Hiranur Vakfı'ndaki çocuk istismarı davasında karar: Duruşma kapalı yapılacak

Hiranur Vakfı'ndaki çocuk istismarı davasında karar: Duruşma kapalı yapılacak
İsmailağa tarikatında, H.K.G'nin altı yaşından itibaren cinsel istimara uğramasıyla ilgili dava görüldü. Duruşmada baba Gümüşel ve Kadir İstekli hakim karşısına çıktı. Mahkeme heyeti, katılma taleplerini reddetti ve gizlilik kararı verdi.

Yağmur KAYA


İSTANBUL - İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in kızı H.K.G.'nin altı yaşından itibaren 'evlilik' adı altında cinsel köleleştirilmesiyle ilgili açılan davanın ilk duruşması Kartal Anadolu Adliyesi 2'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.

Baba Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli sanık olarak duruşmaya getirilirken Anne Fatma Gümüşel ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı. Mahkeme davada yayın yasağı kararı aldı ve duruşmaların kapalı yapılmasına karar verdi.

ADLİYE KORİDORUNDA BARİYER

Duruşma öncesinde adliyenin çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı. Polis, duruşmanın görüleceği 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne giden koridoru bariyerle kapattı.

Duruşma salonuna, 'yasak' olduğunu gerekçe gösterilerek alınmayan yurttaşlar tepki gösterdi. “Altı yaşındaki çocuğa tecavüz edildi. Bu, açık yapılması gereken bir dava" sözleriyle tepki gösteren bir yurttaşa, tarikat üyesi biri "Bu şekilde konuşamazsın" diyerek karşılık verdi.

Ayrıca, tarikat üyeleri de adliye önünce tekbir getirdi.

ENGELLEMELERE RAĞMEN AVUKATLAR VE GAZETECİLER SALONDA

Duruşmanın daha büyük olan Şehit Hakan Kılıç salonunda görüleceği yönünde karar alınmasının ardından, salona girmek isteyenlere yeniden engel çıkartıldı. Engelleme ve izdihamın ardından avukatlar, vekiller ve gazeteciler duruşmanın görüleceği Şehit Hakan Kılıç Konferans salonuna giriş yaptı. Salonda çok sayıda jandarma ve çevik kuvvet polisleri bulundu.

GÜMÜŞEL VE İSTEKLİ SALONDA

Tutuklu sanıklar Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel, duruşmaya katılırken anne Fatma Gümüşel mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

USUL TARTIŞMASI: MAHKEME, İDDİANAME OKUNMADAN KATILMA TALEBİ ALMAK İSTEDİ

Mahkeme heyetinin SEGBİS açmadan ve iddianameyi okumadan önce katılma taleplerini almak istemesi itirazlara sebep oldu. Barolar usulen adil yargılanma hakkının ihlal edildiği ve iddianameden sonra katılmaya ilişkin talep vereceklerini beyan etti. İtirazların üzerine iddianame okundu ve SEGBİS açıldı.

Avukatlar katılma talebinde bulundu.

'ÇOCUKLAR GÜVENDE DEĞİL'

Dava dosyasına müdafi olarak katılma talebinde bulunmak için söz alan her bir baro üyesi avukat sıklıkla, "Kendi kızına bunu yapan müridlerine de telkinde bulunmuş olabilir. Sanıyor musunuz ki tarikatın müritlerinin çocukları güvendedir? Ne yazık ki devlet çocukları koruyamıyor’’ şeklinde ifadelerde bulunuldu.

SANIK AVUKATINDAN 'İSLAM'LI SAVUNMA

Tutuklu sanık Yusuf Ziya Gümüşel'in avukatı, duruşmanın kapalı yapılmasını talep ederek, "Daha yargılamaya başlayamadık. Bütün taleplerin reddedilmesini talep ediyoruz” dedi.

Sanık Kadir İstekli'nin avukatı da katılma taleplerine ilişkin, "Tüm katılma taleplerinin reddine karar verilmesini istiyoruz. İddiaların somut tespit olarak ileri sürülmesi bizi de üzdü ve kapalı oturum yapılmasının elzem olduğunu gösterdi" diye belirtti. Tutuksuz sanık Fatıma Gümüşel'in avukatı ise mahkemedeki beyanında, "Sabahtan beri müvekkilim ve diğer sanıklar mahkum ediliyor. Kendilerine her türlü hakaret edilmiştir. İslam’a olan kinini kusmak için buraya gelenleri gördük" dedi.

Sanık avukatının bu sözleri, duruşma salonunda bulunan diğer avukatların tepkisini çekti. Salonda bu ifadelerin yeniden söylenmesi kısa süreliğine gerilime neden oldu.

SAVCI GENEL AHLAK DİYEREK GİZLİLİK TALEP ETTİ

Duruşma savcısı, 50'ye yakın baronun ve sivil toplum kuruluşlarının müdahillik taleplerinin reddedilmesini ve duruşmanın da kapalı yapılmasını talep etti. Savcı, kapalılık talebini 'genel ahlak' olarak gerekçelendirdi.

MAHKEME HEYETİNİN KARARLARI

Mahkeme heyeti hem savcının hem de sanık avukatlarının talepleri doğrultusunda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı hariç tüm katılma taleplerini reddetti ve duruşmanın kapalı yapılmasına karar verdi.

Müdahilik talep edenler arasında siyasi partiler de vardı. AKP İstanbul İl Teşkilatı da müdahillik talep etmişti.

DURUŞMA SONRASI AÇIKLAMA

Kararın ardından adliye önünde kadın kurumları açıklama yaptı.

