Dolandırıcılık davasında banka müdürü futbolcuları suçladı: 'Bakiye birilerinin cebinde, yazlıklarında'

Dolandırıcılık davasında banka müdürü futbolcuları suçladı: 'Bakiye birilerinin cebinde, yazlıklarında'
Futbol dünyasından 18 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılanan eski banka müdürü Seçil Erzan, faiz olarak, yatırılan paradan çok daha fazlasının kendisinden istendiğini söyledi. Erzan "Bakiyenin birilerinin evlerinde, arabasında, yazlıklarında" dedi.

Artı Gerçek - İstanbul'da banka müdürü Seçil Erzan ile birlikte altı sanığın, aralarında futbol dünyasından Arda Turan, Emre Belözoğlu, Fernando Muslera ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 18 kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılandıkları davada mahkeme, tutuklu iki kişinin tahliyesine karar verdi. Mahkeme heyeti, Seçil Erzan ve Ali Yörük’ün ise tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşma 12 Ocak 2024 tarihine erteledi.

'Yüksek kârlı gizli fon' vaadiyle dolandırıcılık iddiasıyla müştekilerin şikayeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 7 sanığın davası dün İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Aralarında Emre Çolak ve Volkan Bahçekapılı’nın da bulunduğu bazı müştekiler de duruşmada hazır bulundu.

DENİZBANK'A RET

Kimlik tespitinde sanık Seçil Erzan, mesleğini jeoloji mühendisi olarak açıkladı ve ikametgah adresinin olmadığını belirtti.

Denizbank avukatı ve bazı müşteki avukatları davaya katılma talebinde bulundu. DenizBank avukatı müşteki olarak davaya katılma talebinde bulundu. Mahkeme müşteki olarak katılma talebini reddetti.

'2011'DEN 2020'YE KADAR İŞLETMEM İÇİN PARA VERDİLER'

Duruşmada savunma yapan sanık Erzan, 20 yıl boyunca, banka müdürü olarak çalıştığı sürede hata yapmadığını, dolandırıcı olmadığını iddia etti.

2011'den 2020'ye kadar yakınlarının kendisine değerlendirmesi amacıyla parasını verdiğini, kendisinin de halka arz gibi yöntemlerle parayı işleme koyduğunu, verdiği sözü tutamadığı zaman ise kredi çekerek ödediğini iddia eden sanık, ortak faydanın 'paradan para kazanmak' olduğunu ancak kendisinin bu paradan komisyon almadığını öne sürdü.

'KİMSENİN PARASINI ZİMMETİME GEÇİRMEDİM, BEN DOLANDIRILDIM'

Sanık Erzan, Galatasaray futbol kulübünün oyuncularıyla yakın olduğu dönemde paralarını değerlendirme konusunda oyunculara destek olduğunu, kimsenin parasını zimmetleyerek üstüne almadığını savundu.

Kendisinin dolandırıldığını iddia eden Erzan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İyi bir müdürdüm, çok çalışkandım, işimi severek yapıyordum dolayısıyla o camiada benim bilinirliğim oldu. İş dışında da görüştük, sosyal hayatlarımızı paylaşmaya başladık. Onlar benim, ben de onların özel hayatında bilgi sahibiydim. Faiz adı altında aza tamah etmemeleri beni bu hale getirdi. Ana para ödeniyordu. Şubattan sonra ben baskı altına girdim. Bu insanlar 7/24 beni rahatsız ettiler, arabama GPS taktılar, bankada esir alındım, önüme mermi koydular, beni tehdit edip 'Bankadan, seni işten attıracağız' diye tehdit ettiler. Bakiyenin birilerinin evlerinde, arabasında, kolundaki saatlerinde yazlıklarında, cebinde olduğunu biliyorum ben" dedi.

'FATİH TERİM 300 BİN DOLAR VERDİ, İSTEDİĞİ PARA VERDİĞİNDEN ÇOK FAZLA OLMAYA BAŞLADI'

2020'de kendisini tanıyan bir kişinin fon adı altında olmadan "Ne istiyorsan onu yap." diyerek para teslim ettiğini söyleyen sanık Erzan'a mahkeme başkanının bu kişinin kim olduğunu sorması üzerine önce ismini vermeyen sanık, başkanın ısrarla yeniden sorması üzerine bu kişinin Fatih Terim olduğunu söyledi.

Erzan, şöyle konuştu: "O dönem kulüpten ayrıldı. Bir şekilde her istediğinde para ödedim. İstediği para bana verdiği paradan çok fazla olmaya başladı ve ben orada 'hayır' diyemedim. İlk bana verdiği 300 bin dolardı. İstediği zaman 50-100 bin gibi ona geri gönderiyordum. Ben bu arada ipotek verdim araba sattım bir şekilde devam ettirdim."

PARASINI ALAMAYANLAR...

Erzan, Fatih Terim’le aralarında para alışverişi olduğunu ancak kendisine borcu olmadığını belirterek, Fernando Muslera’nın ana parasından 500 bin dolar ödenmediğini söyledi.
Müşteki Emre Çolak’ın kendisine 3 milyon 200 bin dolar, Emre Belözoğlu’nun 4 milyon 200 bin dolar verdiğini ancak geri almadıklarını anlatan sanık, müşteki Arda Turan’ın teslim ettiği miktarı daha sonra yazılı beyanda bulunarak sunacağını söyledi.

