Halkevleri, sağlıklı, erişilebilir ve eşit eğitim istedi
Fatih’teki Milli Eğitim İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapan Halkevleri, MEB'in Coronavirus salgınında sorumluluğu velilere yüklediğini söyledi.
Halkevleri, İstanbul Fatih’te bulunan Milli Eğitim İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) "Sorumluluktan kaçma" diye seslenen Halkevleri üyeleri "Herkese sağlıklı, güvenli, erişilebilir, eşit eğitim" yazılı pankart taşıdı.
Halkevleri üyeleri ellerinde, "Diyanet’e değil, eğitime bütçe", "EBA çok kalabalık", "Herkese eşit, parasız, anadilde eğitim", "Her çocuğa ücretsiz internet, her çocuğa tablet", "Kanala değil, eğitime bütçe", "MEB 6 aydır ne yaptın", "Öğretmen ve öğrenci eğitimde yük değil asli unsurdur", "Ziya istifa", "Özel okullar kamulaştırılsın", "MEB görevini veliye yükleme" yazılı dövizler taşıdı.
'DAĞITILAN TABLETLERE NE OLDU?'
30 milyon dolar yatırılan Fatih Projesi kapsamındaki tabletlere ne olduğunu soran ve Kanal İstanbul Projesi’nin bütçesiyle 24 derslikli 11 bin 800 okulun yaptırılabileceğine dikkat çeken Halkevleri üyeleri özel okulların kamulaştırılması ve tarikat-cemaat yurtlarına da el konulması çağrısında bulundu.
Basın açıklamasın İstanbul Halkevleri adına Zeynep Çelik okudu. Çelik sözlerine "Okullar bilimsel kriterler, sağlık örgütlerinin, eğitim sendikalarının görüşleri ve halk sağlığının gereği önlemler alınarak açılmalıdır" diyerek başladı.
'BAKANLIK SORUMLULUK ÜSTLENMEDİ'
İktidarın 6 ayda yaptıkları tek planlamanın, "21 Eylül’de yüz yüze eğitimin sadece ana sınıfı ve 1. sınıf öğrencilerinin ilk hafta bir gün, ikinci hafta iki gün olmak üzere öğrenci sayılarını ve ders sürelerini azaltarak yapılacağına ilişkin açıklama" olduğunu belirten Çelik, sözlerini, "Mili Eğitim Bakanlığı 21 Eylül’de yüz yüze eğitime başlayacak öğrencilerin okula gelip gelmemelerine ilişkin kararı velilere bırakılarak sorumluluk üstlenmeyeceğini de beyan etmiş oldu" ifadeleriyle sürdürdü.
Salgının toplumda yayılımının önüne geçilmesi ve okulların güvenli bir şekilde açılması için salgın yönetiminin bilimsel açıdan ele alınması gerektiğini ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Başta TTB olmak üzere sağlık örgütlerinin, halk sağlığı uzmanlarının, eğitim sendikalarının, yerel yönetim birimlerinin sürecin yönetimine, planlanmasına katılımları sağlanmalıdır. Okulların açılmadan önceki hazırlıkların durumu, okullar açıldıktan sonraki sürecin planlanması, izlenmesi, denetlenmesine ilişkin verilerin sağlıklı bir şekilde toplanmasının ve paylaşılmasının sürecinin yönetimi açısından önemi ortadadır. Bu yüzden öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin evlerinden çıkıp okula ulaşımlarının sağlanmasından, okuldan evlerine güvenli ve sağlıklı bir şekilde dönmelerini sağlamaya kadar bütünlüklü bir salgın yönetim süreci hayata geçirilmek zorundadır."
Okullarda salgının yayılmasının önüne geçilmesi için, maske, mesafe ve hijyen koşullarının sağlanması gerektiğine dikkat çeken Çelik, aşağıdaki maddeleri sıraladı:
- Öğrenciler ve tüm eğitim emekçileri için yüz maskesi ve el antiseptiği ücretsiz olarak okullara gönderilmeli, okulların düzenli bir şekilde dezenfekte edilmesi sağlanmalıdır.
- Okullarda tüm kapalı alanlarda ve dersliklerde 4 metrekareye bir kişi düşecek şekilde personel ve öğrenci planlaması yapılmalı. Belirtilen kriterlere uygun koşullar olmadığında kamu kurumlarına ait mekanlardan başlayarak atıl durumda bulunan tüm binalar (AVM’ler vb.) dersliklere çevrilmeli ve sağlıklı, güvenli bir eğitim süreci için uygun koşullar sağlanmalıdır.
- Öğrenci sayıların azaltılması sadece derslik ihtiyacını değil öğretmen ihtiyacını da ortaya çıkaracaktır. Bunun için ataması yapılmayan öğretmenlerin atamaları bir an önce yapılmalıdır.
- Kamusal eğitim güçlendirilmeli, özel okullar kamulaştırılmalı, eğitimin koşulları eşit hale getirilmeli.
Çelik, okullar açılmadan önce öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin okullara sağlıklı bir şekilde ulaşmalarını ve evlerine geri dönmelerini güvence altına alacak ulaşım planının hazırlanması gerektiğini de ifade etti. (HABER MERKEZİ)