Gazetecilere şiddet uygulayan polisler için suç duyurusu
Barış Anneleri eyleminde gazetecileri ters kelepçe ile gözaltına alan polisler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Gazeteciler için dayanışma çağrısı yapıldı.
+GERÇEK- Cezaevlerinde yaşanan hak İhlallerine dikkat çekmek amacıyla her hafta Barış Anneleri tarafından yapılan açıklamada, haber takibini engelleyen ve gazetecileri ters kelepçe takarak gözaltına alan polisler hakkında suç duyurusunda bulunuldu.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFGD) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP) tarafından yapılan suç duyurusu öncesinde, Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı.
Polis engeline ve şiddetine maruz kalan gazeteciler Doğan Kaynak ve Elif Bayburt, gerçekleri her koşulda yerine getireceklerini, sesi kısılmak istenen tüm kesimlerin sesi olmaya devam edeceklerini söyledi. Gazeteciler, kamuoyuna da destek olma çağrısında bulundu.
Açıklamada söz alan gazeteci Nismiye Güler, de gazetecilere yönelik polis şiddeti ve baskıların her gün katlanarak artığını dikkat çekti. Tutuklu gazetecilerin yaptığı haberler nedeniyle tutukluluğuna baskılara örnek olarak gösteren Güler, "Bizler hiçbir zaman iktidarın gazetecileri olmayacağız. Hakikati halka taşımaya devam edeceğiz" dedi.
'ONLARI SATIN ALAMAZSINIZ'
Açıklamada söz alan HDP Milletvekili Musa Piroğlu, "Suça, hırsızlığa, yolsuzluğa bulaşmış iktidar, gerçeklerin halka ulaşmasını engellemek istiyor" diyerek, iktidarın medyanın büyük bir bölümünü satın alarak susturduğunu vurguladı. Özgür basını susturamadığı için tutuklayarak baskı altında almaya çalıştığını ifade eden ve "Polis neyi gizlemek istiyor?" diye soran Piroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Ben size sayayım. Kadıköy'de bir Eylül'de Kadıköy HDP ilçe eş başkanının kaburgasının polis amirinin tekmeleriyle kırılmasını engellemek kırılmasının görülmesini engellemek istiyor. Tutsak annelerden yapılan darbın görülmesini engellemek istiyor. Onların yanında duran insanların işkenceyle, baskıyla, şiddetle altına alınmasının, görülmesini engellemek istiyor. Beykoz'da inşaat baronlarının yanında koçbaşıyla polisin evlerinin kapısını kırdığını anı evini korumak isteyen insanların ters kelepçeyle gözaltına alındığını çocuklarının darp edilerek gözaltına alındığının halk tarafından görülmesini engellemek istiyor. Yani polis kendisinin halka karşı suç işleyenleri koruduğunu ve bunu korurken insanları darp ettiğinin görüldüğünü, gösterilmesini engellemek istiyor. Ve engellemenin bir tek yolu var. Bunu gösteren bir avuç gazeteciyi darp etmek, bir avuç gazeteciyi gözaltına almak. Çünkü onları satın alamazsınız. Onları korkutamazsınız. Onları susturamazsınız."
'YA GAZETECİLERİN YANINDA OLACAĞIZ YA DA ZULMÜ YAŞAMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Piroğlu, etik ve tarafsız gazeteciliği ilke edinen basın emekçilere sahip çıkılması gerektiğinin altını çizerek, "Beykoz'da direnen ailelere Tozkoparan'da direnen ailelere hakkını arayan işçilere, hakkını arayan öğrencilere Kadınlara LGBT artılara sesleniyorum. Sesimizi duyuran burası. Burada gördüğünüz bir avuç gazeteci bu ülkede gerçekleri yansıtan bize zulmü gösteren bir avuç insandır. Ya onların yanındayız ya da o zulmü yaşamaya devam edeceğiz. Yağanlarla omuz omuza duracağız ya da sesimizin kısılmasına seyirci kalacağız. Biz diyoruz ki özgür basın susturulamaz. Biz diyoruz ki, özgür basın yalnız kalmayacak" dedi.