Gezi tutuklularından 1 Mayıs mesajı: Birlikte kazanacağız
Seda TAŞKIN
+GERÇEK- Pandemi nedeniyle iki yıldır alanlarda kutlanamayan 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü bu yıl binlerin katılımıyla alanlarda kutlandı. 10 Ekim Ankara Katliamından sonra Ankara’da gerçekleşen en kitlesel eylem oldu. 1 Mayıs için bir araya gelen emekçiler, "Savaşa, Zamlara, Yoksulluğa Karşı Yaşasın 1 Mayıs", "Gezi Tutuklularını Serbest Bırakın", "İstanbul Sözleşmesi Yaşatır", "Eşit İşe Eşit Ücret" pankartları taşıdı.
Ankara’daki kutlamada gezi davasından tutuklu bulunanların mesajı okundu. Mesajda, "İşçi sınıfımızın birlik dayanışma günü kutlu olsun. 1 Mayıs’ı asıl 1 Mayıs alanında birlikte kutlayacağız. Zulme karşı direneceğiz. Birlikte mücadele ederek birlikte kazanacağız. Eşitlik, adalet, demokrasi mücadelemiz kazanacak" denildi.
‘BİR YURTTAŞ POLİS TELSİZİ İLE YARALANDI’
Ankara Büyükşehir Belediyesi istikametinden Tandoğan meydanına yürüyüş gerçekleştirdi. Alanda yoğun güvenlik önlemi alınırken, polis arama noktasına kadar pankartların açılmasına ve slogan atılmasına izin vermedi. Bir yurttaş polis telsizi tarafından yaralandı. Polislerin yürüyüş yapmak istediği esnada darp edildiğini söyledi.
HDP EŞ GENEL BAŞKANI MİTHAT SANCAR’DA ALANDAYDI
Birçok siyasi partinin katıldığı alana, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Ankara’daki 1 Mayıs mitingine partililerle birlikte geldi. "Ekmek, özgürlük ve adalet için yoksulluk düzenini değiştireceği" pankartı taşıyan HDP’liler, "Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek" sloganı attı.
GEZİ DAVASI’NDAN YARGILANANLAR MESAJ YOLLADI
Gezi Davası'nda yargılanarak hapis cezasına mahkum edilen Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi Ankara’daki 1 Mayıs’a Silivri ve Bakırköy cezaevlerinden mesaj gönderdi. Emekçilerin yoğun alkışla karşılık verdiği mesajda, "İşçi sınıfımızın birlik dayanışma günü kutlu olsun. 1 Mayıs’ı asıl 1 Mayıs alanında birlikte kutlayacağız. Zulme karşı direneceğiz. Birlikte mücadele ederek birlikte kazanacağız. Eşitlik, adalet, demokrasi mücadelemiz kazanacak" denildi.
Açıklamayı Tertip Komitesi adına Tayfun Görgün okudu. Yapılan açıklama zamlara, işsizlik ve adaletsiz düzenin yurttaşların yaşamını dayanılmaz kıldığı ifade edildi. Açıklama da şu ifadelere yer verildi:
"Sendikal hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı, grevlerin yasaklandığı, sayısı 10 milyona ulaşan işsizlerin "geçinemiyoruz, ödeyemiyoruz" çığlıklarına aldırmadan, işsizlik fonundaki paraların patronlara aktarıldığı bu düzen daha da azgınlaşıyor...
‘BU DÜZEN HERKESİN İŞSİZ KALDIĞI DÜZENDİR’
Bu düzen, iş güvencesinin devlet eliyle yok edildiği tek emirle, herkesin ama herkesin işsiz kalabildiği bir düzendir. Bu düzen emeğin, doğanın, kentlerin, tarımın, eğitimden sağlığa tüm temel hakların, sınırsız kar ve rant arzusuna teslim edildiği bir kara düzendir. Soma’dan, Ermenek’ten, Şirvan’dan ders çıkarmayan, işçi sağlığı ve iş güvenliğini sermayenin kar hırsına terk eden, her yıl 2500 işçinin, çalışırken öldüğü bir düzendir.
‘ŞİRKETLER İHALELERİ BESLEYERET PATRONA AKITIYOR’
Bu düzen, çocuk işçilerin, çocuk gelinlerin, istismarın, çocuklarını yurt yangınlarında yitiren anaların feryadının duyulmadığı bir düzendir…
Halk işsizlikle, yoksullukla, salgınla, ödenemeyen faturalarla mücadele ederken ülkemizin tüm kaynakları; bankaların kasalarını doldurarak, şirketleri ihalelerle besleyerek patronlara akıtmaya devam ediyor.
"Geçinmek istiyoruz, insanca yaşamak istiyoruz ve 1 Mayıs kürsümüzden hep birlikte haykırıyoruz" diyen Görgün, taleplerini şöyle sıraladı:
-Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, faturalar tüm vergilerden muaf tutulmalıdır.
-Asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler artırılmalı, en düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin emeklilik hakları verilmelidir.
-Ücretlerin üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, adil bir vergi düzeni kurulmalıdır.
Tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam sağlanmalıdır.
-Anayasal hakkımız olan örgütlenme özgürlüğü önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.
-Kamu varlıklarının özelleştirilmesinden vaz geçilmeli, eğitim, ulaşım, sağlık başta olmak üzere tüm kamu hizmetleri devlet eliyle ücretsiz verilmelidir.
Kamu kaynakları ile büyütülen tarikat yurtları kamulaştırılarak gençlerin yurt ve barınma sorunları çözülmelidir.
‘İZOLE ALANA SIKIŞTIRILDIK’
Daha sonra Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleklerinden ihraç edilenler adına Deniz Keleş söz aldı. Keleş, ihraçların toplumsal hayatta bile dışlandığını belirterek, "Bu durum hali hazırda ekonomik gücünü kaybeden ihraçların daha da izole bir alana sıkıştırılmalarına neden olmuştur" dedi. Keleş sözlerine şöyle devam etti:
"Haksızlığa uğrayan yüzbinlerce KHK’lı emekçiler olarak yaşadığımız tüm sıkıntıların üstesinden sendikal dayanışmamızı büyüterek geldik. Bizler yanlışlara dur diyen mimar, mühendislerimiz, okullardaki eğitimci, hastane de sağlık hizmeti sağlayanlarız, irade gaspına hayır diyen belediye emekçileriyiz, savaş çığırtkanlığı yapanlara inat, barışı istiyor diyen barış akademisyenleriz."
‘BU DÜZEN BÖYLE GİTMEYECEK’
Ardından konuşan Enerji Sen temsilcisi Mehmet Ali İçindere söz aldı. İçindere, "Bizler ortaklığı işçi olanlarız, hepimizin farklılıklarımıza rağmen aynı sınıfın mensuplarız" dedi. İçindere konuşmasına şöyle devam etti:
"Bütün yaşamı yeniden üretiyoruz ama maalesef hak ettiğimiz hayatları yaşamıyor, hepimiz ay sonunu düşünüyor, hepimizin geleceği umutsuzlukla bakma zorunda bırakılıyoruz. Asgari ücret düzeyinde ücretlerle ne kira ödeyebiliyoruz, ne faturaları yetiştirebiliyoruz, ne de buzdolabını doldurabiliyoruz. Kısacası yaşamıyoruz. Biz bu duruma isyan etmekte son derece haklıyız ve bu memleketin dört bir yanında farklı iş yerlerinde, farklı iş kollarındaki işçiler olarak gösterdik ki ‘Bu düzen böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek’"