Hrant Dink suikastında adı geçen kamu görevlileri kimlerdi, akıbetleri ne oldu?
Ezgi YILDIZ
İSTANBUL - Ermeni gazeteci Hrant Dink, kurucusu olduğu Ermenice-Türkçe gazete olan Agos’un önünde 19 Ocak 2007 tarihinde, 17 yaşındaki Ogün Samast tarafından silahlı suikastla öldürüldü.
Samast'ın tahliye edilmesi, akıllara dava sürecindeki kamu görevlilerinin rolünü getirdi. Tahliye üzerine Agos'ta yayınlanan yazıda, "Bir bebekten katil yaratan karanlığın 16 yıl 10 aydır hâlâ aydınlanmamış olduğunu da söylemek gerekir" vurgusu yer aldı.
Dink'in 4 Şubat 2004 tarihinde çağrıldığı İstanbul Valiliği'nde yaptığı görüşme, cinayette kamu görevlilerinin rolüne dair kuşkuları artırıyordu. Dink, ’Atatürk’ün manevi kızı Sabiha Gökçen’in yetimhaneden alınmış bir Ermeni kızı olduğu’ yönünde kaleme aldığı yazı üzerine İstanbul Valiliği’ne çağrılmış, Vali Yardımcısı Ergun Güngör’ün odasında iki istihbarat görevlisinin katıldığı bir görüşme yapılmıştı. Hrant Dink’in öldürülmeden bir hafta önce kaleme aldığı “Neden Hedef Gösterildim” isimli yazısında bu durumu ‘haddini bildirme operasyonunun başlangıcı’ olarak nitelemiş, ölüm tehditleri aldığına dikkat çekmişti.
CİNAYETİN ARDINDAN İLK AÇIKLAMA: ÖRGÜTLE BAĞLANTISI YOK, MİLLİYETÇİ DUYGULAR VAR
Suikastın ardından dönemin İstanbul Emniyet Müdür Celalettin Cerrah, cinayetin örgütle bağlantısının olmadığı yönünde açıklama yapmış, sonraki süreçte de Dink'in “milliyetçi duygularla” katledildiğini iddia etmişti.
Cinayetin Hemen ardından tetikçi Samast babası tarafından ihbar edilerek tutuklanmıştı. Samast’ın hemen ardından azmettirici Yasin Hayal ve polis muhbiri Erhan Tuncel de tutuklanmıştı.
İSTİHBARATLAR ANİDEN KESİLDİ
Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün 17 Şubat 2006 tarihinde, yani, cinayetten 11 ay önce Erhan Tuncel'den gelen, "Hrant Dink ne olursa olsun öldürülecek" bilgisini, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bildirdiği ortaya çıkmıştı.
Trabzon Emniyeti, 7 Nisan 2006'da ikinci uyarıda bulunmuştu. Bu yazılarında Yasin Hayal'e yönelik araştırmaların sürdüğünü kaydeden Trabzon Emniyeti, daha sonra hiçbir istihbarat bilgisi paylaşmayacaktı.
DEVLET KURULLARININ TESPİTİ: KAMU GÖREVLİLERİNİN İHMALİ VAR
Dink cinayetinin ilk yargılama sürecinde kamu görevlilerinin ihmaller zincirinin açığa çıkmasına rağmen o dönemde kamu görevlileri hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Kamu görevlilerinin tanık olarak dinlenilmesine dahi izin verilmedi. Dink ailesi avukatlarının kamu görevlilerinin sorumluluklarına dair tüm talepleri reddedildi.
2007-2013 yılları arasında TBMM Hrant Dink Cinayetini Araştırma Komisyonu, Başbakanlık Teftiş Kurulu, Devlet Denetleme Kurulu cinayeti araştırdı ve raporlar yazdı. Raporlarda kamu görevlilerin ihmallerinin olduğuna dikkat çekti.
14’ÜNCÜ AĞIR CEZA ‘ÖRGÜT YOK’ DEDİ, YARGITAY BOZDU
Dink ailesinin avukatları mevcut raporlarla dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ni (AİHM) taşıdı. AİHM, “kamu görevlilerine ilişkin etkin soruşturma yürütülmediği” ve “Dink için koruma kararının çıkarılmış olması gerektiği”, “yaşam hakkının ihlal edildiği” yönünde hüküm verdi.
17 Ocak 2012 tarihinde 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararını açıklayarak ‘örgüt bağlantısının olmadığını’ söyledi. Dink ailesi avukatları kararı temyiz etti ve 12 Kasım 2012’de Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi 13 Mayıs 2013 günü İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı bozarak ‘örgüt olduğunu’ söyledi.