'AYHAN AKMAN'A ANA PARADAN ÇOK DAHA FAZLASINI ÖDEDİM'

Erzan, Ayhan Akman’la aralarında para alışverişi olduğunu, kendisine teslim ettiği paradan çok daha fazla parayı Akman’a ödediğini ifade ederek, Akman'ın diğer mağdurların oluşmasına neden olan kişilerden biri olduğunu iddia etti.

Duruşma savcısının, "İletişime geçtiğinizde paraları ne diyerek aldınız?" sorusu üzerine sanık, "Benim müşterilerimden 2 kişi hariç, 'fon' adı altında kimseden para almadım. Söylemek zorunda olduğum birkaç kişi oldu o da şubat ve mart aylarında. Evrak gönderdiler 'bir fon varmış' diye, 'fon' dediğim insanlar oldu, Emre Belözoğlu’na 'fon var' dedim. Volkan Bahçekapılı'nın referansıyla geldi çünkü o da başkasının referansıyla biliyordu." diye konuştu.

'KAZANDIRIRKEN SEÇİL'DİM, KAZANDIRAMAYINCA DOLANDIRICI OLDUM'

Sanık Erzan, savunmasının sonunda, "Kazandırırken Seçil'dim, kazandıramayınca dolandırıcı oldum" sözlerini kullandı.

Şikayetçi Musa Mert Çetin, “2011’den bu yana seçil hanımla tanışıyoruz. 2022 Ekim sonu seçil hanım konuşmak istediğini söyledi. Bankanın uluslararası fonu olduğunu ve her şeyin legal olduğunu, bu fonun başında Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu olduğunu söyledi. 75 bin dolar verdim, bana dönüşü 2-3 ay sonunda 100 bin dolar olacağını söyledi. Benden diğer futbolcuları da bu fona destek vermesi konusunda bilgilendirmelerimi istedi. O dönem Podolski ile birlikte görüştük ancak o Polonya’da olduğu için fona katılmadı. Fonun tamamen legal olduğunu vurguladı sürekli, bankanın kurumsal olmasını öne sürerek güven vermeye çalıştı. Bankanın bu olayla bilgisi, ilgisi olmadığını söylemesini ben kabul etmiyorum. Bize vermiş olduğu maddi hasarın yanı sıra banka bizim hakkımızda tefeci gibi söylemlerle şikayetçi olduğunu gördük. Zaten takipsizlik verildi. Şikayetçiyim. 75 bin doları şubede elden verdim. Herhangi bir belge almadım, sadece isim kodu söyledi. Herhangi bir geri ödeme de almadım" şeklinde konuştu.

Duruşmada söz verilen müşteki Emre Çolak, "bankanın yatırım fonu vaadiyle ve kurumsallığına inanarak kandırıldığını, 3 milyon 212 bin doları kardeşi Emrah Çolak'ın bankaya elden teslim ettiğini" söyledi. Çolak, ayrıca parayı vermesinden birkaç gün sonra belge aldığını ancak geri ödeme yapılmadığını ifade etti.

BAHÇEKAPILI: EŞİM DE PARA YATIRDI

Müşteki Volkan Bahçekapılı ise sanık Erzan’ın kendisini 3-4 kez "Acil paraya ihtiyaç var." diyerek aradığını ancak o dönem kendisinin bu fona girmediğini aktardı. Eşi Buse Terim Bahçekapılı’nın da bu fona para yatırdığından haberi olduğunu, kuzeni Emre Belözoğlu’na bu fondan bahsettiğini kaydeden Bahçekapılı, "Maddi zararım yok ama burada bir kefalet söz konusu, bundan yaşadığım vicdan azabını kendi paramı kaybetsem yaşamazdım. Sanık bana Mehmet Aydoğdu ve Hakan Ateş’in başında olduğu, 20 kişinin olduğu özel fon bulunduğunu söyledi. Ben bankanın kurumsallığına güvendim" diye konuştu.

13 SAATLİK DURUŞMA

13 saat süren duruşmanın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Atilla Yörük ve Nazlı Can'ın tutuklulukta geçirdiği süre ile mevcut delil durumunu dikkate alarak tahliyelerine karar verirken diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına hükmetti.
Denizbank'ın suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle davaya katılma talebinin reddine hükmeden heyet, diğer müştekilerin katılma taleplerinin daha sonra değerlendirilmesini kararlaştırdı.

MAHKEME, 6 AYLIK TELEFON VE KAMERA KAYITLARINI İSTEDİ

Sanıkların telefonlarına ilişkin suç tarihinden itibaren son 6 aylık arama ve baz kayıtlarına ilişkin raporun BTK'den istenmesine hükmeden heyet, Denizbank Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak Büyükdere şubesinin olay tarihinden itibaren geriye doğru 6 aylık kamera kayıtlarının istenmesine karar vererek duruşmayı 12 Ocak'a erteledi.

İDDİANAME: PARANIN TOPLAMI 25 MİLYOR DOLAR VE 7 MİLYON LİRA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan'ın bir bankanın Levent'teki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çeviker'den kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak yüksek kâr vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.

İddianamede, müşteki Bülent Çeviker'e para karşılığında yazılı evrak verildiği ancak daha sonra Çeviker'in Erzan'a ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzan'ın bu yöntemle futbolcular, iş adamları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi bulunan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim, Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği anlatılıyor.

ERZAN'IN 216 YILA KADAR HAPSİ TALEP EDİLİYOR

İddianamede, Erzan'ın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturarak, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atarak müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.

Sanık Erzan'ın 'özel belgede sahtecilik' ve 'tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık' suçlarından 66 yıldan 216 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ve 65 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep ediliyor. (AJANSLAR)

Öne Çıkanlar