Erdoğan, seçim ekonomisi uygulamaya çalışırken, partisini iktidara getiren tarihsel bloku da dağıtıyor. Hem işçi sınıfını hem de büyük burjuvaziyi karşısına alıyor.
Yazarımız Alp Altınörs 02 Ekim 2020'den beri halen tutuklu bulunuyor.
Türkiye AKP iktidarına gelene değin, gıdada kendine yeterli 7 ülkeden birisiydi. Bugün gıdanın büyük kısmını dışarıdan ithal ediyoruz.
Siyasal İslamcıların ilgilendiği şey sistem değil, gücün kimde olduğu. Güç ve yetkiyi yitirdikleri zaman Başkancı rejimden yana olacaklarını savlamak, siyasal İslamcıları hiç tanımamak olur.
Erdoğan'ın 'faiz indirimi' baskısının temel sebebi tüketici kredilerini artırmaktır.
Enflasyonun başlıca sebeplerinden birisinin TL'nin değer kaybı olduğu tartışma götürmez.
’İslami finansman’ adı altında sunulan ürünlerin hemen tümü Suudi ve Körfez sermayesini çekmek üzere Londra para piyasalarının kapitalistleri tarafından icat edilmişlerdir.
'Devlet başkanı’ sıfatı taşıdığı halde kendi devletine karşı yandaş şirketlere uluslararası tahkim koruması getirdiğini itiraf etmiş oldu. Haliyle pek ‘yerli ve milli’ bir açıklama değildi.
Kobane Davasının üçüncü duruşmasının sekizinci oturumu Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
AKP iktidarı, ne pahasına olursa olsun ‘büyümek’ adına sanayi işletmelerini sıkı bir çevre denetimi uygulamayacaktır.
2020 yılında sanayi burjuvazisi olağanüstü bir dönem yaşadı. AKP iktidarının ‘çarklar dönmeli’ şiarı adı altında TÜSİAD'ı, MÜSİAD'ı büyük teşvik gördüler.
Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) bu şartlarda dolar-TL kuru için 'adil fiyatı' 9.5 TL'ye çekmesi kuşkusuz bir alarm sinyalidir.
AKP iktidarının mevcut ekonomik krizden çıkış için ürettiği tüm formüller de ekolojik yıkımla bağlantılı.
Şahap Kavcıoğlu yönetimi faizleri indirme basıncı altındayken kapitalist dünya ekonomisinin merkezi olan ABD'deki finansal gelişmeler tersine faizleri yükseltme basıncı yapıyor.
Türkiye bir Alman turiste muhtaç halde.
Döviz kurundaki artış reel sektörün sermaye maliyetlerini ve borçluluk düzeylerini boğucu derecede tırmandırdı. Enflasyon yoksulluğu artırdı.
Bitcoin gibi ‘mucizevi’ kazanç kapıları kural olarak kitleselleşince batar, iflas eder ve kapanır. Ama sınıf dayanışması kitleselleşince tüm emekçilerin yaşamını değiştirir, güzelleştirir.
Montrö olmasaydı zırhlılar gerilimin en sıcak günlerinde Boğazlar’dan geçecek ve Rus savaş gemileri ile olası bir çatışmalarında geçişine izin veren Türkiye de sorumlu tutulabilecekti.
Boğazlardaki egemenliği Montrö Sözleşmesi ile büyük oranda Sosyalist Sovyetler Birliği Türkiye'ye armağan etmiştir.
Çin'in dünyaya ihraç etmek istediği şey kendi sistemi değil sermayesi. Dolayısıyla ‘yeni soğuk savaş’ tan değil, emperyalist iki ülkedeki rekabetten söz ediyoruz.
Mart 2021 mali krizi 2018'de yaşanan çifte mali krizden bu yana yaşananların en şiddetlisi oldu.
Son dönemde Erdoğan'ın damadını savunan açıklamaları, Yeni Şafak'ın Naci Ağbal’ı hedefleyen manşetleri bu değişimin habercisiydi.
Daha 1 yıl önce Mısır, Libya'nın Sirte-Cufra hattını ‘kırmızı çizgi’ ilan ettiğinde hükümet yandaşı Yeni Şafak gazetesi ‘Mısır tanklarını Libya çöllerine gömeriz’ manşetini atmıştı.
Kimsenin AKP-MHP iktidarından hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı beklediğini sanmıyorum ama mevcut tablo ‘kanun devleti'nin de çok çok gerisindedir.
Roubini'nin yazısını okuyunca insanın aklından ‘’Öyleyse Bitcoin neden var?’’ sorusu uyanıyor.
Biden yönetimi önceki 5 yıl boyunca ABD ile geliştirilen ‘anti-global’ momente son vererek ‘globalist’ bir rüzgar estiriyor. ABD hegemonyasını bu yoldan restore etmeye çalışıyor.
Kemer sıkma programı uluslararası sermayeye ‘güven’ verse de emekçilere yoksullara işsizlik getiriyor, özellikle de gençliğe. Zira her beş gençten ikisi işsiz.
Meclis sistemine dayanan devlet yapısı ile demokratik bir ulus tanımına açık kapı bırakmasıyla 1921 Anayasası günümüzde hala çok önemli bir referans belgesidir.
2018'deki hezimeti unutturmaya çalışıyor ancak kuracağı partinin ‘Adam Kazandı Partisi’ olarak algılanması kaçınılmaz.
Bir zamanlar ‘aşı üreten’ bir ülke iken şimdi ‘aşı bulamayan’ bir ülkeye dönüşmüş olması Türkiye’nin mali-ekonomik sömürgeleşmesinin acı bir remini sunuyor
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.