CİNAYETTEN 9 YIL SONRA: 26 KAMU GÖREVLİSİ HAKİM KARŞISINDA
Dink katledildikten yaklaşık 9 yıl sonra, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi iddianameleri kapsamında savcılık, Dink cinayetinin FETÖ ile bağlantılı olduğu belirtildi. İddianamede cinayet şüphelisi askerlerin 15 Temmuz darbe girişiminde aktif rol aldığı iddia edildi.
Meclis’te 17-25 Aralık sürecinde yeni yasa tasarısı hazırlanarak hızlıca onayladı. Bu sayede kamu görevlilerine yönelik yargı yolu açıldı. İddianame 2015 yılının ekim ayında hazırlanırken kamu görevlilerinin yargılanmasına 2016'da başlandı.
19 Nisan 2016 yılında, İstanbul eski Emniyet Müdür Celalettin Cerrah, Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul İstihbarat eski Dairesi Başkanı Ali Fuat Yılmazer, İstanbul İstihbarat Şubesi eski Müdürü Ahmet İlhan Güler, Trabzon İl Emniyet eski Müdürü Reşat Altay, Emniyet İstihbarat Şubesi eski Müdürü Sabri Uzun’un aralarında bulunduğu 26 kamu görevlisi ‘şüpheli’ sıfatıyla ilk kez hakim karşısına çıktı.
Dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay ve dönemin İstanbul İstihbarat Daire Başkanı Ahmet İlhan Güler hakkında TCK’nın 83. maddesinden (kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi), 20 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacaktı. Dönemin İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve İstanbul İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ise "görevi kötüye kullanma" suçundan hâkim karşısına çıktı.
Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Ramazan Akyürek ve İstanbul İstihbarat Dairesi Başkanı Ali Fuat Yılmazer hakkında ise "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
KAMU GÖREVLİLERİNİN DOSYASI ANA DAVA İLE BİRLEŞTİRİLDİ
Dink cinayetinde kamu görevlileriyle ilgili açılan dava İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ana davayla birleştirilmişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 21 Haziran 2023’te ana davada yargılanan 78 sanıktan 62’sine yönelik temyiz incelemesi yaptığı dosyaya ilişkin kararını açıkladı. Mahkeme bazı mahkumiyetleri onarken bazı sanıklar hakkında verilen cezaları ise az bularak bozdu. 20 Eylül 2023’te görülen bu davada tutuklu tek sanık olan Adem Sağlam tahliye edilirken dava 6 Aralık 2023 tarihine ertelendi.
İŞTE DİNK DAVASINDAKİ KAMU GÖREVLİLERİ
Cinayette hangi devlet görevlilerinin rolü vardı? Dink davasında yargılanan kamu görevlilerinin hangileri ceza aldı, hangileri beraat etti? İşte Dink suikastı kapsamında hakkında soruşturma ve dava açılan kamu görevlileri ve yargılamalardan çıkan sonuçlar...
Ramazan Akyürek: Dönemin Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı’ydı, Dink cinayetinin üzerinden yaklaşık beş ay geçtikten sonra 2006'da Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı'na atandı.
Akyürek, mevcut görevinde hedef olduğu bilinen kişileri korumaya alabiliyor. Fakat 2003'ten bu yana tehdit edilen Hrant Dink bütün verilere rağmen koruma altına alınmadı. Akyürek, 26 Mart 2021 yılında ‘Başkasını araç olarak kullanmak suretiyle adam öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘resmi belgeyi yok etmek’ suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün, ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan da 7 yıl 6 ay hapisle cezalandırıldı. Ramazan Akyürek yargılandığı dosyanın ikinci duruşmasında Celalettin Cerrah’ın kendisinden 17 Şubat tarihli yazıyı imha etmemi istediğini söylemişti.
Ali Fuat Yılmazer: Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında dönemin istihbarat şube müdürü Ali Fuat Yılmazer "örgüt üyeliği" ve "tasarlayarak adam öldürmeye yardım" suçlarından yargılandı.
Yılmazer, 26 Mart 2021 tarihinde Hrant Dink davası kapsamında "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "resmi belgeyi yok etmek" suçundan ise 4 yıl 6 ay hapse mahkum edildi. Yılmazer, "FETÖ üyesi olma cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Celalettin Cerrah: Dink’in öldürüleceğine dair istihbarat raporları İstanbul’a gönderildiğinde Celalettin Cerrah dönemin Emniyet Müdürüydü.
