi gibi temiz ve sınırsız enerji potansiyeli çok yüksek bir kent. Ancak bu kaynaklar harekete geçirilmiyor. Çünkü merkezi iktidar yüzyıldan beri başta enerji olmak üzere bölgenin zenginlik kaynaklarına el koyarak 'Önce Batı metropolleri, artakalan bölgeye' politikası izliyor. Bu politikayla Kürt halkını cezalandırıyor. Başka türlü kesintileri izah etmek zor. Çünkü enerjinin yetersiz sunumu ve sıkça elektrik kesintisi toplumu ve bölge üretimini (tarım, sanayi, hizmet) sekteye uğratıyor" diye konuştu.
Diyarbakır'da elektrik verilmeyen köyde muhtarlığa 'kayyım' atandı
Elektrik kesintileri Urfalıları bezdirdi: Yolu kapatan halk, DEDAŞ'ı protesto etti