Hastalar ve doktorlar anlatıyor: 'Onaylı Randevu Sistemi'nin bir karşılığı yok'

Hastalar ve doktorlar anlatıyor: 'Onaylı Randevu Sistemi'nin bir karşılığı yok'
'Onaylı Randevu Sistemi' yürürlüğe girdi ancak randevu çilesi sürüyor. TTB İkinci Başkanı Dr. Ökten, getirilen sistemin bir karşılığı olmadığını hatta kaosa yol açtığını söyledi. Ökten, sağlık ocaklarından sevk sistemine geçilmesi gerektiğini belirtti.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL - Türkiye’de ‘sağlıkta dönüşüm’ programı kapsamındaki uygulamalar sağlığın ticarileşmesi, kamu hastanelerine yatırımının azaltılması gibi sonuçları nedeniyle yoğun eleştiri konusu olurken, son dönemde ise hastaların sağlık hizmetlerine ulaşmakta çok zorlanması gündemde.

Kamu hastanelerinde baş gösteren yetersizlik Türkiye genelinde ‘randevu bulamama’ krizine dönüştü. Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ve 182 üzerinden branş ya da şehir fark etmeksizin talep edilen randevular günler, haftalar, hatta aylar sonraya verilebiliyor.

Uzun süren randevu çilesine karşı bazı hastalar sabahın erken saatlerinde hastanelerde kuyruk oluşturarak randevusuz tedavi olmaya çalışıyor. Kimileri de ya acil servislerden giriş yaparak ya da özel hastanelere giderek tedavi olma yolunu deniyor.

Uzun süren randevu çilesine karşı çeşitli online platformlar başta olmak üzere birçok mecra üzerinden şikâyette bulunanların sayısı az değil.

Geçen hafta devlet hastanelerinde yaşanan randevu problemi hakkında konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sorunun randevusuna gelmeyen yurttaşlardan kaynaklandığını söyleyerek, 'Onaylı Randevu Sistemi'ne geçileceğini açıkladı. 'Onaylı Randevu Sistemi' pazartesi itibariyle yürürlüğe girdi.

Bu sistemin de asıl soruna cevap vermekten yoksun olduğunu ifade eden uzmanlara göre, uygulama şimdiden kamu sağlık merkezlerinde kaos yarattı. Hastaların ise randevu bulamama hali devam ederken, randevu bulanlar da bu kez ya randevu iptali ya da çift randevu sorunuyla karşı karşıya kalıyor.

TİROİD HASTASI RANDEVU ÇİLESİNİ ANLATIYOR

İstanbul’daki birkaç kamu hastanesinde randevu sırası bekleyenler, Artı Gerçek'e randevuya giden sürecin uzunluğunu ve uygulamaya geçen yeni sistemin sorunlarını anlattı.

Çalıştığı işyerinden güç bela yarım gün izin alarak hastanedeki sırasını bekleyen Hatice, belirli aralıklarla kontrol edilmesi gereken bir tiroit hastası.

Yaklaşık 6 yıl önce ‘zehirli guatr’ teşhisi konan ve kontrol hastası olarak tedavisini sürdüren Hatice, doktorunun belirli aralıklarla ultrason ve biyopsi istediğini, ayda bir de kontrole gitmesi gerektiğini söylüyor. Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları bölümünden randevu bulmanın zorluğuna dikkat çeken Hatice, yaşadığı randevu sarmalını şu şekilde anlatıyor:

"Her ay gidip kan testi vermem gerekirken çoğu zaman randevu bulamıyorum. Hele bir de doktorum ultrason ya da biyopsi isterse bu süreç bir hayli uzuyor. 3 ay sonrasına ultrason günü veriyorlar. Ultrasona girdin, sonuç çıktı. Bir de bunu doktora göstermek için randevu günü bekliyorsun. Aradan geçen süreye dikkat çekerseniz o süreçte hastalık ilermiş bile olabilir. Resmen yaşadığımız bir çile aslında. O kadar beklemeyelim, özele gidelim deseniz; kan testi, ultrason, biyopsi derken hastaneden çıkamaz hale gelirsiniz.”

ÇİFTE RANDEVU VERİLMİŞ

2 aydır randevu almaya çalıştığını, 15 gün önce anca alabildiğini, hastaneye geldiğinde ise kendisi ile aynı saat ve dakikaya başka bir hastaya daha randevu verilmiş olduğunu belirten Hatice, “Yanımdaki arkadaş ile randevularımız aynı. Şimdi sıra gelince birlikte mi gireceğiz. Sorunun çözüleceği söylense de daha karmaşık bir hal aldı. Doktor hangimiz ile ilgilenecek, nasıl tedavi uygulanacak. Her şey belirsiz” diyor.