Bu dönemde Agos Gazetesi önünde Dink’e yönelik ölüm tehditleri içeren eylemler başlamıştı. İstanbul Emniyet Müdürü olan Cerrah'a 17 Şubat 2006'da Yasin Hayal'in Dink'e yönelik eylem yapacağı istihbaratını içeren yazı yazılmıştı. Cerrah, cinayetten sonra terfi ederek Osmaniye’ye vali olarak atandı. Cerrah, Zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildi. Duruşmada Ramazan Akyürek’in iddialarını ise yalanlamıştı.
Reşat Altay: Dönemin Trabzon Emniyet müdürü olarak görev yapan Reşat Altay, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, görevi kötüye kullanma suçlamaları yöneltildi. Mahkeme görevi ihmal ve kötüye kullanma suçundan zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verirken diğer suçlamalardan da beraat etti.
Ahmet İlhan Güler: İstanbul İstihbarat Şube eski Müdürü olarak görev yapan Ahmet İlhan Güler, kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, görevi kötüye kullanma suçlamalarından yargılandı. Dink dosyasında mahkeme Güler için zamanaşımından düşme ve beraat kararı verdi.
Ali Öz: Dönemin Trabzon Jandarma Komutanı olarak görev yapan Ali Öz, Dink cinayeti öncesinde Albay rütbesiyle, görev yapıyordu.
Cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Yasin Hayal’in, Dink’i öldürmek için para topladığına dair bilgi Trabzon Jandarma İstihbarat elemanlarınca Albay Ali Öz’e iletildi. Cinayetten sonra Ali Öz imzalı Jandarmaya ait bir istihbarat raporu ortaya çıktı. Albay Öz, Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’nin Hayal’in Hrant’ı vurmak için 2006 yılının Temmuz ayında kendisinden silah istediği bilgisine sahipti. Ancak Trabzon Jandarma örgütü, eline ulaşmış olan bütün istihbarata rağmen cinayet sürecine seyirci kalmayı tercih etti. Gerekçe olarak ise "Operasyon yetkimiz yoktu" denildi.
Mahkeme heyeti Ali Öz’e Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, kasten öldürme, resmî belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma suçlarından Kasten öldürme suçundan 25 yıl hapis cezası, resmi belgede sahtecilik üç yıl dört ay hapis cezası verildi. Silahlı terör örgütü üyeliği ve Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçlarından beraat eden Öz hakkında görevi ihmal ve kötüye kullanma suçundan zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verildi.
Faruk Sarı: Trabzon İstihbarat Şube eski Müdürü olarak görev yapan Faruk Sarı, ilahlı terör örgütü üyeliği, tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme, resmî belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek, görevi kötüye kullanma suçlamaları yöneltildi. Mahkeme Sarı hakkında kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçundan 12 yıl altı ay, resmi belgeyi yok etme suçundan üç yıl dokuz ay hapis cezası verildi. Görevi ihmal ve kötüye kullanma suçundan zaman aşımı nedeniyle düşme kararı verilirken, örgüt üyeliği suçlamasıyla başka bir davadan mahkumiyeti olduğu için davanın reddine hükmetti.
Sabri Uzun: Dönemin Emniyet İstanbul İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan Sabri Uzun, Dink cinayetinin dosya kapsamında görevi kötüye kullanmadan yargılandı.
Uzun, katılmadığı son duruşmada zamanaşımından beraat etti.
Yunus Yazar: İstihbarat Dairesi Teknik Şube eski Müdürü Yunus Yazar, davada ifadesinin alınması için hakkında yakalama kararı çıkarılan dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı TEKOP Şube Müdürü sanık Yunus Yazar tutuksuz yargılandı. Yazar’ın, Mayıs 2023’te Ankara’da yakalandığı ortaya çıktı. İfadesi alınan Yazar’ın dava neticesinde hakkında çıkarılan yakalama kararı kaldırılarak serbest bırakıldığı, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından başka bir dava neticesinde ise tutuklandığı öğrenildi.
