Elazığ’da üç tutuklunun infazı ikinci kez ertelendi: 'Değerlendirme bağımsız bir kurul tarafından yapılmalı'

Elazığ’da  üç tutuklunun infazı ikinci kez ertelendi: 'Değerlendirme bağımsız bir kurul tarafından yapılmalı'
Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutuklu Ramazan Kaya, Tarık Çaytaş ve Mehmet İzgiş’in tahliyeleri ikinci kez ‘iyi halli’ olmadıkları gerekçesiyle ertelendi.

Artı Gerçek-İnfazı ertelen tutuklular uğradıkları hak ihlaline ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi'ne başvurdu. Tutuklu Ramazan Kaya, Tarık Çaytaş ve Mehmet İzgiş ile ilgili İHD, Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı'na infazın ertelenme sebebini sordu.

İHD Cezaevi Komisyonu Üyesi avukat Ercan Yılmaz, dört ay sonra cevap geldiğini belirtti. Yılmaz, gelen cevap yazısında, İdari Gözlem Kurullarının oluşturduğu yönetmeliğe atıfta bulunularak, “Söz konusu tutuklular hakkında her ne kadar disiplin cezaları olmasa da bunun tek başına iyi hal değerlendirmesi için yeterli olmadığını başka kıstaslar var” diye belirtti.

‘İYİ HALLİ DEĞİLDİR’

Mezopotamya Ajansı’na konuşan Yılmaz, savcılık cevabının infaz yakma kararlarının net bir şekilde hukuki olmadığının katılı olarak yorumladı. Yılmaz şunları söyledi:

“Bir kişi hakkında iyi hal değerlendirmesi yapılırken ya hakkında verilen mahkeme kararına ya da disiplin soruşturması gibi uygulamalarla tespit edilebilir. Ancak İdari Gözlem Kurullarının ‘İyi hal’ sadece disiplin cezalarıyla ilgili değildir’ şeklindeki değerlendirmesi, ne kadar soyut ve hukuktan yoksun kararlar olduğunu gösteriyor. 2021’yılında İdari Gözlem Kurulu’nun kuruluşundan beri tutuklulardan yoğun bir şekilde başvuru alıyoruz. Özellikle siyasi tutukluların kapalı cezaevlerinde tutuldukları sürenin, İdari Gözlem Kurullarının haklarında düzenledikleri ‘İyi halli değildir’ raporlarıyla infazlarının uzatıldığı yönünde hem ailelerden hem de tutuklulardan yoğun bir başvurular alıyoruz.”

ihd.jpg

Avukat Ercan Yılmaz

‘HUKUKİ OLMAYAN SORULAR’

Cezası tamamlanan tutuklulara hukukla ilgisi olmayan sorular sorulduğuna da dikkati çeken Yılmaz, “Hiç kimsenin düşüncesini açıklamaya zorlanmayacağına dair anayasa hükmü olmasına rağmen tutuklulara, ‘Cezaevinde çıktıktan sonra ne yapacaksınız, Abdullah Öcalan sizin için ne ifade ediyor, PKK sizin için ne ifade ediyor’ şeklinde sorular soruluyor” diye konuştu.

Değerlendirmelerin bağımsız bir kurul tarafından yapılması gerektiğinin altını çizen Yılmaz şunları kaydetti:

“Verilen cevaplar kendilerini tatmin etmediği zaman da herhangi bir değerlendirme yapmadan, daha önce 6 ay şu anda 3 ay olan infaz sürelerinin uzatılmasına karar veriyorlar. Değerlendirmenin bağımsız bir kurul tarafından yapılması gerekiyor. İdari Gözlem Kurullarının, tutukluların cezaevinde kaldığı süreyi belirleyen tek merci olması tutuklular açısından çok ciddi hak ihlalleri meydana getiriyor.”

‘KIYAFETLER GEREKÇE YAPILIYOR’

Cumhuriyet Başsavcılığının kendilerine göndermiş olduğu yazıda hangi gerekçeyle tutukluların infazlarının yakıldığının belirtilmediğini vurgulayan Yılmaz, savcılık beyanının çok muğlak ve soyut olduğunu söyledi.

Yılmaz, tutukluların kaldıkları koğuşlar ve kıyafetlerinin infaz yakma gerekçesi yapıldığını sözlerine ekleyerek, şunları ifade etti: “Bize gelen diğer başvurularda, infaz yakma gerekçelerinin birçoğu, ‘taraflı koğuşlarda kalmak’ ve etkin pişmanlık üzerinde bir değerlendirmenin yapıldığı ve düşünce ve ifade özgürlüğünün zorlandığı yönünde. Bu tutukluların infaz yakmalarının nedenlerinin aynı olduğu düşünüyoruz. Ancak cezaevlerinin iç yönetmeliğinde, ‘Taraflı koğuşlar’ şeklinde bir beyan yok. Bazen tutukluların kıyafetleri bahane ediliyor. Kurumdan talep edilen kitapların sakıncalı olup olmadığı üzerinde bir değerlendirme yapılıyor. Bu tamamen soyut ve hukuki bir değerlendirme değil. Bunlarla ilgili AİHM’in vermiş olduğu hak ihlali kararları var. Basın yayına erişim konusunda, mektupların gizliliği konusunda birçok ihlal başvurusu var. Başvurulara rağmen, aynı gerekçelerle infaz yakmalar söz konusu.”(HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar