Başkancı Rejim devam ettiği sürece, tepesinde de mevcut iktidar oturduğu sürece, bu ülkenin emekçi, üreten insanları için iki ihtimal vardır. Ya seçim ekonomisi ve yol açtığı hiper enflasyon; ya da kemer sıkma ve yol açtığı büyük kesat.
Anna Tveritinova’nın isminin etrafındaki bu susku komplosu günümüze değin de varlığını devam ettirmiştir. Tveritinova’nın Osmanlı tarihine dair temel makalelerini çevirirken, aklımda bu Osmanlı tarihçisini Türkiyeli okurla buluşturmak da vardı.
Düğün, evlenmenin sevincini sosyal çevreyle paylaşmak için yapılır. 19 Eylül akşamı, toplananlar eğlenmiyordu. Onlar, Mustafa Aydın’ın elinde tuttuğu kamu gücü karşısında endişe içerisinde takı sırası bekleyen finans kuruluşu temsilcileriydi.
Yazarlarımızdan Alp Altınörs'ün çevirisiyle Anna S. Tveritinova'nın "Osmanlı Feodalizmi ve Sınıf Savaşımları" eseri Türkçeye kazandırıldı.
Eğer bu ülkede bir erken seçim olacaksa; kemer sıkma programının bunalttığı işçi ve çiftçilerin sosyal itirazının bağımsız sınıfsal bir eyleme dönüşmesi sayesinde olur.
Güvenceli maden kaynakları üzerinde toprak sahipliğine dayanan ekstraktivist model otokratik rejimleri güvenceye alır. Ekstraktivizm, kapitalizmin daha geri ve çarpık bir biçmine yol veriyor.
Erdoğan genç teğmenleri tasfiye ederek, laik-şeriatçı gerilimini körüklemeyi, bu yolla tabanını toparlamayı kurgulamış olmalı. Ancak, köprülerin altından çok sular aktı.
Saray iktisatçıları, son dönemde, Çin Sermayesi çekmeye yoğunlaşmış görünüyorlar. Manisa’ya Çinli otomotiv tekeli BYD’nin fabrika kurması için yapılan anlaşma -ki tam bir kapitülasyondu- bu arayışın bir sonucuydu.
Çiftçilerin mahsullerini yollara dökmesi, üretilenlerin satılamadığı bir noktaya doğru gidildiğinin açık bir işaretidir. Türkiye, 2001 krizi tipinde bir fazla-üretim krizinin eşiğindedir.
Erdoğan, patronlarla bir buluşmasında, 'OHAL yetkilerini kullanarak grevleri engelliyoruz' demişti. Bu emek rejimi, fiili OHAL altında sekiz yıldır sürüyor. Erdoğan iktidarının ülkeye yabancı sermaye çekebilmek için vaat edebileceği pek bir şey kalmadı.
Erdoğan’ın 'seçimsiz 4 yıl' söyleminin gerçek anlamı böylece milyonlara açıkça belli oluyor. Bursa’da traktörleriyle yollara dökülen domates çiftçilerinin 'hükümet istifa' sloganı tam da bunu anlatıyor.
BYD’nin Manisa’ya yatıracağı 1 milyar olarak bugünkü kur üzerinden 33,2 milyar TL yapar. Demek ki, araç başına 635 bin vergi muafiyeti elde eden BYD, 3 ila 5 yıllık sürede Türkiye’de 52 bin küsür araç satışı yaparsa, fabrikayı bedavaya getirmiş olacak.
Keriz ticaretinin özü; ABD, İsviçre, Japon vb. mali sermayesinin ”taş atıp kolu yorulmadan” ülkemize parasını sokup %18 faizi cebine koyup gitmesidir. Türkiye’yi böyle ağır bir döviz darboğazına sokan bizzat Erdoğan yönetimidir.
Filistinlilerin devlet hakkını gerçekten sağlayacak yeni ve adil bir anlaşmanın İsrail’e dayatılmasının zamanı gelmiştir. Dünyanın tüm demokratlarına düşen, İsrail’i boykot hareketini geliştirerek, ırkçı Apartheid rejimini ve soykırımı durdurmaktır.
