Gözaltındaki gazetecilerin ailelerinden dayanışma çağrısı

Diyarbakır’da 8 gündür gözaltında tutulan gazetecilerin aileleri 'Gazeteciler olmasa bilgi sahibi olamayız ve birçok şeyi öğrenemeyiz' diyerek özgürlükleri için dayanışma çağrısı yaptı.

Gözaltındaki gazetecilerin ailelerinden dayanışma çağrısı

Diyarbakır’da 8 Haziran’da yapılan ev baskınlarında gözaltına alınan 20’si gazeteci 22 kişinin emniyetteki ifade işlemleri dün akşam tamamlandı. 8 gündür gözaltında tutulan ve gün içerisinde Diyarbakır Adliyesi'ne çıkartılmaları beklenen Mezopotamya Ajansı (MA) editörü Aziz Oruç’un eşi Hülya Oruç ve gazeteci Zeynel Abidin Bulut’un eşi Gulistan Bulut, gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden kaynaklı gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

‘BASKIN ESNASINDA SOĞUKKANLI DAVRANMASAYDIK KÖTÜ ŞEYLER YAŞANABİLİRDİ’

Aziz Oruç’un eşi Hülya Oruç, 8 Haziran’da sabahın erken saatlerinde evlerine baskın düzenlendiğini, polislerin kendilerine psikolojik şiddetle hakarette bulunduklarını aktardı. Oruç, "Tahrik edici tüm yaklaşımlarına karşı aklıselim ve soğukkanlı davrandık. Öyle davranmasaydık çok kötü olaylar olabilirdi. Eğer hukuk ve adalet olsaydı gazeteciler gözaltına alındığı günün akşamında evlerinde olacaklardı. Günlerdir ne ile suçlandıkları dahi bilmiyoruz" diye kaydetti.

‘GAZETECİNİN DİLİ, DİNİ SORGULANMAMALI’

Gazetecilerin gözaltına alınmasına tüm meslektaşları tarafından tepki gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Oruç, "Bir gazeteci gözaltına alındığında mesleği, dili, dini sorgulanıyorsa yarın sıra sorgulayana da gelecektir. Gözaltına alınan gazeteciler, bölgede yaşanan gerçekleri aktarmaları nedeniyle gözaltına alındılar" şeklinde konuştu.

‘SESSİZ KALMAYI ASLA KABUL ETMEZLER’

Gözaltındaki gazetecilerin onurlu gazeteciler olduğunu ve tüm haksızlıklara karşı farklı mecralarda sorunlara eğildiklerini ifade eden Oruç, "Onlar onurlu gazeteciler. Sessiz kalmayı asla kabul etmezler. Örgütlü bir destek yok. Gazeteciler olmasa bir bilgi sahibi olamayız ve birçok şeyi öğrenemeyiz. Bu nedenle herkes öncelikle gazetecilere sahip çıkmalıdır" çağrısı yaptı.

DUVAR SAATİNE BİLE EL KOYMUŞLAR

Gözaltındaki bir diğer gazeteci Zeynel Abidin Bulut’un eşi Gulistan Bulut ise ev baskını sırasında kadın polislerden birinin kendilerine sert davrandığını aktardı. Bulut, "Evi yaklaşık 3 saat didik didik arayarak dağıttılar. ‘Toplatma kararı var’ denilerek bazı kitaplara el koydular. Eşime ait bilgisayar, flaş bellek, iki duvar saati ve kitaplara el koydular" bilgisini paylaştı.

‘GERÇEĞİ NE KADAR ORTAYA ÇIKARIYORLARSA O KADAR BASKI GÖRÜYORLAR’

Eşinin 10 yıldır özgür basın geleneğinden gelen kuruluşlarda çalıştığını belirten Bulut, "Defalarca gözaltına alındı ve tutuklandı. Eşim asla bildiği hakikat yolunda ayrılmaz. Onlar ne kadar hakikati ortaya çıkarıyorsa o kadar baskı görüyorlar. Ne olursa olsun eşim doğru bildiği yoldan geri adım atmayacak. Ailesi olarak hep yanında olacağız ve destek vereceğiz" şeklinde konuştu.

‘NİYE KÜRTÇE KONUŞUYORSUNUZ?’

Bulut, baskın sırasında eşiyle Kürtçe konuştukları sırasında bir polisin kendilerine "Niye Kürtçe konuşuyorsunuz?" diye sorduğunu söyledi. Bulut, "Anadilimizi konuştuğumuz için polisin zoruna gitti. Evime baskın yapan onlar ve bunun üzerine dilimizi konuştuğumuz için bize tepki gösteriyorlar. Bu durum benim zoruma gitti. Aslında bizi yok sayıp, inkar ediyorlar. Amaçları dilimizi, kültürümüzü yok etmektir. Ama başaramayacaklar" dedi. (MA)

diyarbakır