'Gündem değiştirmek ve susturmaktan çok daha fazlası, bir siyaset dizaynı, bir yok saydırma operasyonu'
'Başımı eğmeye çalışma...'
!['Gündem değiştirmek ve susturmaktan çok daha fazlası, bir siyaset dizaynı, bir yok saydırma operasyonu'](https://i.artigercek.com/2/1280/720/storage/old/news/118482.jpg)
T24 yazarı Gökçer Tahincioğlu, 2014'te gerçekleşen Kobani eylemleri gerekçe gösterilerek HDP'ye yapılan operasyan hakkında "Gündem değiştirmek ve susturmaktan çok daha fazlası yaşananlar. Bir siyaset dizaynı, bir yok sayma, yok saydırma operasyonu." değerlendirmesinde bulundu.
Tahincioğlu, "İktidar olmayı ve olanakları yerine memleketin hâli ve ahvali esas alınsa, ısrarla seçime giren, siyaset zemininde kalmayı seçen HDP tipinde bir siyasi hareketin daha fazla sistemle barışık olması yönünde çaba gösterilir. Ama Türkiye'de öyle olmuyor. Israrla radikalleşmesi, marjinalleşmesi isteniyor nedense!" diye yazdı.
Tahincioğlu'nun T24'te "Başımı eğmeye çalışma" başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:
Alp Altınörs, dört yıl önce gözaltına alınırken nasıl başı dik duruyorsa, yine öyle. Başını enseden iterek eğmeye çalışan polise net biçimde söylüyor diyeceğini
Sırrı Süreyya Önder, sanki kaçıyormuş, sanki daha önce cezaevi kapısına kendisi gitmemiş, sanki herhangi birine bir şiddet uygulamış gibi götürülüyor.Kollarında iki polis, mühim bir "yakalama" yaptığı inancında. Meşruiyet zemini sonsuz, istediğin kadar poz verebilirsin.
Ayhan Bilgen için zırhlı araçlar getirilmiş. Bu memleketin görebileceği en hümanist, en makul, en zarif insanlarından biri için…
Alp Altınörs, dört yıl önce gözaltına alınırken nasıl başı dik duruyorsa, yine öyle. Başını enseden iterek eğmeye çalışan polise net biçimde söylüyor diyeceğini:
"Başımı eğmeye çalışma…"
Kobani olayları nedeniyle, tam 6 yıl sonra, zaten tamamı soruşturulmuş bir bölümü eski HDP yöneticileri, milletvekilleri hakkında yeni bir operasyon başlatılıyor. 82 kişi hakkında gözaltı kararı var. Ve aslında operasyonun sadece yapılıyor olması yeni…
Ve bir de operasyona paralel, sosyal medya mesajları gerekçe gösterilerek başlatılan bir başka operasyon yürütülüyor aynı saatlerde. Zaten gözaltına alınmış, sorgulanmış gazeteci Hakan Gülseven gibi isimler, bu operasyonda gözaltına alınıyor. İsimler, adresler, gözaltılar, birbirine karışıyor. Türkiye normali…
* * *
Gündem değiştirmek ve susturmaktan çok daha fazlası yaşananlar. Bir siyaset dizaynı, bir yok sayma, yok saydırma operasyonu.Sağ siyasetin ise "hukuk" yerine "hamaseti" esas aldığı zaten biliniyor.
"Demirtaş ve HDP'liler Kandil'in esiri… İnsanlar öldü sokakta… Şehitlerimiz var… Bu ortamda mahkemeler nasıl böyle kararlar verir? Vs. vs…"
İktidar olmayı ve olanakları yerine memleketin hâli ve ahvali esas alınsa, ısrarla seçime giren, siyaset zemininde kalmayı seçen HDP tipinde bir siyasi hareketin daha fazla sistemle barışık olması yönünde çaba gösterilir.
Ama Türkiye'de öyle olmuyor.
Israrla radikalleşmesi, marjinalleşmesi isteniyor nedense!
Ama zaten memleket gerçekten düşünülse, helikopterden atılan insanlarla ilgili iki kelam edilir, Anayasa Mahkemesi kararıyla, savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürüldükleri kabul edilen köylülerin durumu, 20 yıl sonra da olsa gündeme getirilirdi.
Muhalefet, kriminalizasyondan ürkmek, seçimi esas almak yerine, bir hukuk devletinde olması gerekeni konuşurdu.
Hangi görüşten olursa olsun insanlar ve siyasetler, sağa sola yalpalayıp, farklı kavramlarla yaşananları görünmez kılmak yerine, tutum alırdı.
Hayır, hiçbiri yok yine elbette… İki slogan, körüklenen nefret söylemi ve özgürlüklerinden her akla geldiğinde mahrum bırakılan insanlar…
Yargısal süreç adı altında istenilenin, istenildiği zaman yapılabilmesi aslolan…