Gazetecilik yargılanıyor: Gazeteci Oruç ve Yurtsever’e dava

Artı Gerçek - Gazeteci Aziz Oruç hakkında, 24 Eylül 2024 tarihinde Habur Sınır Kapısı’nda ikna çalışmalarıyla teslim olan Melik Canbay’ın, verdiği beyanlar gerekçesiyle “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla dava açıldı.

Kocaeli’nde hakkında yakalama kararı bulunan Canbay, teslim olduktan 3 gün sonra yani 27 Eylül 2024’te Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’nde ifade verdi.

GAZETECİLİK SUÇLAMA KONUSU YAPILDI

Canbay, Oruç’u 2018 yılında Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde Rojnews Ajansı’nda Türkçe editörü olarak gördüğünü, ajansa gelen tüm haberlerin düzenlenmesinde ve yayınlanmasında sorumlu olduğunu, fırsat bulduğunda örgütün Süleymaniye çevresinde üst düzey sorumlularıyla röportaj yapıp yayınladığını ileri sürdü.

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı, Canbay’ın beyanları kapsamında hazırladığı iddianameyi Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne “birleştirme” talebiyle gönderdi. “Örgüt üyesi olma” suçunun temadi eden suçlar olduğu belirtilen birleştirme talebinde, “(…) söz konusu soruşturma dosyasının 2023/69 esas sayılı kovuşturma dosyası ile arasında fiili ve hukuki irtibatının bulunduğu gerekçesiyle bulunan delilin mahkemenizde derdest olan dava dosyasına eklenmek üzere birleştirilmesine…” ifadeleri yer aldı.

Diyarbakır 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi 21 Şubat’ta, Kocaeli Cumhuriyet Savcılığı’nın talebini uygun bularak, birleştirme talebini kabul etti.

AYNI İDDİALARDAN BERAAT ETMİŞTİ

Öte yandan Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açık tanık Canbay’ın isnat ettiği beyanlar gerekçesiyle başlatılan soruşturma kapsamında yer alan iddialardan gazeteci Oruç daha önce de yargılanmıştı. Oruç, Ağrı 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 18 Ocak 2023’te görülen 11’nci duruşmada üzerine atılı “örgüt üyeliği” suçunu işlediğine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat etmişti.

YURTSEVER’E HABERLERİ GEREKÇESİ İLE DAVA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kobanê Davası’nda tanık olarak dinlenen Sami Baran’ın şikayeti üzerine gazeteci Diren Yurtsever hakkında başlattığı soruşturmayı tamamladı.

"Muhbirlerin hüviyetlerini açıklamak veya yayınlamak” iddiasıyla hazırlanan iddianame İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Diren Yurtsever hakkında 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası ile adli para cezası talep edildi.

Diren Yurtsever'in Mezopotamya Ajansı'nda (MA) Yazı İşleri Müdürlüğü görevi yaptığı sırada ajansta geçen “Kobane iddianamesinde çelişen tanık beyanları”, ''Kobane Davası'nda itirafçılar dinlenecek'' ile ''Ankara-Kobane Davası'nda mahkeme heyeti, itirafçı Sami Baran ve Kerem Gökalp'in haftaya dinlenmesine karar verdi'' başlıklı haberler suç sayıldı.

İddianamede, Sami Baran’ın 2 Aralık 2019’da "güvenlik güçlerine teslim olduğu" belirtildi. Ayrıca Baran'a dair “...örgüte ilişkin bilgiler vererek, örgütle bağlantısı olduğunu bildiği bir çok şahsı teşhis ettiği ve hakkındaki soruşturma dosyasının halen derdest konumda olduğu anlaşılmıştır” bilgisi paylaşıldı.

Söz konusu haberlerle, Sami Baran’ın "örgüt üye ve sempatizanlarına hedef gösterildiği" ileri sürüldü. Ayrıca Baran’ın “tanık” sıfatıyla duruşmaya katıldığının tespit edildiği belirtildi.

İddianamede, “Kobani Davası'’ olarak medyada yer alan yargılamada şüphelilerin, örgüt ile irtibatına dair bir takım bilgiler veren müşteki Sami Baran isimli şahsın kimlik bilgilerinin mezopotamyaajansi35.com isimli sitede haber adı altında paylaşıldığı, şüpheli Diren Yurtsever'in soruşturmaya konu edilen Mezopotamya Haber Ajansında Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapması nedeniyle yapılan haberlerden sorumlu olduğu ve bu şekilde üzerine atılı 3713 Sayılı TMK'nun 14'ncü Maddesine Aykırı Olarak Muhbirlerin Hüviyetlerini Açıklamak Veya Yayınlamak suçunu zincirleme şekilde işlemiş olduğu anlaşılmıştır” ifadelerine yer verildi.

ŞAHİN’İN YURTDIŞI YASAĞI 7 YILDIR DEVAM EDİYOR

Öte yandan Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Hatice Şahin'in "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verilmesi kararının kararın İstinaf Mahkemesince bozulmasının ardından yeniden yargılanmasın Diyarbakır 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Bozulma sonrası davanın görülen ilk duruşmasında Hatice Şahin ve avukatı Bünyamin Şeker hazır bulundu.

Mahkeme başkanı, Kürtçe savunma yapmak isteyen Hatice Şahin'e "ceza alması durumunda tercüman giderinin kendisinden alınacağına dair yasal düzenlemeyi" hatırlattı. Durumu bildiğini belirten Hatice Şahin, Mahkeme başkanının "Türkiye biliyor musun?" sorusuna, Kürtçe "Evet" cevabı verdi. Mahkeme başkanı durumu, "Sanık Türkçe bilmekle birlikte savunmasını Kürtçe yapmak istediğini beyan etmekle kendisine tercüman için yapılacak ücretin ilerde haksız çıkması halinde kendisinden tahsis edileceği hususu bildirildi" ifadeleriyle tutanağa geçirdi.

7 YILDIR DEVAM EDEN YASAK

Hatice Şahin, bozma ilamına karşı bir beyanı olmadığını belirtirken avukatı Bünyamin Şeker, müvekkili hakkında 2018 yılından beri devam eden yurtdışı çıkış yasağı adli kontrol tedbirinin kanunda belirtilen yasal süreyi geçtiğine dikkati çekerek, 7 yıldır devam yasağın kaldırılmasını istedi.

İddia makamı, dosyadaki eksikliklerin giderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, Hatice Şahin hakkındaki yurtdışına çıkış yasağının devamına karar vererek, duruşmayı 17 Haziran'a ertelendi.

DAVA GEÇMİŞİ

Hatice Şahin, Amed'de Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 9 Ekim 2018'de 145 kişi ile birlikte gözaltına alındıktan sonra 19 Ekim 2018’de yurt dışına çıkış yasağı ile serbest bırakılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Hatice Şahin hakkında “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla hazırladığı iddianamede, gizli tanık ifadeleri, haber kaynaklarıyla telefon görüşmeleri ve Amed-İstanbul uçak biletleri delil olarak gösterdi.

Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde 19 Eylül 2022’de karar duruşması görülen Hatice Şahin’e “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 9’uncu Ceza Dairesi, Hatice Şahin hakkında açılan ve devam eden soruşturma ve davalar olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin kararını esastan bozdu. (MA)