Haberin Var Mı İnisiyatifi’nden tutuklu gazetecilerin davasına çağrı

Haberin Var Mı İnisiyatifi, MİT kanununa muhalefet ettikleri iddiasıyla tutuklu bulunan ve 24 Haziran’da ilk davaları görülecek altı gazeteciyle ilgili basın toplantısı düzenledi.

Haberin Var Mı İnisiyatifi’nden tutuklu gazetecilerin davasına çağrı

ARTI GERÇEK - Haberin Var Mı İnisiyatifi, MİT kanuna muhalefet ettikleri gerekçesiyle tutuklu bulunan altı gazetecinin yargılanacağı 24 Haziran’daki dava öncesi basın toplantısı düzenledi. Toplantıya gazetecilerin aileleri mesaj yolladı.

Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Oda TV Muhabiri Hülya Kılınç, Yeni Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Yeni Yaşam Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel, Libya’da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenaze törenini haberleştirdiği için gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan gazeteciler, "MİT kanununa muhalefet" ve "gizli bilgi ve belgeleri ifşa etmek" gerekçesiyle tutuklanmıştı.

Tutuklu gazetecilerle dayanışma göstermek için kurulan Haberin Var Mı İnisiyatifi, 24 Haziran Çarşamba günü altı gazetecinin yargılanacağı dava öncesi İstanbul Barosu’nun Taksim’de bulunan binasında basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun yanı sıra RSF Türkiye Raportörü Erol Önderoğlu ile DİSK Basın İş Sendikası Başkanı Faruk Eren ve tutuklu gazetecilerin avukatları Serkan Günel, Celal Ülgen, Onur Cingil, Özcan Kılıç ve Sercan Korkmaz katıldı.

KAFTANCIOĞLU: BASIN ÜZERİNDEKİ BASKILAR KALDIRILINCAYA KADAR MÜCADELEYE DEVAM

Toplantıda konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu özgür basın mücadelesinde gazetecilerin yanında olacaklarını, basın üzerindeki baskılar kalkıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti. İnisiyatif, 24 Haziran’da görülecek duruşmayla ilgili açıklamasında Türkiye’de yıllardır istibdat dönemi yaşandığına dikkat çekerek "Sansür ve otosansür medyanın geniş kesimlerinde gönüllü suskunluk ya da yandaşlıkla kök saldı. Gerçekleri halka ulaştırmayı meslek onuru olarak gören gazeteciler ise tehdit altında" dedi.

"MİT mensubunun cenaze töreni hakkındaki haber bahane edilerek gazetecilere yönelik yeni bir operasyon başlatıldı. Daha önce defalarca yaşandığı gibi yine troller hedef gösterdi" ifadelerinin yer aldığı açıklamada şöyle dendi:

"Ertesi gün gazeteci Barış Terkoğlu, sabaha karşı evinin kapısını çalan polislerce gözaltına alındı. Aynı gün gazeteci Hülya Kılınç ile birlikte tutuklandılar. 6 Mart günü ise Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Ferhat Çelik ve Aydın Keser, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na ifade için çağırıldı. Tutuklanacağını bilerek çantasıyla adliyeye giden Barış Pehlivan hapse atıldı. Serbest bırakılan diğer gazetecilerin kapısını ertesi sabah yine polis çaldı. Hepsi tutuklandı."

‘GAZETECİLERİ CEZAEVİNDE TUTMAK İÇİN YASAYA ÖZEL MADDE EKLENDİ’

Açıklamada soruşturma sürecinin bir özeti yapılarak gazetecilerin tutuklanmasına gerekçe olarak sunulan haberden önce sosyal medyada MİT mensupları ile ilgili sosyal medyada paylaşımların yapıldığı, İYİ Parti Milletvekili Ümit Özdağ’ın, Meclis’te Libya’daki saldırı ve MİT mensupları hakkında bilgiler verdiği ve bu açıklama onlarca gazete, internet sitesi ve televizyonda yer aldığına vurgu yapıldı. Açıklamada AKP milletvekillerince 6 gazetecinin hapiste kalması için yasaya 13 Nisan tarihinde sabaha karşı özel madde eklendiği belirtildi.

24 HAZİRAN’DAKİ DURUŞMAYA ÇAĞRI

Açıklamada gazetecilerin salgın gerekçe gösterilerek görüşlerin yasaklanmasıyla, aileleriyle sadece telefonla haftada bir kez görüşebildiği ve çocuklarını bu süre içerisinde hiç göremediği ifade edildi. Yapılan açıklamada iddianamedeki çelişkilere dikkat çekilerek "Tertemiz gazeteciler, sadece gerçeği savundukları ve sansür baskısına boyun eğmedikleri için 100 günü aşkın süredir tutuklu. 6 gazetecinin davası 24 Haziran 2020 günü Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda başlayacak. Basın özgürlüğü, haber alma hakkı ve adalet için orada olacağız. Susmayacağız" ifadeleri kullanıldı.

