Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde en az 80 hasta ölüme terk edildi

Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde en az 80 hasta ölüme terk edildi
Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde en az 80 hastanın ölüme terk edildiği iddia edildi. Birlik Sağlık Sen Hatay İl Temsilcisi Abdullah Gül, "Oksijen sistemi olmadığı zaman hastanın yaşama ihtimali yok" dedi.

'Artı Gerçek - Maraş'ta 6 Şubat tarihinde dokuz saat arayla meydana gelen ve 11 ilde yıkıma yol açan depremlerden en çok etkilenen il Hatay oldu. Hatay'daki hastanelerde yoğun bakımdaki hastalara dair çeşitli iddialar da ortaya atıldı.

Halk TV yazarı İsmail Saymaz da, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin depremde hasar görmesi nedeniyle, 'en az 80 hastanın ölüme terk edildiğini' yazdı.

Saymaz, yazısında Birlik Sağlık Sen Hatay İl Temsilcisi Abdullah Gül’ün ifadelerine yer verdi.

Saymaz, "Gül’e göre acil serviste, ikinci ve üçüncü katta 14’ü çocuk, 112 yoğun bakım yatağı vardı. Depremden sonra görevliler 28 hastayı çıkardı. Ancak Gül, dördü çocuk olmak üzere en az 80 hastanın içeride öldüğünü öne sürüyor. Sistemine girilmediğinden kesin rakamın verilemediğini söylüyor" dedi.

'MÜDAHALE EDECEK ORTAM YOK'

Saymaz'ın aktardığına göre Gül, şu bilgileri verdi:

  • Elektrik eksiliyor. Jeneratör devreye girmiyor. Oksijen sistemi patlıyor. Oksijen sistemi olmadığı zaman hastanın yaşama ihtimali yok. 15-20 dakika sonra ölmeye mahkumlar. Arkadaşlar çıkarabilecek kadar hastayı çıkarıyor. Yukarı çıktıklarında artçılar oluyor. Üstlerine asma tavan düşüyor, geri iniyorlar. Su boruları da patlıyor. Acil servisteki arkadaşlar avludaki kantinde hastalara müdahale ediyor. Acile giremiyorlar. Sarsıntılar sürüyor. Müdahale edecek ortam yok.

Gül, katlardan indirilen kimi hastaların aşağıda müdahale imkanı olmadığı için öldüğünü iddia etti.

'KAYIPLAR DA VAR'

Hastanede kayıpların da olduğuna dikkati çeken Saymaz "Örneğin 72 yaşındaki Halit Uludağ, 20 gündür tedavi gördüğü hastanede depreme yakalandı. Eşi Refika, eşinin ne ölüsünü bulabildi ne dirisini" dedi.

Saymaz'ın yazısının bir bölümü şöyle:

"Önceki gün Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım ünitesinde ölüme terk edilen ve oksijen verilmediği için can veren çocuğun görüntüsünü yayınlamıştım. Meğer o tek değilmiş!

2019’da yoğun bakım hemşiresi olarak atanan Abdullah Gül'e göre acil serviste, ikinci ve üçüncü katta 14’ü çocuk, 112 yoğun bakım yatağı vardı. Depremden sonra görevliler 28 hastayı çıkardı. Ancak Gül, dördü çocuk olmak üzere en az 80 hastanın içeride öldüğünü öne sürüyor. Sistemine girilmediğinden kesin rakamın verilemediğini söylüyor.

ELEKTRİK KESİLDİ, JENERATÖR ÇALIŞMADI

Gül, şu bilgileri veriyor:

'Elektrik eksiliyor. Jeneratör devreye girmiyor. Oksijen sistemi patlıyor. Oksijen sistemi olmadığı zaman hastanın yaşama ihtimali yok. 15-20 dakika sonra ölmeye mahkumlar. Arkadaşlar çıkarabilecek kadar hastayı çıkarıyor. Yukarı çıktıklarında artçılar oluyor. Üstlerine asma tavan düşüyor, geri iniyorlar. Su boruları da patlıyor. Acil servisteki arkadaşlar avludaki kantinde hastalara müdahale ediyor. Acile giremiyorlar. Sarsıntılar sürüyor. Müdahale edecek ortam yok.'

Gül, katlardan indirilen kimi hastaların aşağıda müdahale imkanı olmadığı için öldüğünü 'Hastaların acilde tekerlekli sandalyede öldüklerini görmüşler. Bunlar zaten entübe dediğimiz, makinaya bağlı hastalar. Oksijen verilmediği için ölmüşler' diyerek iddia ediyor.

Hastanede görevli Ş.T. adlı hemşirenin yoğun bakımda tedavi gören oğlu M.M.T. can verenler arasında. Ş.T., oğlunun cenazesini bir hafta bulabildi.

72 YAŞINDAKİ HASTA KAYIP

Hastanede kayıplar da var. Örneğin 72 yaşındaki Halit Uludağ, 20 gündür tedavi gördüğü hastanede depreme yakalandı. Eşi Refika, eşinin ne dirisini bulabildi ne dirisini.

Refika Uludağ anlatıyor:

'Eşimin göğüs hastalıkları vardı. Ayağı kırıktı. Depremden 20 gün önce yattı. En son cuma gördüm. Pazar akşamı deprem oldu. Dediler ki, ‘Sevk edildi. Ama nereye edildi, bilmiyoruz.’ Arıyoruz; yok. Ne ölüsünü söylüyorlar, ne dirisini.'

Deprem gecesi hastanede deprem gecesi nöbet tutan bir görevli WhatsApp grubunda yaşadıklarını paylaşırken, 'İnsanlar saatlerce bağırarak yağmur altında vefat etti' diyor.

Gül, hastanede asansörlerin sürekli arıza yaptığını, elektrik, su ve havalandırma sorunlarının bulunduğunu ve sigara içilmemesi için yangın merdivenlerinin kilitlendiğini ileri sürüyor. Bunların felaketi ağırlaştırdığını vurguluyor.

72 ÖLÜ VAR, TEK İSTİFA YOK

Birlik Sağlık Sen Hatay İl Temsilcisi Abdullah Gül’ün hemşire eşi Asiye Gül, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Antakya merkezindeki ek binasında çalışıyordu. Asiye Gül, depreme nöbetteyken yakalandı. Çöken binada Gül dahil, sekizi hemşire olmak üzere 72 insan öldü. İkinci gün Ümraniye Belediyesi’nden bir ekibin geldiğini, 'Ses alamıyoruz' deyip gittiklerini söylüyor. Öğleye doğru polis ekiplerinin gönderildiğini ancak onların da kurtarma tecrübelerinin bulunmadığını vurguluyor.

Gül, beşinci günden sonra cenazelere ulaşmaya başladıklarını kaydediyor. Gül, üç - dört gün sonra ambulansların geldiğini, yedinci güne kadar bir devlet yetkilisinin hastaneyi ziyaret etmediğini belirtiyor. Gül, eşinin cenazesini yedinci gün bulabildiklerini vurguluyor.

'BİNA DEPREME DAYANIKSIZ'

Binanın depreme dayanıksız olduğuna ilişkin raporunun olduğunu belirterek, şunları söylüyor:

'Bir il düşünün, aktif hastane yok, hepsi kullanılmaz durumda. İnsanlar enkazdan çıksa bile ilk yardım yapılamadığı için hayatını kaybetti. Sağlık Müdürü hala görev başında. Utanmadan geziyor.'

Gül, geçen hafta suç duyurusunda bulundu." (KAYNAK)

Öne Çıkanlar