‘15 GÜN RANDEVU VERİLMİYOR, NE YAPACAĞIM BEN ŞİMDİ?’

Biz Hatice ile konuşurken biraz ileriden yüksek sesle “Bu kadar da olmaz” diye bir ses duyuluyor.

Herkes o tarafa yönelirken, sesin geldiği noktaya gidiyoruz. Hastanede danışman görevlisi ile tartışan hasta, bir yandan “Ben bu randevuyu almak için kaç ay bekledim, haberiniz var mı” diyerek yakınırken, bir yandan da elindeki telefondan açtığı MHRS ekranını görevliye göstererek, “Bak 15 gün randevu vermiyor. Ne yapacağım ben şimdi” diye yakınıyor.

Göz polikliniğinden 5 ay sonra anca randevu alabilen Hasan, hastaneye tedaviye geldiğinde randevusunun iptal edildiğini öğreniyor.

Kendisine SMS’in de gelmediğini belirten Hasan, “Tekrar randevu almayı deniyorum. Sistem randevuya gelmemişim varsayarak 15 gün sonraya atıyor. Ancak randevu benim tarafımdan iptal edilmedi ki…” diye konuşuyor.

'DOKTORUN RAPORLU OLDUĞUNU NEDEN HASTALARA HABER VERMİYORLAR'

Aynı saatlerde çeşitli online platformlarda da benzer sorunlarla şikâyette bulunanlar dikkatimizi çekiyor. Hüseyin isimli bir kullanıcı genel diş polikliniğinden randevuya gittiğinde doktorunun raporlu olduğunu öğrendiğini, muayene olamadığını, şimdi ise en erken randevu tarihinin 17 gün sonraya verildiğini yazıyor ve ekliyor:

"Sanki ben randevuya gitmemişim gibi muamele ediliyor. Başka zaman sürekli arayan 182 neden doktorun raporlu olduğunu muayeneye gitmeden önce hastalara haber vermiyor? Randevu saatinde hastanede olmamıza rağmen biz randevuya gitmemişiz gibi neden cezalandırılıyoruz?"

'RANDEVUNUZ BAŞKA HASTA YARARLANABİLSİN DİYE İPTAL EDİMİŞTİR'

Yine aynı platformda İstanbul Arnavutköy Devlet Hastanesi'nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniği'nden randevu aldığını ifade eden Fatma isimli kullanıcı da randevusunun bir gün kala iptal edilmesine isyan ediyor. Fatma iptal gerekçesinin ise şu şekilde açıklandığını söylüyor:

"Randevudan önce, aynı branşta muayene olduğunuz görülmüştür. Bu nedenle, belirtilen tarihteki randevunuz başka bir hasta yararlanabilsin diye iptal edilmiştir. İhtiyaç halinde aynı branştan 15 gün sonra randevu alabilirsiniz. Saygılarımızla.” Mesaj tam olarak bu. Ben bu durumdan dolayı mağdur oldum."

randevu1.jpg

‘AĞAÇTAN DÜŞTÜM, MR GÜNÜ 6 AY SONRAYA VERİLDİ’

Hastane koridorlarında pek çok kişi, muayene randevusu kadar ultrason, MR, EKG sırası da bekliyor. Buralardaki kuyruklar da oldukça kalabalık.

6 ay önce evinin önündeki ağaçtan sırt üstü düşen ve uzun süre yürümekte zorlanan Zehra’dan doktoru MR istiyor. MR sırası almaya gittiklerinde 6 ay sonrasına gün verildiğini söyleyen Zehra, şunları anlatıyor:

"Doktor acil olarak göndermesine rağmen aylar sonraya gün verildi. Doktor özele gitmemizi önerdi ancak nerede o bütçe bizde. 6 ay boyunca kalkmadan yattım. Çevredekilerin tavsiyesi ile çelik korse taktım. Düşünsenize eğer acil bir durum varsa da bilmiyoruz. Şimdi 6 ay sonraya gün verilen MR’ı çektirmeye geldim. Öncesine göre daha iyiyim. Ya kendi kendine iyileşti ya da yanlış kaynadı kemikler. Şimdi randevuları düşürmek için bir uygulama getirmişler. Hiç anlamam ben, hepsini kızım yapıyor. Sağlıkta dönüşüm diyorlar. Dönüşen sadece sağlıksızlık."

