Hızır Cemi kaymakamın tehdit ettiği Düzgün Baba Cemevi’nde gerçekleştirildi

Hızır Cemi kaymakamın tehdit ettiği Düzgün Baba Cemevi’nde gerçekleştirildi
Demokratik Alevi Dernekleri, bu yılki Hızır Cemi'ni kaymakam tarafından yöneticileri hedef alınan Nazimiye Düzgün Baba Cemevi’nde gerçekleştirdi.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) tarafından organize edilen bu yılki Hızır Cemi, Dersim’in Nazımiye ilçesinde bulunan ve Kaymakam Uğur Tutkan’ın cemevi yöneticilerine dönük tehditleriyle gündeme gelen Düzgün Baba Cemevi’nde gerçekleştirildi. Analar, pirler ve çok sayıda yurttaşın katıldığı cem, Sinemilli Ocağı piri Tacım Bakır’ın gülbengiyle çerağlar uyandırarak başladı. Cem erkanını Seyit Sabun Ocağı piri Hasan Kılavuz yürüttü. Cem erkanında deyişler söylenip, semah dönüldü.

Hızır Cemi’nin bitmesinin ardından DAD tarafından gerçekleştirilen "3’üncü Dersim Pirler Analar Çalıştayı"nın sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgeyi açıklayan Şêx Çoban Ocağı’ndan Zeynel Kete, hakikatin tek başına birey üzerinden gerçekleşemeyeceğini, ancak toplum ve doğa ile ikrarlaşarak hakikatin anlam bulabileceğini ifade etti. Bildirgede ayrıca "Son dönemlerde kutsal mekana kendini bilmeyenler tarafından rızasız girilmiş, kutsalımız hiçe sayılmıştır. İlçe kaymakamının silahlı korumaları gelmesini asla kabul etmiyoruz. Kutsallarımız mülk değil, Hakkın görünür olduğu mekanlardır" denildi.

Mezopotamya Ajansı'nın haberine göre Çalıştay’ın açıklanan sonuç bildirgesi şöyle:

"-Pirlerimiz ve Analar Doğal Toplumsal İkrarlaşma modelimiz olan Ocak işleyişimiz binlerce yıldır özerk örgütlenme modelimizdir. Devamlılığı toplumsal, inançsal dokumuzun korunmasında varlık nedenimizdir.

-Demokrasi mücadelesinde Aleviler en üst düzeyde yer almalı, sözünü söylemeli, Alevilik kimsenin ikbal devşirme alanı olmamalıdır.

-Reya Heq / Hak Yol Alevilik Xıziri mana ile tüm sürekleri birlik içerisinde görür. Kadimden bugüne gelen hakikat ve özgürlük arayışları, ana kadın toplumsallığı süreçleri ve Peygamberliksel çıkışları da Hak olarak kabul eder. Yolumuz bu hakikati "Yol Bir Sürek Bin Birdir" kelamı ile manaya kavuşturmuştur. Yol birlik yoludur. Günümüzde bizleri kaygıya düşüren, yolumuzun kemaline uygun olmayan dışlayıcı ve karşıt dil geliştiren "İslamın içinde veya dışında" yorumları toplumsallığa katkı sunmadığı gibi çözüm kapısı da bırakmamaktadır. Hak yol Alevilik, cümle sürekleri içerisine alır."

'ASİMİLASYONA KARŞI HERKES ANADİLİNDE ERKANINI YÜRÜTMELİ'

"-Asimilasyona karşı her sürek kendi anadilinde erkanlarını yürütmelidir.

-Pir yolun sürmesinde, Ana ocağın devamından sorumludur. İkrar bu mana ile nişandır. Pir ve Ana birey değil doğal toplumsal bir kurumsallaşmadır.

-"Öl ikrar verme, öl ikrarından dönme" ikrarlı olmak bedensel ve ruhsal birlik ilişkisidir. Eline, beline, diline sahip çıkmak yolun toplumsal şifa damarıdır. Tüm yol evlatlarına çağrımızdır: Her Pir kendi talibi ile buluşup ikrarlaşarak meydan açmalı. Yoldan kopan, uzaklaşan, darda zorda kalan her cana ulaşmalı delil olmalıdır.

