Osmanlı tarihçisi Anna Tveritinova

Anna Tveritinova’nın isminin etrafındaki bu susku komplosu günümüze değin de varlığını devam ettirmiştir. Tveritinova’nın Osmanlı tarihine dair temel makalelerini çevirirken, aklımda bu Osmanlı tarihçisini Türkiyeli okurla buluşturmak da vardı.

1929 yılında Leningrad’da, Sovyetler Birliği’nde Doğubilimi alanında doktora yapan Anna Tveritinova, daha önce hiç incelenmemiş bir konuyu, "Türkiye’de Kara Yazıcı – Deli Hasan İsyanı"nı (1599-1603) seçmişti. Celali İsyanları’nın en önemlisini ve en kapsamlısını ele almıştı. Ne var ki, tez taslağını bilim kuruluna sunduğunda, kurul üyelerinden birisinin (İran uzmanı M.S. İvanov’un) basmakalıp bir itirazı ile karşılaştı: "Osmanlı’da cereyan eden bütün Celali İsyanları anti-feodal isyanlar olduğundan, Kara Yazıcı isyanı da anti-feodal bir köylü isyanı olmalıdır. Eğer tez, bunu ispatlayamamışsa, konu yetersiz ele alınmış demektir. Öyleyse, üzerine daha çok çalışmalıdır."[1] Tvertinova’nın tezi iade edilmişti.

Oysa genç tarihçinin yaptığı incelemede ulaştığı veriler, Kara Yazıcı İsyanı'na hem köylülerin hem de feodallerin katıldığını sergiliyordu. Celali İsyanlarının bir yanı feodal çifte sömürüye karşı köylü savaşı, diğer yanı ise konum ve zenginlik yitiren yerel feodallerin saraya başkaldırmasıydı. Anna Tvertinova, kurul üyesinin eleştirisini kabul etmeye hiç niyetli değildi. O, Celali İsyanlarının ikili yapısıyla ilgili temel yaklaşımını korudu. İade edilen tezini yeniden çalışarak – ama “en ‘sert’ eleştirmenin ruhuyla değil”[2] – kendi görüş açısıyla yeniden yazdı. Nihayet, 17 Ekim 1939’da tezini savunarak, Doğubilimi Doktoru unvanını kazandı. O, gelecekte, SSCB’nin en büyük Osmanlı tarihçisi olacaktı.

Tvertinova için de büyük kayıplar getiren Nazi işgali ve Büyük Anavatan Savaşı’nın ardından, 1946’da, “Türkiye’de Kara Yazıcı ve Deli Hasan İsyanı”, SSCB Bilimler Akademisi tarafından yayımlandı. Bu kitap, kendisi de Celali İsyanları üzerine çalışmakta olan Ankara DTCF hocalarından Mustafa Akdağ’ın ilgisini çekti. Türk Tarih Kurumu’na müracaat ederek bu eserin çevirisinin yapılmasını talep etti. Böylece, Tveritinova’nın kitabı Abdülkadir İnan tarafından çevrildi.[3]

Ancak, Mustafa Akdağ, eserin içeriğinden çok rahatsız olmuştu! Zira, ona göre Celali İsyanlarının hiçbir anti-feodal yönü yoktu, bu isyanları yerel derebeyleri, feodalleşmek için çıkartmıştı. Tımarlı sipahiler feodal olarak nitelenemezdi ve nihayet, “Türkiye tarihinde… Aristokrasi veya onun yerini tutacak bir imtiyazlı sınıf yoktu.”[4] Bu hadiseyi "sınıf mücadelesi" olarak kabul etmekle Tveritinova, “kendi peşin hükümlerine uymaları için, tarihi mefhumlara keyfi manalar vermişti.”[5]

Netice itibariyle, Mustafa Akdağ’ın bu olumsuz telkinleri, bu kitabın çevrildiği halde yayımlanmamasının, böylece Tveritinova’nın sansürlenmesinin gerekçelerini ortaya koyuyor. 1946 yılında, “Milli Şef” İsmet İnönü yönetiminin anti-komünist (ya da aslında daha doğrusu, sol düşmanı) politikalarının ne düzeye ulaştığını anımsarsak (Tan Matbaası baskını, TSEKP’nin kapatılması, vb.) Mustafa Akdağ ve TTK’nın “Osmanlı feodalizmi” türünden kavramların Türk akademisine sirayet etmemesi için sergiledikleri bu cevval çaba, daha da anlaşılır olur.

Tveritinova’nın isminin etrafındaki bu susku komplosu, 1946’da kalmamıştır. Günümüze değin de varlığını devam ettirmiştir. Yakın tarihli bir örnek, ilahiyatçı Doç. Dr. Recep Duran’ın, Tveritinova’nın yayımladığı bir kitabı, onun adını hiç anmamayı başararak (!) tanıtmasıdır.[6]

Anna Tveritinova’nın Osmanlı tarihine dair temel makalelerinden bir derleme oluşturarak çevirirken, aklımda bu Osmanlı tarihçisini Türkiyeli okurla buluşturmak da vardı. Bu sebeple, makalelere, Tveritinova’nın yaşamına ve eserlerine dair tanıtıcı bir giriş ve yayımlanmış eserlerine dair bir bibliyografya da ekledim. Yordam Kitap tarafından basılan, “Osmanlı Feodalizmi ve Sınıf Savaşımları” böylece gün yüzüne çıktı.

Uzun sözün kısası; işte, karşınızda Sovyet Türkologu, Doğubilimcisi, Osmanlı tarihçisi Anna Tveritinova!.. Onun Osmanlı-Türk tarihine dair incelemelerinin geniş kesimlerce ilgiyle karşılanacağını umuyor ve diliyorum.


Alp Altınörs kimdir?

Çevirmen, iktisatçı ve siyasetçi. Avukat bir anne ve babanın çocuğu olarak Ankara’da doğdu. Liseyi TED Ankara Koleji'nde bitirdikten sonra, Bilkent Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler eğitimi gördü, ancak yarım bıraktı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde İktisat Fakültesi’ni bitirdi. Ankara Üniversitesi’nde Rus Dili ve Edebiyat eğitimini halen sürdürmektedir. İspanyolca eğitimini İstanbul Cervantes Enstitüsü’nde tamamladı. İngilizce, İspanyolca ve Rusça dillerinde çevirmenlik yapmaktadır. "İmkansız Sermaye-21. Yüzyılda Kapitalizm Sosyalizm ve Toplum" adlı kitabın yazarıdır.

KAYNAKÇA

[1] “Da pomojet mne Allah!”. Pis’ma A.S. Tveritinovoy V.A. Gordlevskomu (1939-1951), Zaytsev İ.V., Elektronnıy nouçno-obrazavatel’nıy jurnal “İstorya”, 2020. T11, V.Pusk 1. Mektup 1.

[2] Age

[3] Kaynak: https://www.dergipark.org.tr/en/download/article-file/783183

[4] Age., s. 308

[5] Age., s. 298

[6] Kitap Tahlili, Koca Hüseyin ve Eseri Bedayi’u’l Vekayi, Yakın Doğu İslam Tetkikleri Merkezi Dergisi, Yıl: 3, Cilt 3, s.2, Güz 2017, ss. 221-229

Önceki ve Sonraki Yazılar
Alp Altınörs Arşivi