Duruşma sonrası, H.K.G. davasında kapalı yargılama ve yayın yasağı kararı alınması protesto eden kadın kurumları, bu kararı "utanç" olarak değerlendirdi.

KADEM: DAVANIN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ

Aile Bakanlığı dışında tüm kurumların katılma talepleri reddedilmesine tepki gösteren kurumlardan Kadın ve Demokrasi Derneği Hukuk Kurulu Başkanı Helin Görgül, "Aile Bakanlığı'nın da müdahil olduğu bu davada bugün Türkiye'nin birçok yerinden baro il temsilcileri birçok sivil toplum örgütü temsilcileri katılmıştı. Biz de müdafi talebinde bulunduk ancak müdafilik talepleri mahkeme tarafından kabul edilmedi. Sadece mağdur vekilinin davaya katılması kabul edildi ve Aile Bakanlığı'nın müdahilliği kabul gördü. Bundan sonraki duruşmanın da ve bundan sonrakilerin de kapalı olarak yapılması kararı verildi. Ancak biz KADEM olarak toplumun vicdanını derinden yaralayan her olayda olduğu gibi bu önemli davada da yargılamanın en hızlı ve adil şekilde gerçekleştirilmesi, iddiaların aydınlatılması ve sanıkların hak ettikleri cezayı almaları için sonuna dek davanın takipçisi olacağız" dedi.

SAADET ÖZKAN: BU İYİLERLE KÖTÜLERİN SAVAŞI

UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği Genel Başkanı Saadet Özkan ise şunları söyledi:

Çıktığımız bu mücadelede altı yaşındaki bir çocuğun yaşadığı tüm istismarın ayrıntılarını duyduk. Derin bir üzüntü içindeyiz. Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde bir çocuk evlilikle asla yan yana okunamayacak bir şekilde ailesi tarafından evlendirilmiş ve istismarcısına teslim edilmiştir. Ne yazık ki bu tarihi davada kapalı görülmesine karar verilmiştir. Türkiye'nin her yerinden avukatlar çocuğa sahip çıkmak için buraya geldiler. Eğer bugün istismarcılar da dava sonucunda ceza almazlarsa birçok çocuğa istismarın kapıları, açılacaktır. Biz mücadelemize, kanımızın son damlasına kadar devam edeceğiz Ayrıca bu davayı İslam düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı içine sokanlara söylüyorum. Biz de Müslümanız. Biz de bu ülkede yaşıyoruz. Bu iyilerle kötülerin savaşıdır ve çocuklarımıza ve halkımıza sesleniyorum. Bu ülkenin vicdanı ve merhametli dinini, vatanını, milletini seven insanlarını bir sonraki celsede Burada adalet nöbetine çağırıyorum."

DURUŞMA ÖNCESİ AÇIKLAMA

Öte yandan çok sayıda baro, kadın örgüleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi Fidan Ataselim, "Bir kereden bir şey olmaz demişlerdi. O bir kere dedikleri olaylar üzerinden onlarca, yüzlerce çocuk istismara uğradı" dedi.

'TARİKATLARIN KAMU KURUMLARINA NASIL ÇÖKTÜĞÜNÜ BİLİYORUZ'

Ataselim sözlerine şöyle devam etti:

"Bu siyasi iktidarın politikalarının sonucunda istismara uğradı ve meselenin bir başka boyutu daha var arkadaşlar. Nerede daha çok yaşanıyor bu durumlar? Hangi yurtlarda çocuklar intihara sürükleniyor?

Tarikatların, cemaatlerin bu ülkedeki etkisini, bütün kamu kurumlarına nasıl çöktüklerini bilmiyor muyuz? Biliyoruz! Ama yine buna yol açan, buna izin verenlerin kimlerin kol kanatını sürdürdüklerinin de farkındayız. Bu yüzden çocukların istismara uğradığı bir düzende kadın düşmanlığında, LGBT+ düşmanlığında çok örgütlüler, çok birlik oluyorlar. Ama bilmeleri gereken bir şey daha var. Biz de bir o kadar daha da onlardan çok güçlüyüz, örgütlüyüz, susmayacağız. Mücadelemizi sürdüreceğiz. Tek bir çocuğun kılına zarar gelmeyene kadar tek bir kadın öldürülmeyene kadar asla yalnız yürümeyecekler."

'BU İSYAN HEPİMİZİN'

Kadınlar Birlikte Güçlü ise "Biz kadınlar, erkek adalet değil, gerçek adalet demek için buradayız. Bu davanın takipçisiyiz ve biliyoruz ki birlikte güçlüyüz. Sadece suçun birinci dereceden failleri değil görevini yerine getirmeyen tüm kamu yetkilileri de hesap verene kadar ses çıkarmaya devam edeceğiz. Görevi istismarı önlemek olanların “ama biz koruma kararı almıştık” diyerek işin içinden çıkmasını kabul etmiyoruz. Erkekler istismar ediyor, yeri geliyor adına “evlilik” diyor; bu istismara aileler, toplum, dini vakıflar, yargı ve bütün kurumlarıyla devlet ortak oluyor. Artık yeter! Biz kadınlar, LGBTİ+’lar birbirimize, mücadelemize güveniyoruz. Tüm çocukların yoksulluktan uzak, eşit ve özgür yaşayabileceği bir dünya için isyanımız. Bu isyan hepimizin. Tüm sorumlular yargılanıp cezasını alana, bu devletin derinlerine nüfuz etmiş suç şebekeleri ortadan kaldırılana, çocuklar güvenle yaşayabilene kadar kadın dayanışmamızla, mücadelemizle buradayız, sokaklardayız" dedi.

Öne Çıkanlar