-Rıza toplumu sürekleri yetmiş iki aleme aynı nazarla ikrar ederler. Cümle can Hakk’ın görünür deryasıdır. Ayrımcılık yolun dili olmadığı gibi yolun edebi de değildir.

-Toplumsal rızalık ilişkimiz ikrar üzerinedir, bu rıza Hakk yasası ile mana bulmuştur. Her can birbirine Xızır olarak ibadet ve inanç makamlarını inşa etmelidir. Helalini bilmediği lokmaya nazar etmemeli. Toplumu mahkum edecek, boynunu düşürecek parsa inşaatlara tamah etmemelidir. Yolumuz binalar ile yürümemiş ikrar ve rıza ile meydan kurmuştur."

'İKTİDARIN TOPLUMUN ZİNDANI OLDUĞU YERDE ÇARE BARIŞ VE SEVDİ DİLİDİR'

"-Hakk yasası gereği, iktidarların toplumların zindanı olduğu bir demde, yolun şifa, sevgi, ve barış dili ile toplumlara çerağ olacağına inanıyoruz. Ekonomi cümle varlığın gayreti iken sömürü yöntemi haline getirilmesi inancımız gereği zulümdür. Rıza ekonomisi çözüm üretecek cümle varlığa gayret olacaktır.

-Devlet ve iktidar bir toplumun inancını tanımlayamaz. İnanç toplumsal ikrarlaşmadır. Tanımlamak çok yönlü tahrip ve tahrifata sebep olur ve toplumsal ayrışma yaratır.

-Pirler ve Analar Çalıştayı’mızda çıkan ortak nefesten şunda bir kez daha ikrar kılındı. Tüm toplumsal değerlerimiz çarmıha gerilmiş, toplumsal soykırım eşiğindedir. Bu gerçeğin farkına varılmadan yol sürülmeyeceğini bilerek, ortak akılda birleşmeliyiz. Köklerimiz, hafızamız, kültürümüz coğrafyadaki cümle varlık tedip, tenkil ve soykırım tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu soykırıma karşı toplumsal ikrarlaşmamız birlik içerindeki savunmamızla mümkündür.

-Gençliğin gelecek ve toplumsallık ile kurduğu ikrarlı bağ koparılmak istenmekte ve yozlaşma, asimilasyon, ajanlaştırma gibi yönelimler ile toplum karşıtı bir konuma sürüklenmesi hedeflenmektedir. Tarihi, kültürü ve toplumsallığına yüzü dönük olan ve bu değerlerden aldığı hakikat bilgisi ile kendini örgütleyerek irade haline gelebilen bir gençlik ancak bu yönelimleri boşa çıkarabilir.

KAYMAKAMIN SİLAHLI BASKININA TEPKİ: KENDİNİ BİLMEZLER KUTSALIMIZI HİÇE SAYDI

"-Dünyada ve yaşadığımız coğrafyada derinleşen siyasi krizlere çözüm Ana kadın düsturlu, ahlaki politik kom değerleriyle farklılıkların birbirine tahakküm kurmadan ikrarlı birlikte yaşamı ile mümkündür.

-Hak ve hakikati dile getirdikleri için hapsedilen, yıllarca hapislerde kalan binlerce canımız vardır. En kutsal hak olan yaşam hakları ihlal edilmiştir. Yaşatılan bu ağır tecrit koşullarını kabul etmiyoruz. Ceza evlerindeki hak ihlallerine bir an önce son verilsin.

-Son dönemlerde kutsal mekana kendini bilmeyenler tarafından rızasız girilmiş, kutsalımız hiçe sayılmıştır. İlçe kaymakamının silahlı korumaları gelmesini asla kabul etmiyoruz. Kutsallarımız mülk değil, Hakkın görünür olduğu mekanlardır."

Açıklanan sonuç bildirgesinin ardından Hızır Cemi için yapılan kaut, aşure ve lokmalar dağıtıldı.

 

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar