Eğitimcilerden şiddet yasa taslağına tepki: Öğretmenlerin fikri alınmadı, hiçbir inandırıcılığı yok

Esra ÇİFTÇİ

Artı Gerçek - Okullarda şiddetin cezalarını artıracak kanun teklifi meclis gündeminde. Hazırlanan taslakta tüm eğitim çalışanlarına yönelik tehdit, hakaret, direnme ve saldırı gibi suçlarda cezalar yüzde 50 artacak. Şiddet olaylarında hapis cezası ertelenmeyecek, doğrudan tutuklama sebebi sayılarak tutuksuz yargılama yolu kapatılacak. Yasa, özel okulları ve çalışanlarını da kapsayacak. Artı Gerçek'e konuşan Eğitim-Sen Genel Yüksek Öğretim ve Eğitim Sekreteri Evrim Gülez, öğretmenlerden hiçbir görüş ve fikir alınmadığını söyleyerek taslağı eleştirdi

'ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİ İTİBARSIZLAŞTIRAN PAYLAŞIMLAR VAR'

Evrim Gülez, söze 7 Mayıs günü, İstanbul Eyüp’te özel bir lisede okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan’ın eski bir öğrencisi tarafından öldürüldüğünü hatırlatarak başlıyor. Eğitim emekçilerinin 74 yaşında hala çalışmak zorunda kalan bir meslektaşlarının katledilmesi başta olmak üzere yıllardır uğradıkları itibarsızlaştırma, şiddet ve yaşadıkları tüm sorunlara karşı ülke tarihinde eşine az rastlanır bir eylemle seslerinin duyulmasını istediklerini söyleyen Gülez, tam da bu sırada Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yeni bir Öğretmen Meslek Kanunu (ÖMK) hazırladıklarını, bunun içerisinde öğretmenlere yönelik şiddeti önleyecek cezaların olacağını açıkladığını belirtiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor.

“Bizce eğitim emekçilerine yönelik şiddet tam da burada başlıyor. Öğretmenleri ilgilendiren bir kanun öğretmenlerin görüşü alınmadan, fikri sorulmadan 'ben yaptım olduğu' mantığıyla hazırlanıyor. Bakanın açıklama yapmasının üzerinden yaklaşık 2 hafta geçmesine rağmen kanun taslağı hala Eğitim Sen’le paylaşılmadı. Bakanlık tarafından bizim ne düşündüğümüzün, nasıl bir Öğretmen Meslek Kanunu istediğimizin bir önemi yok sanırım. Taslak içerisinde öğretmenlere ve eğitim emekçilerine yönelik şiddet durumlarında cezaların arttırılacağı, indirimsiz uygulanacağına dair paylaşımları biz de sizler gibi sosyal medyadan okuyoruz. Yine bu paylaşımlar içerisinde taslakta öğretmenlere verilecek cezaların da arttırılacağı vs. gibi kamuoyunda eğitim emekçilerini tartıştıracak, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıracak paylaşımlar da var”

'İKTİDARIN AMACI GERÇEKTEN ŞİDDETİ ÖNLEMEK Mİ BUNDAN DA EMİN DEĞİLİZ'

Bu ülkede şiddetin korkutucu boyutlara ulaştığını söyleyen Gülez, kadına ve çocuğa yönelik şiddetin, eğitim ve sağlık çalışanları başta olmak üzere kamu emekçilerine yönelik şiddetin, hayvanlara yönelik, yabancılara yönelik şiddetin yıllardır arttığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

“Yıllardır devam eden bu sarmala yönelik bütünlüklü bir politika üretmeyi ve şiddeti gerçekleşmeden önlemeyi, ülkeyi bu şiddet ikliminden nasıl kurtaracağımızı konuşmamız gerekirken ne yazık ki ülkenin suni gündemlerinden bu kadar önemli bir konuyu konuşmaya sıra gelmiyor. İktidarın amacı da gerçekten şiddeti önlemek mi bundan da emin değiliz. Şiddeti, ‘cezalar çıkardık, cezaları arttırdık’ diyerek bitiremezsiniz. Öncelikle bu şiddet nereden besleniyor ona bakmanız gerekir. Siyasal iktidar her fırsatta kendinden olmayanı düşmanlaştırırken, kendinden olmayan herkesi itibarsızlaştırırken şiddeti önlemek mümkün değil ne yazık ki. Eğitim sistemimiz bu kadar rekabetçi, eleyen bir durumda iken çocuklara anaokulundan başlayarak en yakın arkadaşının hayatın boyunca en yakın rakibi olacağını öğretiyorken şiddeti önleyemeyiz”

'HİÇBİR İNANDIRICILIĞI YOK'

“Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri bu kadar artmışken İstanbul Sözleşmesi’ni bir gecede kaldıran, var olan cezaları uygulamayan, takım elbise giydi diye kadın katillerine ceza indirimi uygulayarak komik cezalar veren iktidarın eğitim emekçilerine yönelik şiddeti önleyeceğini söylemesinin, yeni ÖMK taslağında eğitim emekçilerine yönelik şiddete karşı caydırıcı cezalar getiriyoruz demesinin hiçbir inandırıcılığı yok”

'AHLAK BEKÇİLİĞİNE SOYUNAN RTÜK TOPLUMSAL ŞİDDETİ BAŞLICA GÜNDEMİ HALİNE GETİRMESİ GEREKİYOR'

Toplumdaki bu şiddet kültürünü ortadan kaldırmak için öncelikle ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirmesi gerektiğini söyleye Gülez, bunun için de mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlenmesinin sağlanması gerektiğinin altını çiziyor ve şöyle devam ediyor:

“İçini bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan yeni müfredatın yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır. Çocuklara değerler eğitimi adı altında bir dinin ritüelleri değil, sevgi, saygı, kardeşlik, dostluk, empati, bir arada
yaşam, dayanışma gibi değerler öğretilmelidir. Gerçek bir meslek kanunu hazırlanmak isteniyorsa, başta eğitim sendikaları olmak üzere eğitimin tüm bileşenlerinin görüşü alınarak, “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiye Kararı” nı temel alan; sadece öğretmenlerin değil, tüm eğitim emekçilerinin hakları ve taleplerini
güvence altına alan yeni bir kanun yapılmalıdır. Sendikamız, yıllardır sadece öğretmenlerin değil, eğitim kurumlarında çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Nitelikli eğitim için öğretmenler kadar emeği olan idari ve teknik personel, yardımcı hizmetliler sınıfı ve 4-B statüsünde çalışan eğitim emekçilerinin hakları ve talepleri de dikkate alınmalıdır. Öğretmenler için düşünülen iyileştirmeler, tüm eğitim ve bilim emekçisi arkadaşlarımızın çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile birlikte ele alındığında anlamlı olacaktır”

Okullarda şiddet sürüyor: Öğretmen, kopya çekerken yakaladığı öğrencisi tarafından bıçaklandı

Öğretmenler şiddete ve itibarsızlaştırmaya karşı sokağa çıktı