En büyük sahte para davası: Şebeke üyesi ellerinde 50 milyar dolar olduğunu ileri sürdü
Dinçer GÖKÇE
İSTANBUL- Sahte paraya ilişkin, bugüne kadar yürütülen en geniş kapsamlı soruşturma tamamlandı. 20 ili kapsayan soruşturmada 71 kişiye ilişkin hazırlanan 298 sayfalık iddianameye göre, piyasaya sahte TL’nin yanı sıra sahte Dolar ve Euro da sürüldü. Sahte TL, yüzde 30 komisyonla satılırken, Dolar ve Euro için istenen komisyon yüzde 40 oldu. Bir başka ifade ile sahte 10 bin TL satın almak isteyen kişi 'gerçek' 3 bin TL ödedi. Yine, sahte 10 bin dolar için ise 4 bin dolar ödendi.
‘PARALAR LÜBNAN’DA UÇAKLA GELDİ’
Dava dosyasına göre, soruşturmanın başlatılmasına, Ankara Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne, T. E. isimli bir kişinin yaptığı ihbar yol açtı. Bu kişi emniyet ifadesinde piyasaya sahte para süren kişilerden bir kaçının adını verdi. T. E., Tacettin Şahin isimli bir kişi ile görüştüğünü bu kişinin kendisine, “Elimizde 50 milyar dolar var. Bu dolarlar, ikiz dolar olarak tabir edilen dolarlardan. Bu paralar Lübnan’dan uçak ile getirildi. Elimizdeki dolarlar para sayma makinesinden geçiyor” dediğini ileri sürdü. T. E., Şahin ile birlikte Ankara’dan İstanbul’a gittiğini bu kez Ensari Varlık ile görüştüğünü söyledi.
ŞÜPHELİLER HAKKINDA DİNLEME KARARI
T. E.’nin ihbarına göre, Varlık bu kişiye “Elimde 200 bin dolar var. Yüzde 40 karşılığında hemen verebilirim. Eğer yetmezse Aksaray’daki ofisimde 2 milyon dolar var onu da verebilirim” dediğini kaydetti.
Yapılan bu ihbar üzerine soruşturma düğmesine basıldı. İlk olarak Tacettin Şahin (28), Ensari Varlık (36), Âdem Kaplan ile Gökhan Özcan (21) hakkında dinleme kararları alındı. Bu kişilere yönelik telefon dinlemelerinden sonra, halkaya yeni isimler dahil oldu. Bu kez, sulh ceza hakimliği kararı ile Cemal Durdubaş, Erkan Çeliktürk (53), Aydın Kayran (43), Tahir Tilaver (53), İbrahim Güven, Zülküf İşgören (42), Veysi Çelebioğlu (42), İbrahim Akkaya (29), Fikret Burçak (72) ile Eyüp Kılınç’ın (57) telefonları dinlemeye alındı.
BEŞ KİŞİ HALEN TUTUKLU BULUNUYOR
Telefon dinlemeleri devam ederken soruşturmanın kapsamı da genişletildi. Ankara’nın yanı sıra birçok ilde, ilgili polis birimleri ile temasa geçildi. Şüpheliler, teknik ve fiziki takibe de alındı. Beş ay kadar süren dinleme ve takip sonrası geçen yıl eylül ayı sonunda operasyon düğmesine basıldı. Gözaltına alınan isimlerden Aydın Kayran, Davut Çalışkan (37), Ensari Varlık, Erkan Çeliktürk, Yasin Akbaba (37), Erdal Bingöl (33), Hıdır Çelik (63), Serhat Akkaya (29), Yaşar Altın (52), Yüksel Cengiz (46) ve Tacettin Şahin (28) tutuklandı. Tutuklanan şüphelilerden bir bölümü çeşitli zamanlarda tahliye edilirken, Aydın Kayran, Davut Çalışkan, Ensari Varlık, Erkan Çeliktürk, Yasin Akbaba halen tutuklu bulunuyor.