Alman şirketi Volkswagen, kayyımlar sonrasında Manisa'daki 3 milyar euroluk yatırımını geri çekmişti. Şimdi Volkswagen'ın fabrika açmaktan vazgeçtiği yere Çin şirketi BYD yerleşiyor. Bu da Başkancı Rejim'in dış finansman krizi yaşadığına işaret ediyor.
Kabile savaşlarının yerine bu kez sınıf savaşı vardı Kenya’da. Her etnik ve kabilesel arka plandan Kenyalı gençler, yoksulluğa ve vergi soygununa karşı sokağa indi. Kurşuna, gaz bombalarına birlikte göğüs gerdi.
Kayyım, belediye başkanından ziyade belediye meclisine atanmaktadır. Kayyım ataması ile belediye meclisi de feshedilmektedir. Hakkari Belediye Meclisi, oybirliğiyle Viyan Tekçe’yi belediye başkan vekili seçmiştir. Meşru eş başkan vekili Viyan Tekçe'dir.
MGK belgesi mahkeme heyetine sunulduğunda, heyet belgenin özgünlüğünü internetten teyit etti ve bunu da ara kararına yazdı. Böylece, Ekim 2014’te ortada bir kalkışma, isyan vb. olmadığı mahkeme kayıtlarına da, MGK basın duyurusu formatında girmiş oldu.
Bankalara bedava para dağıtılması, bir yanıyla iktidar partisinin bu kriz ortamında kimi kurtarmak istediğiyle ilgili sınıfsal tercihini ortaya koymaktadır.
"Merkez Bankası’nın ısrar ve inatla faizleri 14'te tutmasının sonuçları hem üretken burjuvazi hem de esas olarak işçi sınıfı için ağır oluyor."
Kobanê davasında tutuklu olan siyasetçi ve yazar Alp Altınörs’ün ‘İmkansız Sermaye’ kitabı için gıyabında imza etkinliği düzenlendi.
Savaşla ilgili Rusya komünistlerinin tavrı da ikili oldu. Rusya Federasyonu Komünist Partisi, Putin’e tam destek verdi. Rusya Komünist İşçi Partisi ise eleştirel bir tutum takındı.
Zelenski, Rusya ile savaş nedeniyle ilan ettiği sıkıyönetimi, Ukraynalı Rusları temsil eden ya da barıştan yana olan 11 partinin faaliyetlerini askıya almak için kullandı.
Kobanê davasında konuşan Demirtaş, 'İmralı görüşmelerinin resmi tutanakları Adalet Bakanlığı’ndan istensin. Görüşme tutanakları gelsin kim sanık, kim tanık, kim barışsever görelim' dedi.
Putin, konuşmasında Rusya’nın Sovyet geçmişini tümüyle reddederek, kendisini doğrudan Çarlık döneminin mirasçısı olarak ilan etti.
Minsk Anlaşmaları temelinde bir politik çözüm Ukrayna sorununun kalıcı çözümüne hizmet eder. Ukrayna'nın Rus nüfusuna güvenceler sağlayarak, kendilerini tehdit altında hissetmesini önler.
'Yeni Ekonomi Modeli', ilk üç aylık 'denemesinde' AKP'nin elinde kaldı. TL'yi devalüe edip, dolar kurunu yükselterek, Türkiye'yi emperyalist sermayeye kelepir fiyatlarla satışa çıkardılar.
'Alp Altınörs'e Özgürlük İstiyoruz' kampanyasına şimdiye kadar çok sayıda siyasetçi, gazeteci, yazar, çevirmen, akademisyen ve bilim insanı imza verdi.
AKP iktidarı bu politikayla gelecekten yemektedir. Torunlarımızın torunlarını dahi borçlandırmaktadır.
'Üzerimize yığılan ve üç tweetin içine sığdırılmaya çalışılan ağır suçlamalar metanetimizi bozmadı. Mahkemelerde haklılığımızı, meşruluğumuzu savunduk.'
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.