Hasta tutuklunun ölümüne takipsizlik
Ramazan Beyazpirinç'in ölümünden sorumlu olanlar hakkındaki suç duyurusunda 'kovuşturmaya yer yok' kararı verildi
HABER MERKEZİ - Van'da 14 Ekim 2015'te çıkan çatışmada ağır yaralanan ve daha sonra tutuklanan Ramazan Beyazpirinç, tedavi için gönderildiği Ankara'da 19 Şubat 2016 tarihinde tedavi gördüğü hastaneden başka bir hastaneye sevk edildiği sırada yolda yaşamını yitirdi.
Daha sonra aile avukatları, 6 Nisan 2016 tarihinde 'sağlık hakkının engellenerek ölüme sebebiyet verme'" suçundan aralarında doktorların da olduğu yetkililer hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ancak 20 Şubat 2018 tarihinde Adalet Bakanlığı'ndan gelen yazı üzerine kamu görevlilerinin soruşturulmasına izin verilmedi. Beyazpirinç'in avukatı Alişan Şahin, önümüzdeki hafta Danıştay'a itiraz için başvuracağını söyledi.
Beyazpirinç'in Van Yüzüncü Yıl Üniversite Hastanesi’nde tedavi edildiği süreçte akciğerinde fistül oluştuğunu ve tedavi imkanları olmadığı için Ankara'ya sevk edildiğini belirten Şahin, Van'da Beyazpirinç'in dalağının, karaciğerinin büyük bir kısmıyla pankreasının alındığını aktardı. Şahin, şöyle devam etti: "Ramazan, gerek hastanelere sevk konusunda gerek tedavi konusunda görmezden gelindi. Ankara Numune Hastanesi'ne iki kez gitti. Sürekli de göğüs bölümünde kalan bir doktorun nöbet zamanında o hastaneye götürüldü. O doktor, açık açık Ramazan'a, 'Ben sana burada bakmıyorum, git sana Van'da baksınlar' diyordu. Ramazan, tıp etiğine aykırı olan bir hekimin elinde o hale getirildi. Ramazan, ilk geldiğinde gayet sağlıklıydı. Avukat odasında görüştüğümüzde kendini çok rahat ifade edebiliyordu ama zaman geçtikçe avukat odasında kokudan duramaz hale geldim. Ramazan'ın içi çürüyordu. Odada dayanılmaz bir koku vardı. Biz bunu o dönemde Tabip Odası'na bildirdik. Tabip Odası'ndan alternatif rapor düzenlenmesini istedik. Cezaevi Genel Tevkif Müdürlüğü'ne başvurdum. Ramazan'ın etkin tedavi olmasına ilişkin imkanlar engellenince Anayasa Mahkemesi'ne başvurmak zorunda kaldım."
HASTANEDEN HASTANEYE YARALI ŞEKİLDE SEVK
Anayasa Mahkemesi’nin 11 Şubat 2016 tarihinde Beyazpirinç hakkında 'Derhal hastaneye yatırılarak, tedavi edilmesi için tedbir' kararı verdiğini hatırlatan Şahin, "Ramazan'a kararı 16 Şubat'ta elden götürdüm. Akşamında komaya girdi. Önce Kampüs, oradan Sincan Devlet Hastanesi'ne oradan da Ankara Numune Hastanesi'ne yatırıldı ve o kendisini tedavi etmekte imtina eden doktorun eline teslim edildi. Sonra Merasim Sokak patlamasına denk geldi. Yerinden oynatılmaması gereken bir hasta olmasına rağmen apar, topar sevk edilerek, 29 Mayıs Hastanesi'ne götürüldü. Oradan da bir kararla Senatoryum Hastanesi'ne götürülürken ambulans içerisinde Ramazan hayatını kaybetti. Bu tedavi sürecinde antibiyotik tedavisine tabi tutulsaydı, cezaevindeki revirden dahi bir antibiyotik yazılsaydı Ramazan bu sonla karşılaşmayacaktı. Bunu, cezaevi müdürüne ifade ettik. Bunu yetkililere ifade ettik. Maalesef yetkin bir tedavi için hiçbiri üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmedi ya da getirmek istemedi" ifadelerini kullandı.
ADLİ TIP 2 YILDIR RAPOR GÖNDERMEDİ
Adalet Bakanlığı'nın sorumlular hakkında 'kovuşturmaya yer yok' kararı verdiğini, İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan da 2 yıldır hâlâ rapor gelmediğini belirten Şahin, "Bu, hukuk adına olmaması gereken bir şey. Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek raporun maksimum süresi 6 aydır" dedi. Şahin, Beyazpirinç'in ölümünden sorumlu kişilerin cezalandırılması için hukuki mücadeleye devam edeceğini söyledi. (Mezopotamya Ajansı)