Gazetecilerden SETA'ya suç duyurusu

Gazetecilerden SETA'ya suç duyurusu
Gazeteci Dayanışma Ağı, SETA’nın gazetecileri fişleyen raporu hakkında suç duyurusunda bulundu.

Gazeteci Dayanışma Ağı, SETA'nın gazetecileri fişleyen raporu hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından Çağlayan Adliyesi önünde açıklama yapan gazeteciler, "SETA adlı, iktidarla yakın ilişkilere sahip kuruluş tarafından 5 Temmuz 2019'da yayımlanan 'Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları' başlıklı rapor gazetecilerin mesleklerini yapmalarını, ifade özgürlüğünü ve halkın haber alma hürriyetini engellemek amacıyla hazırlanmış bir fişleme belgesidir. Tarihe kara bir sayfa olarak geçecek bu rapor, gazeteciliğe ve en temel hürriyetlere yapılmış ayrımcı bir saldırı niteliğindedir" dedi.

Açıklamayı SETA raporunda hedef gösterilen gazeteciler arasında yer alan Artı Gerçek muhabiri Rıfat Doğan okudu.

'RAPOR ANDIÇ NİTELİĞİNDEDİR'

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Raporda 143'ü doğrudan olmak üzere hedef gösterilen gazeteciler, yazarlar adına SETA'yı ve bu vakıfla açık ilişkilere sahip iktidarı itham ediyoruz. Bugün bu fişlemenin mağduru olan gazeteciler olarak sözde raporun yazarları ve vakıf yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz. Bu fişleme belgesi, Türkiye'de basın özgürlüğüne saldırının failini bir kez daha gözler önüne sermiştir. En üst düzey devlet kadrolarına geçiş için ön basamak gibi kullanılan SETA'nın kurucu başkanı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'dır. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, göreve gelmeden önce SETA İstanbul Genel Koordinatörlüğü ve SETA Genel Koordinatör Yardımcılığı yapmıştır. Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Burhanettin Duran, halihazırda SETA'nın Genel Koordinatörü'dür. Bu fişleme belgesi, devletin üst düzey yetkililerinin çeşitli kademelerinde bulunan bir vakıf tarafından hazırlanmıştır ve bu haliyle bir andıç niteliğindedir.

'İTHAM EDİYORUZ'

Uluslararası kuruluşlarda çalışan gazeteciler başta olmak üzere birçok meslektaşımıza karşı kin ve düşmanlığa tahrik ile ayımcılık ve nefret suçları işlenmiştir. Gazetecilere ve gazetecilerin çalıştığı medya kuruluşlarının sahiplerine gözdağı verilmek istenmiştir. İktidarın politikalarına ilişkin haber ve yorumlar, politik veya toplumsal olaylarla ilgili verilen tepkiler bu ayrımcı nefret dilinin konusu olarak kullanılmıştır. Dünyanın en çok gazeteci tutuklayan ülkelerinden olan Türkiye'de iktidarla işbirliği halindeki bu vakıf, gazetecilik için hükümet politikalarına onay kriteri getirmeye çalışmaktadır.

Mesleğimiz ve onurumuz adına kabul etmiyoruz. Gazetecilikte ısrar edeceğiz. İlan ediyoruz; biz gazeteciler, dünya görüşümüz, çalışmak zorunda olduğumuz kurum, inançlarımız, tâbiyetimiz ne olursa olsun, gerçeğin tarafında olmaya, mesleğimizin gereklerini yerine getirmeye devam edeceğiz." (HABER MERKEZİ)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar