Hükümet medyası Mınbiç'i aldı bile

Türkiye basınına bakılırsa ABD ile Türkiye her konuda anlaşmış. Oysa çarpıtılmış haberlere, alakasız son dakikalara bakıldığında basına yeni bir görev verildiği daha açık görünüyor.

Hükümet medyası Mınbiç'i aldı bile

Fehim IŞIK

ARTI GERÇEK - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Mınbiç’e dönük açıklamalarından hemen sonra Türkiye basınında asılsız, yönlendirilmiş haberlerin sayısı da artmaya başladı.

Türkiye’de hükümete yakın medyaya bakılırsa Mınbiç’teki YPG güçleri bugün itibariyle çekilmeye başlayacak, önümüzdeki 30 gün içinde YPG tamamen çekildikten sonra ise TSK’ye bağlı askerler ile ABD kuvvetleri Mınbiç’in güvenliğini birlikte üstlenecekler. Mınbiç’in güvenliği sağlandıktan sonra ise bu kez ABD ve Türkiye 60 gün içinde Mınbiç’e yönetim atayacaklar.

Yani anlaşma tamam, takvim belirlenmiş, iki ülke sadece teknik ayrıntıları konuşmak için bir araya geliyorlarmış.

ABD basınındaki hava çok farklı. Hiçbir kaynak Türkiye ile ABD arasında bu türden bir anlaşma olduğunu doğrulamıyor. ABD Dışişleri Sözcüsü son açıklamasında iki taraf arasında görüşmelerin sürdüğünü, Mınbiç konusunun da başlıklardan biri olduğunu söyledi. Diğer başlıkların da başı var sonu yok. Hadi Suriye, Irak, Ortadoğu uzlaşmazlıkları bir yana. Rahip mi, Zarab mı, Halkbank mı, Gülen mi? Hangisini ararsanız var. Üstelik bu başlıklardan hiçbirinde Türkiye ile ABD anlaşabilmiş değil.

Türkiye’de basının son günlerde yeniden diline doladığı konularla ilgili Kürt kaynaklar da açıklamalar yapıyor. Örneğin Mınbiç'e ilişkin, ABD ile Türkiye arasındaki görüşmelerden bilgilerinin olduğunu, Türkiye’nin iddia ettiği gibi Mınbiç’ten bir geri çekilme planının olmadığının altını çizerek söylüyorlar. Söyledikleri bir şey daha var ki bunu ABD’de de defalarca teyit etti. "Mınbiç’te YPG yok" diyorlar. Mınbiç’in güvenliğini Mınbiç Askeri Meclisi sağlıyor. Bu askeri yapı ise Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin desteği ve Mınbiçlilerin katılımıyla oluşturulmuş.

Ama Türkiye basınında siz sadece Çavuşoğlu’nun, Türk Dışişleri kaynaklarının haberlerini görebilirsiniz. Haberlerde konunun muhatabı olan diğer kesimlerin açıklamalarına nedense sıra gelmez.

Başka ilginçlikler de var. Örneğin son günlerde Suriye Demokratik Güçleri’nin (QSD) bulunduğu bölgelerin istikrarsız olduğunu iddia eden haberlere de bolca rastlarsınız. Türkiye’de hükümete yakın medyaya göre, QSD’nin bulunduğu alanlarda her gün bombalar patlıyor, insanlar ölüyor.

Oysa durum tam tersi…

Son günlerde bombalar çok sık TSK ile ÖSO güçlerinin kontrolünde olan bölgelerde, özellikle Bab kasabasında patlıyor. Bombalı saldırıların faillerine ilişkin net bilgiler yok. Ancak yerel kaynaklar ÖSO grupları arasındaki alan ve ganimet paylaşımı, güç gösterisi nedeniyle yaşanan çatışmaların bu tür saldırılarla bağlantısı olduğuna inanıyorlar.

Türkiye’deki basına baktığınızda ise bombaların ABD ve Fransız üslerinde patladığına, bölgenin istikrarsızlığına, halkın güvenlik için dört gözle Türkiye'yi beklediğine, inanırsınız. Hatta Anadolu Ajansı bir adım öteye taşıdı. Halkın YPG, ABD ve diğer yabancı güçlere karşı ayaklandığını, silahlı mücadeleye başladığını yazdı.

Türkiye’de basının ‘son dakika’ olarak girdiği bir haberdeki ayrıntılara ve aradaki farka da bakalım, meramın ne olduğu daha iyi anlaşılır.

Hükümet medyası Mınbiç'i aldı bile - Resim : 1QSD’nin denetimindeki Eyn İsa kasabasında 3 Haziran günü sabah erken saatlerde mayınla tuzaklanmış sivil bir pikap patlatılıyor. Can kaybı yok. Sadece maddi hasar var. Bu patlamanın görüntüleri de Kürtçe haber kaynaklarında yayınlandı.

Ama Türkiye basını bunu ‘son dakika’ ibaresiyle, 4 Haziran günü yani olaydan yaklaşık 30 saat sonra yayınlıyor. ‘Son 30 saat’ demeleri daha yerindeymiş.

Bir tek gecikme mi sorun?

Türkiye’de hükümete yakın medyaya göre Eyn İsa’daki bomba ABD ve Fransız askeri üssünde patlamış, YPG’nin çok sayıda kaybı varmış. YPG olayın üstünü örtmek için patlamanın nedenini mühimmat infilakı olarak gösteriyormuş, falan!..

Bu haberler sıradan değil.

İşin ‘psikolojik harp’ boyutunun tekrar devreye konulduğundan kuşku yok. ‘Psikolojik harp’ ince hesaplarla yürütülüyor. Haberlerin çarpıtılarak yayınlanması, manüplatif haberlere yer verilmesi bundan. Özel amaçla, bilinçli bir biçimde servis edilen haberler hükümete yakın medyada yer bulmakta da zorlanmıyor.

suriye rojava Minbiç türk medyası