Ekoloji örgütlerinden yangın raporu: 'DEDAŞ halkın canına kast etti'
Artı Gerçek - Mezopotamya Ekoloji Hareketi öncülüğünde, 25 Haziran’da bir araya gelen ekoloji örgütleri, Diyarbakır-Mardin arasında çıkan ve 15 kişinin öldüğü yangına dair yaptıkları incelemeleri raporlaştırdı. 20 Haziran akşamı çıkan yangına dair bölgeye giderek incelemelerde bulunan ekoloji örgütleri hazırladıkları raporda, yangına müdahale için seferber edilmesi gereken AFAD, Orman İşletme Müdürlüğü, İtfaiye ve 112 Acil Sağlık ekiplerinin üstlerine düşen görevleri yerine getirmediği vurgulandı. 15 kişinin ve yüzlerce canlının vaktinde müdahale edilmemesi nedeniyle öldüğü tespiti yapılan raporda, köy girişinde ambulansların jandarma tarafından engellendiği, halkın devlet kurumlarından hiç bir destek göremeden kendi çabaları ve kaderleriyle baş başa bırakıldığı kaydedildi.
'YANGIN, GENİŞ EKOLOJİK TAHRİBATA YOL AÇTI'
Bakımı yapılmayan ve eskiyen elektrik hatlarından kaynakladığı vurgulanan raporda, yangına müdahale eden köylülerin engellendiğin altı çizilerek şu tespitlere yer verildi:
"Yangın, geniş bir ekolojik tahribata yol açmıştır. Ormanlık alanlar, otlaklar ve tarım alanları ciddi şekilde zarar görmüştür. Yangının çıktığı alanın ekili alan olduğu tespit edilmiş ve köylülerin bir yıllık emeği ve besin-geçim kaynağı olan ekinlerin yangında yok olduğu görülmüştür. Ağaçlar, likenler ve diğer vejetasyonlar (bitki toplulukları), kuş yuvaları ve diğer yaban hayatı yangından büyük ölçüde etkilenmiştir. Tavşan ve kekliklerin üretme alanları olan yerdeki yangının bu iki türün popülasyonunu büyük ölçüde etkilendiği bir başka gerçektir. Yanan ormanlık alanlarda palamut ve meşe ağaçlarının yanı sıra, yangından etkilenmeden ayakta kalan bazı bitki ve hayvan türleri de gözlemlenmiştir. Topraktaki organik maddeler, toprak organizması, toprak strüktürü (yapısı) ve asiditesi de yangın sonrası sıcaklıktan etkilenmiştir. Yanan alanda toprağın su tutma kapasitesi azalmıştır" .
'DEDAŞ VE İKTİDAR HALKIN CANINA KAST ETTİ'
"Yangına neden olan rant odağı DEDAŞ ve yangına hiçbir müdahalede bulunmayan iktidar, halkın canına ve malına kastederken ekosistem üzerinde ciddi bir tahribat yaratmıştır" değerlendirmesi yapılan raporda, yangını durdurma çağrıları ve gece görüşlü helikopterin müdahale için bölgeye gönderilmemesinin kabul edilemez olduğu belirtildi. Sorumluların belli olduğu ve hesap vermeleri gerektiği ifade edilen raporda, "On yıllardır orman yakmaları, köy yakmaları ve köy boşaltmalarıyla insansızlaştırmaya çalışılan bölgede DEDAŞ kurumunun mevcut pratikleri aracılığıyla, toplumun ve doğanın üzerinde tahakküm artmış, bunun bir boyutu olarak enerji, su ve toprak gasp edilmiştir. Çıkan yangının nedeni ve sorumluları bellidir. Üstü örtülen her suç, görünmez kılınan her gerçek, yeni yangınlara, yeni canlı ölümlerine, yeni biyoçeşitlilik kayıplarına ve yeni göçlere zemin oluşturmaktadır" ifadelerine yer verildi.
YANGINLARIN ÖNLENMESİ İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
Raporda, yangın bölgesi için ve yangınların önlenmesi için şu öneriler sıralandı:
"Uzun vadede yangından zara gören halkın ihtiyaçlarına göre bir afet planı yapılmalıdır. Hayvanlar ölüme terk edilmemelidir. Hayvanların tedavi ve yaşama hakları tanınmalı ve hayata geçirilmelidir. Ekosistemin yeniden canlanmasına yönelik takip çalışmaları yapılmalıdır. Toprağın dinlendirilmesine dönük zamanın ardından tarım arazileri, otlaklar ve ormanlık alanlara yönelik farklı koruyucu, iyileştirici süreçleri hayata geçirmek için çalışmalar yapılmalıdır. Yeni orman yangınlarını önlemek için elektrik altyapı-bakım faaliyetleri ve halka dönük eğitimler yapılmalıdır. Yangınların önlenmesi için elektrik altyapısının düzenli bakımı ve güncellenmesi gerekmektedir. Yangınlarla mücadeleni en iyi ve en doğru yöntemin yangınlar çıkmadan önleyici tedbirleri almaktır. Yangın sezonu olarak bilinen Temmuz-Ağustos ayları için özel hazırlıklar yapılmalı, yangın yolları açılmalı ve ilk müdahale ekipmanları kırsal bölgelere yerleştirilmelidir."
(MA)