H.K.G. davasında karara tepkiler: 'Kamuoyu baskısı olmasa istismarcılar serbestti'

H.K.G. Davası kararını Artı Gerçek’e değerlendiren hukukçu ve kadın hakları savunucuları cinsel istismarın cezalandırılması kararında kamuoyu baskısının önemine dikkat çekti. Kadınlar davada adı geçen kamu görevlilerinin yargılanmasını talep ettiler.

H.K.G. davasında karara tepkiler: 'Kamuoyu baskısı olmasa istismarcılar serbestti'

Sinem Nazlı Demir

Artı Gerçek - İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G’nin 6 yaşındayken 29 yaşındaki ‘müridi’ Kadir İstekli ile 'evlilik' adı altında cinsel köleleştirmeye maruz bırakılması ile ilişkin yürütülen davanın karar duruşması bugün görüldü. Heyet, Kadir İstekli’ye ‘birden fazla kez çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 30 yıl, baba Yusuf Ziya Gümüşel’e ise aynı suçtan 20 yıl hapis cezası verdi.

Fatma Gümüşel de aynı suçtan 16 yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırıldı ve hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Mahkeme heyeti, Kadir İstekli’ye verdiği cezada eylemin zincirleme olması nedeniyle yarı oranda artırım yaptı. Anne Fatma Gümüşel’e de ‘iyi hal indirimi’ uyguladı.

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Genel Başkanı Avukat Müjde Tozbey, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim ve EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, kararı Artı Gerçek’e değerlendirdi.

‘YARGIYA MÜDAHALE EDİLİYOR’

Avukat Müjde Tozbey, davanın savcılık aşamasında H.K.G. ile ilgilenilmediğine, yargılanma ve bugünkü kararın kamuoyu baskısı sonucunda mümkün olduğuna dikkat çekti:

“Bu süreçte H.K.G.’nin yıllarca kendisine tecavüz eden sözde’ kocası’ dahi tutuklanmamıştı. O kadar ilgisiz bırakılmıştı ki, neredeyse ifadesini geri çekme noktasına gelmişti. Davasını kamuoyuna duyurunca sivil toplum örgütleri davaya sahip çıktı. Kamuoyu baskısı yaratıldı. Olumlu olumsuz şekilde yargıya müdahale ediliyor. Kamuoyunun baskısına da yargı açık hale getirilmiş durumda. Yargının tamamen bağımsız, hukuka ve kanunlara uygun, objektif bir şekilde süreci yönetmesi gerekiyordu. Alınan bu karar da bu nedenle Türkiye’deki çocuk ve kadınlar için önemli bir karar. Eğer H.K.G yalnız kalsaydı, kendisini istismar eden adam, annesi ve babası şu an kollarını sallayarak rahatça dolaşabiliyordu.”

‘H.K.G.’NİN YÜZÜNE KAPILARI KAPATAN KAMU GÖREVLİLERİ DE SUÇLUDUR’

Fidan Ataselim, davada ve soruşturma aşamasında birçok eksik olmasına rağmen bu sonucu olumlu bulduklarını açıkladı:

“Maalesef ki 6 yaşından beri sistematik bir şekilde istismara maruz kaldı H.K.G. kardeşimiz. Cemaat, tarikat yapılanması içerisindeki önemli pozisyondaki birinin kendi kız çocuğunun küçük yaşta bir başkasının istismarına yol açması, peşkeş çekmesidir bu. O aile içerisinde yer alan ve bu durumdan haberdar olan herkes suçludur. Bugünkü kararda sadece sanıklar için bir karar çıkmış olsa da aslında suçlu çok. Bu suçluların bir kısmı da kamu kurumlarında yer alan H.K.G.’nin yüzüne kapıları kapatan kamu görevlileri de suçludur. Hepsinin yargılanması gerekir”

Çocuk istismarının meşrulaştırılamayacağına dikkat çeken Ataselim, “Çocukların geleceği karartılmaya çalışılıyor. Sözde nişan ve evlilik adı altında çocuklarını istismar eden ebeveynler rahat olmasınlar. Çocuk istismarı suçtur” dedi.

‘BU ÇOCUK İSTİSMARA UĞRARKEN BAKANLIKLAR NEREDEYDİ?’

H.K.G.’nin maruz bırakıldığı sistematik cinsel şiddete ve istismara dikkat çeken Sevda Karaca, suçun oluşma ve bildirme aşamasında henüz açığa çıkarılmamış birçok fail olduğuna dikkat çekti:

“Aslında bu istismarı meşrulaştıran, yaygınlaştıran iktidarın da, çöktüğü devlet kurumlarının da o sanık sandalyelerinde oturması gerekiyor. Bu kız çocuğu 6 yaşından itibaren tarikat içerisinde neredeyse çeteleşmiş bir yapı içerisinde istismar edilirken Sağlık Bakanlığı neredeydi? Milli Eğitim Bakanlığı neredeydi? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu kız çocuğunun neler yaşadığına ilişkin neden bir bilgi sahibi değildi? Neden takip etmedi? Neden yıllar boyunca bu istismara göz yumdu? Bu soruları sormaya devam etmek durumundayız.”

Karaca, H.K.G.’nin kemik yaşının büyütülmesi ve bu aşamada yer alan kamu görevlileri hakkında da dava açılması gerektiğini vurguladı:

“Biz ayrıca bütün bu süreçte bu kız çocuğunun kemik yaşının büyütülmesinden, devlet mekanizmaları içerisindeki kamu görevlilerinin görevlerini yapmadığını, suç işleyerek istismarın üstünü örttüğünü de görüyoruz. Bu dava sanık sandalyesine göz yuman, teşvik eden, kız çocuklarının güçlenmesine engel olmak için basın yasağı getiren, duruşma salonlarına sokmayan, iftiralar atan her kurumun yargılanmasına ihtiyaç duyuyoruz. Bu ülkede eğitim açık bir biçimde tarikat ve cemaatlere terk edilmiş durumda.”

NE OLMUŞTU?

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfu kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in, kızı H.K.G'yi 6 yaşındayken Kadir İstekli’yle evlendirdiğine dair haber ilk olarak 3 Aralık'ta BirGün gazetesinde Timur Soykan'un imzasıyla yayımlandı. Ardından olayla ilgili Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel, 15 Aralık 2022'de tutuklandı.

Sanık Kadir İstekli'nin "nitelikli cinsel saldırı" ve "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" suçlarından 30 yıldan az olmamak üzere, diğer sanıklar Yusuf Ziya Gümüşel ve Fatma Gümüşel'in de "çocuğun nitelikli cinsel istismara iştirak" suçundan 18 yıldan az olmamak üzere hapisle cezalandırılması istendi.

Yargılamanın ilk duruşması 30 Ocak’ta görüldü. Davanın altıncı duruşmasında ise yeni avukatın savunma yapmak için süre talep etmesi nedeniyle mahkeme sanık avukatına süre vererek karar duruşmayı 23 Ekim’e erteledi.

TÜRKİYE’NİN ÇOCUK İSTİSMARI VERİLERİ

Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayınladığı verilere göre, 2022 yılında 31 bin 890 çocuğa karşı cinsel suç işlendi, bu sayı son dokuz yılın en yüksek sayısı oldu.

Doğum İstatistikleri ve Çocuk İstatistikleri verilerine göre de 2021 yılında 117’si 15 yaşından küçük olmak üzere toplam 7 bin 190 çocuğun doğum yaptığı biliniyor.