‘RANDEVU TALEP ETMEM HAYATIN AKIŞINA AYKIRIYMIŞ’

Hastane önünde bekleyen bir başka kadın ise yanlışlıkla farklı bir bölümden randevu aldığını, hemen fark ederek değiştirmek istediğini anlatıyor. Ancak 15 gün sonrasına randevu verildiğinden randevusuz muayene olma umuduyla hastaneye geldiğini ve kabul edilmediğini söylüyor.

Bir başka yurttaş ise aylardır kardiyoloji bölümünden randevu almaya çalıştığını, MHRS üzerinden o kadar çok randevu almayı denediğini, en sonunda karşısına “Belirli bir süre içerisinde hayatın olağan akışına aykırı bir şekilde çok fazla randevu sorgulaması yaptınız. İşleminize 182 hattını arayarak devam ediniz” uyarısı çıktığını söylüyor ve gülümseyerek ekliyor:

“Randevu talep etmem hayatın akışına aykırıymış. Benim istemem mi, sizin vermemeniz mi aykırı.”

randevumesaj.jpg

‘ASM’LERDEN HASTANELERE SEVK SİSTEMİNE GEÇİLMEDEN NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ VERİLEMEZ’

Türkiye’deki sağlık sisteminde bir hasta herhangi bir sevk sisteminden bağımsız, şikâyeti her ne olursa olsun istediği hastaneye ya da polikliniğe başvuru yapabiliyor.

Uzmanlara göre bu uygulama hastanelere başvuru sayısını kontrolsüzce artırarak, sağlık hizmetindeki kalitenin düşmesine yol açıyor.

2002 yılından bu yana, sağlıkta dönüşümle birlikte giderek artan hasta sayısına dikkat çeken Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, hastaların aile hekimliklerinden hastanelere sevk edildiği bir sisteme geçilmeden, nitelikli sağlık hizmeti verilemeyeceğini söylüyor.

‘ONAYLI RANDEVU SİSTEMİ’NİN KARŞILIĞI YOK’

‘Onaylı Randevu Sistemi’nin ne kısa vadede ne de uzun vadede uygulamada bir karşılığı olmadığını ifade eden Ökten, aksine bu uygulamanın kaosa yol açtığını ve hastalar ile doktorları karşı karşıya getireceğini vurguluyor.

Randevuya gelmeyen hastaya herhangi bir şekilde yaptırım uygulamanın insan haklarına ve kişilerin sağlık hakkına aykırı olduğunu belirten Ökten, "Bakan Koca, sorumluluğu yurttaşlara ve sağlık emekçilerine atmak yerine randevu sorunun asıl nedenlerinin Sağlıkta Dönüşüm Programı ve bu yönde uygulanan yanlış politikalar olduğunu kabul etmelidir" diye konuşuyor.

‘BAKANLIK 2 DAKİKAYA ÜÇ HASTA RANDEVUSU VERMİŞ’

Dr. Ökten, kendi poliklinik randevusu üzerinden uygulamayı örneklendiriyor: "Bu uygulama poliklinikteki aşırı hasta yükünü azaltmaz. Aksine daha da artırır. Kendi poliklinik randevularımdan örnek verecek olursam; Sağlık Bakanlığı 2 dakikaya üç hasta randevusu vermiş. Geçen günlerde yine aynısı olmuştu, teknik arıza demişlerdi ama bu benim bugünkü MHRS listem. Çift randevu, iptaller derken bu durum hasta ile doktoru karşı karşıya getiriyor. Sağlıktaki randevu sistemi, özellikle basamak sistemine geçilmeden sorun çözülecek gibi değil."

‘SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ’NDEN VAZGEÇİLMELİ’

Öktem, kışkırtılmış sağlık politikalarına yol açan ve sağlık sistemini çökme noktasına getiren 'Sağlıkta Dönüşüm Projesi'nden vazgeçilmesi gerektiğine vurgu yapıyor ve ekliyor:

"Acilen basamak sistemine geçilmesini, aile hekimleri sayısının artırılmasını, aile hekimleri başına düşen nüfus sayısının azaltılmasını, bölge tabanlı sağlık sistemine geçilmesini öneriyoruz. Sağlık Bakanı, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, birinci basamağı kuvvetlendirecek girişimler yapmadığı sürece bu sorunun çözülmeyeceğini artık anlamalıdır.”

Öne Çıkanlar