TERKOĞLU VE PEHLİVAN’IN AVUKATI: SUÇLAMALAR SUÇ UNSURU OLUŞTURMUYOR

Tutuklu gazetecilerden Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın avukatı Serkan Günel "Bir gece düzenlemesiyle kanundaki 2 maddeden bir tanesine MİT kanunu istisna olarak ekleniyor ve müvekkillerimizin tahliyesi engelleniyor" dedi. Avukat Günel iddianamedeki suçlamaların suç unsuru oluşturmadığına dikkat çekerek "Dosyadaki hiçbir sanıkla ilgili suç oluşmamıştır" ifadelerini kullandı.

Murat Ağırel’in avukatı Celal Ülgen de "Bu iddianamenin hukuki değerlendirmeler bölümü Yargıtay’ın Enis Berberoğlu’na ilişkin suç unsurları bölümünde kopyalandığına" dikkat çekti. Avukat Onur Cingil da "Burada asıl ifşayı yapan yer aranıyorsa MİT’in kendisidir" dedi. Cingil, "Hukuğu eğip bükmek, tutmak istediklerini tutmak amacı içerisindeler. Türkiye’de savcılar iddianameleri yazmıyor, hakimler karar veremiyor" diye konuştu.

‘BU BASINA DEĞİL HALKIN HABER ALMA HAKKINA YÖNELİK BİR OPERASYON’

Aydın Keser ve Ferhat Çelik’in avukatı Özcan Kılıç davaya ilişkin açıklamasında "Bu ülke hep böyleydi. FETÖ ile başlamış gibi gösteriliyor ancak 1940’larda 1950’lilerde böyleydi. Bu sadece basına yönelik halkın haber alma hakkına yönelik bir operasyon bu" ifadelerini kullandı. Avukat Sercan Korkmaz "Burada devletin kurumları neye sinirleniyorlar ama gazetecilerden hıncını çıkartıyor" dedi.

TUTUKLU GAZETECİLERİN AİLELERİ MESAJ YOLLADI

RSF Türkiye Raportörü Erol Önderoğlu da "Türkiye’de bir tane olumlu bir olay yaşasanız 10 tane ihlali yaşarsınız. Gazetecileri tutuklamak için tüm yaratıcılıkları kullanmaktan imtina etmeyen yetkililerimiz var. Türkiye’de gazeteciler arasında diyalog gazetecilerin tutukluklardan başını kaldıramadığı için gelişmiyor. Tüm gazetecilerin tahliyesi için çalışmaya devam edeceğiz" dedi.

Basın toplantısında tutuklu gazetecilerin aileleri mesaj yolladı. Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun eşi Özge Terkoğlu yolladığı mesajda "Barış ile gurur duyuyorum. Onu, onu anlayan ve seven herkesin gözünden bir kez daha seviyorum. Adaletin ancak çok insanın onu çok istediğinde geleceğini düşünüyorum ve sizi bizimle beraber adalet istemeye çağırıyorum" dedi.

GAZETECİLER CEZAEVİNDE TECRİTTE TUTULUYOR

Hülya Kılınç’ın ağabeyi Bektaş Kılınç da "Tarih "insanlık, kanla gözyaşı ve bedel ödemelerle yürür" diyor. Bu bize düştü. Hülya’ya, arkadaşlarına…Ve bedel ödeyenler…Onlar sadece kendileri için değil, demokrasi için, hukuk ve adalet için, insanlık için bedel ödüyor. Ve tarih onları insanlığın onur sayfasına yazacak" ifadelerini kullandı. Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın eşi Aysel Pehlivan "109 gündür tecrit altındalar. 109 gündür Barış, iki buçuk yaşındaki kızını görmedi, ilk cümlelerini haftada bir yaptığı telefon görüşmelerinde duydu. Nasıl büyüdüğünü mektuplardan öğreniyor, fotoğraflardan izliyor. Barış bu haberleri, kitapları yazarken çocuklarımız adil bir gelecekte büyüsün diye mücadele ediyor. Tüm zorluklara rağmen yine gazetecilik yapmaya devam edecek ve yine halkın haber alma özgürlüğünü her şeyin üzerinde tutacak" mesajını yolladı.

Yeni Yaşam gazetesi Sorumlu Yazı işleri Müdürü Aydın Keser’in eşi Öznur Keser mesajında "Eşim Aydın Keser, dünyanın hiçbir yerinde suç sayılamayacak bir nedenden ötürü, gazetecilik yaptığı için neredeyse üç buçuk aydır tutuklu. Yalnızca o da değil, Türkiye'de yıllardır cezaevinde tutulan onlarca gazeteci var ve Türkiye artık bütün uluslararası raporlarda gazeteciler için ‘tehlikeli ülke’ ilan edilmiş durumda" dedi. Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik’in kardeşi Serhat Çelik "Onlar ve siz gazetecilik onuru için mücadele edenler haklılığınızdan aldığınız gücün bedelini boynunuzda bir madalya gibi taşımaya devam edeceksiniz" ifadelerini kullandı.

Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel’in eşi Dilek Ağırel de yolladığı mesajda "Eşim daha önce sosyal medyada ve birçok platformda haberi yapılmış, şehitlerimizle ilgili sadece bir twİt attığı için tam 105 gündür Silivri Cezaevi’nde üç kişilik bir koğuşta tek başına kalmakta" dedi.

dava tutuklu gazeteciler çağrı gazete