Mehmet Ayhan: Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nde görevli Polis Memuru Mehmet Ayhan, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada görevini ihmal ettiği gerekçesiyle yargılanmıştı. Ayhan'ın, emniyet arşivindeki evrakları ortadan kaldırdığı da konuşuluyordu. Mehmet Ayhan çapraz sorguya alınmıştı. Mahkeme başkanı Ayhan’a "Erhan Tuncel yardımcı istihbarat elemanlığından ayrıldıktan sonra 34 kez telefonda ne konuştunuz" sorusunu yöneltmişti. Ayhan bu soruya "Hatırlamıyorum" yanıtını vermişti. Ayhan bir başka savunmasında ise, “Eğer eleman bilgi vermeye devam edecekse görüşme yapılabilir. Elemanın hasmane tutum almaması için görüşmeler devam edebilir. Biz de kendisine elemanlıktan çıkartıldığını söylemedik ve görüşmeye devam ettik. Görüşmelere kendim karar vermedim. Üstlerimle birlikte karar verdik” demişti. Ayhan "ihmali davranışla kasten öldürme" suçundan 12 yıl altışar ay ve "resmi belgeyi yok etme" suçundan 3 yıl dokuzar ay olmak üzere 16 yıl üçer ay hapis cezası ve
Onur Karakaya: Trabzon Emniyeti İstihbarat Şubesi görevlisi Polis Memuru Onur Karakaya, Dink cinayetinde uzun bir süre tutuksuz yargılandı. Karakaya Dink cinayetinde suçlu bulundu ve ceza aldı.
Karakaya yargılandığı dönem Batman Emniyeti’nde istihbarat görevlisi olarak çalışmaya devam etmişti. Karakaya, yargılanma süresi boyunca yardımcı istihbarat elemanı Erhan Tuncel’in cinayete dair bir bilgi vermediğini savundu. Onur Karakaya dosya kapsamında "ihmali davranışla kasten öldürme" suçundan 12 yıl altışar ay ve "resmi belgeyi yok etme" suçundan 3 yıl dokuzar ay olmak üzere 16 yıl üçer ay hapis cezası aldı.
Tamer Bülent Demirel, Osman Gülbel: Dönemin Trabzon İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube eski Müdür Yardımcılarından Tamer Bülent Demirel, İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube eski Müdür Yardımcılarından Osman Gülben Dink cinayetinin dosyası kapsamında beraat etti. Demirel, Gülbel, ‘FETÖ’ soruşturmaları kapsamında tutuklu bulunuyorlar.
VALİ GÜLER SADECE TANIK OLARAK DİNLENDİ
Muammer Güler: Dink cinayetinde ifadeye çağrılan bir diğer isim dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler. Dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör kendi ifadesinde, Dink’in valiliğe çağrıldığı görüşmeden söz etmiş, bu görüşmenin Genelkurmay Başkanlığı tarafından MİT Müsteşarı aranarak talep edildiğini ve bu talebin kendisine Muammer Güler tarafından iletildiğini söylemişti. Güler ise Güngör'ün görüşmeye dair kendisine bilgi verdiğini, kendisinin talimat vermediğini iddia etmişti.
Güler, Dink'in öldürüleceğine dair İstanbul Emniyeti'nin bilgisi olmadığını ve kendisine de herhangi bir bilgi verilmediğini öne sürmüştü. Güler, dosya kapsamında sadece tanık olarak dinlenildi.
DOSYALARI AYRILAN İSİMLER: FİRARİLER
Dink cinayeti kapsamında firari durumda olan kişilerin dosyaları ayrıldı. Dosyada toplamda 13 kişi var. Bu isimler; Fethullah Gülen, Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı, Metin Canbay, Yunus Yazar, Faruk Mercan, Adem Yavuz Arslan, Halil İbrahim Koca, Yılmaz Angın, Mehmet Akif Yılmaz, Ömer Faruk Kartın, Coşgun Çakar ve Serkan Şahan.
BERAAT EDEN İSİMLER
Beraat eden aralarında Dinç, Güler, Cerrah gibi tartışılan sanıkların da bulunduğu isimler şöyle:
“Sabri Uzun, Hüseyin Yılmaz, Ali Poyraz, Mikdat Özbek, Hamdi Egbatan, Mustafa Küçük, Ergün Yorulmaz, Musa Yıldırım, Hacı Ömer Ünalır, Reşat Altay, Ali Barış Sevindik, Murat Bayrak, Tamer Bülent Demirel, Yusuf Bozca, Yüksel Avan, Hamza Celepoğlu, Engin Dinç, Ercan Demir, Ahmet İlhan Güler, Muhittin Zenit Celalettin Cerrah, Adem Sarıgöl, Adnan Acar, Atilla Güçlüoğlu, Muhammer Ay, Metehan Kadir Yıldırım, Niyazi Malkoç, Cevat Eser, Rahmi Özer, Resul Kütükoğlu, Tevfik Cantürk, Ünsal Gürel, Ecevit Emir, Emre Cingöz, Hacı Şefik Şimşek, Eyüp Temel Ahmet Çetiner ve Birol Ustaoğlu.”
Hrant Dink davası nasıl ilerledi, Ogün Samast ve diğer sanıklara ne cezalar verildi?