İÇİ SAHTE PARA DOLU ÇANTA İLE GELDİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre, sahte paraların kaynağındaki isim Yasin Akbaba… İddiaya göre bu kişi, temasta olduğu üç-dört kişi üzerinden sahte paraları piyasaya sürdü. Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen Ensari Varlık konuya ilişkin ifadesinde şunları söyledi:
“Yasin Akbaba isimli şahısla tanıştım. İstanbul Bağcılar’ da bulunan kahvehanesine giderek tanıştık. Bu şahıs, sahte para işiyle uğraştığını söyledi. Paraların basımını ise ‘Hoca’ lakaplı ismini bilmediğim bir şahsın yaptığını söyledi. Bana, 'sahte para işi yapalım, bana müşteri getir, sen de komisyonunu al’ dedi. Ben de kabul ettim. Müşteriye alacağı sahte para tutarının yüzde 30’ u kadar olan kısmını gerçek para üzerinden satışı yapılıyor. Bu satışın yüzde 10’u benim komisyonum, geriye kalan yüzde 20'sini de Yasin Akbaba alıyordu. İstanbul Güneşli'de bulunan Aliya İzzet Begoviç parkına Yasin Akbaba ile beraber gittik, kendisi parkın kenarına doğru giderek ‘Hoca’ lakaplı şahısla görüştü. Daha sonra yanıma büyük bir çanta ile geldi. İçerisi sahte parayla doluydu.”
LÜBNAN’DAN GETİRİP İRAN’A GÖNDERDİLER
Ensari Varlık’tan aldığı sahte paraları, komisyon karşılığı başka kişilere sattığını anlatan sanık Kübra Ay (29) ise ifadesinde “Ensari Varlık bana, sahte paraları nerelere sattığını, hangi ülkelere gönderim yaptığını, kimlerin gelip ne kadar miktarda alım yaptığını anlattı. Sahte paraları, Lübnan’dan getirdiğini, Irak ve İran bölgesine sattığını, ayrıca Türkiye içerisinde sahte Türk Liralarını tefecilere sattığını söyledi” ifadelerini kullandı.
AZERİ ‘KURYE’ ADIM ADIM TAKİP EDİLDİ
Türkiye üzerinden İran’a sahte para gönderildiğine ilişkin ifadeyi destekleyen bir olay da iddianameye girdi. Elmira Abdullayeva (61), 23 Mayıs 2021 günü ülkesi Azerbaycan’dan İstanbul’a geldi. Şüpheliler Aydın Kayıran, Cemal Durdubaş ve Murat Demirel’i (36) fiziki takibe alan polis, Abdullayeva’nın bu kişilerle görüştüğünü tespit etti. Polis bu kez Abdullayeva’yı da takibe aldı. Aksaray’daki bir otelde kaldığı belirlenen Abdullayeva, 3 Temmuz 2021 günü Sabiha Gökçen Havalimanı'ndan kalkacak uçakla İran’a gitmek üzere yola çıktı. Havalimanı polisi, Abdullayeva’nın valizinde yaptığı aramada sahte 5 bin dolar buldu. İfadesi alınan Abdullayeva “Bu paraların sahte olduğunu bilmiyordum. Bakü’den gelirken yanımda getirmiştim” dedi. Abdullayeva hakkında, İstanbul Anadolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
KİMİ ‘ÇORAP’, KİMİ ‘KUMAŞ’ KİMİ ‘AKÜ’ DEDİ
İddianameye göre, kimi Avrupa ülkelerine de sahte Euro gönderen şebeke, iç piyasaya ağırlıklı olarak sahte TL sürdü. Söz konusu paraların İstanbul’dan; Ankara, Kayseri, Sivas, Konya, Van gibi illere ise kargo şirketleri veya şehirler arası otobüslerle gönderildiği anlaşıldı. Çok sayıda telefon dinlemesine yer verilen iddianamede, şebeke üyeleri, sahte para için çoğu zaman 'çorap', 'kumaş', 'çanta', 'valiz'i 'halı', 'gömlek' ve 'akü' ifadelerini kullandı. İddianamede 'örgüt lideri’ olmakla suçlanan Ensari Varlık ile tutuksuz sanık Muhsin Mazharoğlu (51) arasında geçen bir görüşmede sahte para için 'kumaş’ ifadesinin kullanıldığı anlaşıldı. İkili arasında 18 Haziran 2021 günü saat 19.16’da yapılan görüşmede Mazharoğlu “Arkadaşım aradı da şimdi; sabah götürdüğümüz şeyler vardı ya” diyor. Varlık ise konuşmanın devamını beklerken Mazharoğlu “O kumaşlar ... Birisi çok beğenmiş çok kaliteli; diğeri hiç beğenmemiş demiş kumaşların iplerinde silikon çok kullanılmış tamam mı” diyor. Varlık ise, verdikleri sahte paraların beğenilmemesine, "Ya gitsinler..." diyerek tepki gösteriyor.
'BEN PARA UZMANIYIM'
İddianamede, şüpheliler arasında geçen çok sayıda telefon konuşmasına da yer verildi. Anılan görüşmelerden ilginç ifadelerin kullanıldığı anlaşıldı. 4 Haziran 2021 günü saat 10.35’te sanık Zülkif İşgören ile Ensari Varlık arasında geçen görüşmenin bir bölümü şu şekilde:
Z. G.: “Şimdi dolar makinasını biz getireceğiz ııı…
E. V.: Abi dolar makinesini boş ver. Ben para uzmanıyım. Abi sen getir ben elime aldığım zaman anlıyorum zaten ya ...
Z. G.: İşte TL parasını, bizim TL’mizi biz makinamızı getiririz. Vereceğimiz TL’yi makinadan geçiririz.
E. V.: Tamam oldu o. Ben, olmazsa iki gün sonra gönderdiğim video onlara ben ...”
'EVİ MERKEZ BANKASI MATBAASI GİBİYDİ'
Sanıklardan Yüksel Cengiz’in evinde yapılan aramada, sahte para üretiminde kullanıldığı değerlendirilen çok sayıda eşya bulundu. Buna göre, 50 Euro yapımında kullanılan kağıt hologram, üzerinde ‘Central Bank Of Iraq’ yazan 25 Irak Dinarı, sahte paraların silinmesinde kullanılan metilen klorür, oksijenli su çözelti şişesi, oksijenli su çözelti, sentetik tiner, 20 Euro basımında kullanılan kağıt hologram, sahte para holografik şeritlerinin yapıştırılmasını sağlayan cihaz ile üzerinde ‘Central Bank Of Kuwait’ ibaresi bulunan 20 Kuveyt Dinar, Cengiz’in evinde bulunan eşyalardan bir kaçı oldu. Cengiz, yaptığı savunmada “Bu hologramlar hurda Euro’nun tamirinde kullandığım hologramlardır. Gerçek olan Eurolara hologram yapıştırdığım için pişmanlık duyuyorum. Satış anında da Irak, Ukranya, Gürcistan ve İran uyruklu müşterilerime hologram yapıştırdığımı söylüyordum. Ben hiçbir şekilde sahte para satışı yapmadım ve düzenlemedim” dedi.
SAHTE İÇKİDEN HAYATINI KAYBETTİ
Hakkında dinleme kararı bulunan şüphelilerden Cemal Durdubaş ile ilgili de ilginç bir bilgi ortaya çıktı. Örgüt lideri olmakla suçlanan Ensari Varlık ve sanıklardan bir çoğu ile, sahte para ticaretine ilişkin sık sık görüşen isimlerden biri olan Durdubaş, operasyondan bir hafta önce vefat etti. Durdubaş’ın sahte içki nedeni ile fenalaştığı, götürüldüğü Çapa Tıp Fakültesi hastanesinde hayatını kaybettiği öğrenildi.
SON SÖZÜ YARGITAY SÖYLEYECEK
Bu arada hazırlanan iddianame, Ankara ve İstanbul'daki mahkemeler arasında ‘yetki’ tartışmasına da yol açtı. Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi, “Suç örgütünün kurucu ve yöneticileri. Ankara, sahte paranın tedavüle sokulduğu 9 ilden biri” diyerek, yetkili mahkemenin İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi olduğuna karar verdi. Dosyaya bakan İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi ise “Yetkili mahkeme Ankara Ağır Ceza Mahkemesi” diyerek yetkisizlik kararı verdi. İki mahkeme arasındaki ‘yetki’ krizinde son sözü Yargıtay 5. Ceza Dairesi söyleyecek. Artı Gerçek muhabirinin görüştüğü tutuklu sanıkların avukatları ise “Müvekkiller 1 yılı aşkın bir süredir tutuklu. Bu durum, cezaya dönüşmüş durumda” diyerek bir an önce yargılamaya başlanmasını beklediklerini vurguladı.