'İnsanlar polisin attığı gazdan öldü'
Duruşmada gizli tanıklar, sanıkları anlattı. Saldırıdan yaralı kurtulan bir kişi, bir çok insanın saldırıdan sonra polisin attığı gaz nedeniyle öldüğünü söyledi.
HABER MERKEZİ - IŞİD’in iki yıl önce gerçekleştirdiği ve 102 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara Katliamı davasının 5. Duruşması Ankara Adliyesi'nde başladı.
İki gün sürecek olan duruşmada, bombalı saldırıyı gerçekleştirenler hakkında saldırı öncesi alınan istihbaratlar, mahkeme heyetine sunularak, katliamda kamu görevlilerinin ihmali şüphesi gündeme getirilecek.
Davacı ve sanık avukatlarının ayrı ayrı bölümlerden alındığı mahkeme salonuna gelen aileler, adliyedeki tadilat çalışmaları nedeniyle duruşma salonunun bir alt katında bekletildi.
Duruşmaya izleyici olarak, HDP Milletvekili Müslüm Doğan, CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Eş Genel Başkanları Aysun Gezen ve Mehmet Bozgeyik, TMMOB Genel Başkanı Emin Koramaz, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, EMEP MYK üyesi Levent Tüzel, Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Doğan katıldı.
GİZLİ TANIKLAR, SANIKLARI DEŞİFRE ETTİ
Davanın beşinci duruşmasında Antep Emniyet Müdürlüğü’ne ifade veren ‘Piramid’ kod adlı gizli tanığın ifadeleri okundu. Gar katliamında yargılanan sanıkların bazılarını fotoğraflardan teşhis eden gizli tanık, sanıklardan tanıdıklarına ilişkin bilgiler verdi.
Sanık Yunus Durmaz'ın IŞİD içerisinde, ‘Efe’ kod adını kullandığını söyleyen gizli tanık, Durmaz'ın Suriye’deki IŞİD koluna katılan emir olduğunu, Rakka’da faaliyet yürüttüğünü söyledi. Yunus Durmaz'ın Türkiye sorumlusu olduğu için ondan habersiz eylem yapılamayacağını da belirten gizli tanık, Durmaz'ın yakalanacağını anladığı zaman kendisini patlatmak için her zaman üzerinde el yapımı bombayla gezdiğini söyledi.
El-Kaide için Afganistan’da savaştığını belirttiği sanık Erman Ekinci'nin Antep’te ailelere bakmakla görevli olduğunu ifade eden 'Piramit' kod adlı gizli tanık, Ekinci'nin IŞİD'in mali işlerinden sorumlu olduğunu söyledi.
Sanıklardan Talha Güneş'in Suriye’de bir okulun içinde bomba yapımı eğitimi verdiğini söyleyen gizli tanık, sanıklardan 'Abdullah' kod adlı Hüseyin Tunç'un, patlamanın gerçekleştiği yere nakliye aracıyla gübre taşıdıklarını bildiğini ifade etti.
'SAĞLIK PERSONELİ GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEDİ'
Ankara İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde 10 Ekim günü görevli 11 sağlık personeli hakkında ön inceleme yaptıran savcılık, hazırladığı ön inceleme raporunda, Sağlık Bakanlığı Sağlık Denetçiliği müfettişi, "patlama öncesinde ve sonrasında sağlık hizmetlerinin gereği gibi yapılmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı"nı savundu. Ankara Valiliği'de 11 sağlık personeli hakkında soruşturma izni vermedi.
'KANIT GÖRÜNTÜLERİ SAVCILIK TARAFINDAN İZLENMEDİ'
Sağlık Bakanlığı çalışanlarının soruşturulması için yapılan başvurunun reddedilmesine savcılık da itiraz etmedi. Bunun üzerine söz alan dava avukatlarından Zinet Özçelik, sağlık personeli ve savcılığa delil olarak sunulan görüntülerin izlenmediğini söyledi.
Görüntülerdeki kanıtların 102 kişinin hayatını kaybetmesinin sistematik ve organize bir iş olduğunu ortaya belirten Özçelik, gerçeğin saklanmasında örgütlü olmasına rağmen ekinde gelen belgeleri Cumhuriyet savcılarının incelemeyerek gerçeği kapatmak için çalıştıklarını iddia etti,
'AMBULANSLAR BİLİNÇLİ OLARAK GETİRİLMEDİ'
Sağlık Bakanlığının raporuna da değinen avukat Zinet Özçelik katliam alanına ambulansların bilinçli olarak getirilmediğini de iddia etti:
"Ambulansların çok büyük bir bölümü 1 kilometre ötede beklemişler. Merkez komutadan denmiş ki ‘öncelikle kendi güvenliğinizi alın’. Onlar da ilk yarım saat içinde gelmemişler. İnsanlar burada ölürken onlar orada beklemişler. Hafif yaralılar taşınmış. İnsanlar hayatlarını kaybedince diğerleri ölülerini taşımışlar. Bu olayda ilk yapılması gereken şuydu, polis derhal güvenlik çemberine orada alacaktı. Kimler ölü ağır yaralı takılacaktı. İlk 15 dakika çok önemli. Hemen ambulanslar alana girilecekti"
Zinnet Özçelik, emniyet görevlileri ve sağlıkçıların görevlerini yerine getirmediğini ifade ederek, mahkeme heyetinin gerçeği ortaya çıkarması için, olayda sorumluluğu olduğunu düşündükleri etüm kamu görevlilerinin mahkemeye getirilerek dinlenmelerini istedi.
AİLELERDEN TEPKİ
Bu sırada mağdur yakınlarından anne ambulansların geç gelmesine tepki göstererek "Bize yapılan zülümdür biz bunları hak etmedik. Ambulansların gelmediğini söyledik. Polislerin gaz attığını söyledik ancak bize inanmadınız. İşte belgeleri ile ortaya çıktı, neden bu insanlar yargılanmıyor" diye sordu.
'ÇOĞU ARKADAŞIM ATILAN GAZDAN ÖLDÜ'
Duruşmaya verilen aranın ardından ifadeleri alınmayan davacılar söz hakkı aldı. Saldırıdan yaralı olarak kurtulanlardan, Uğur Mumcu Şahin ifadesinda saldırı anını anlatırken önemli bir iddiada bulundu. Şahin bir çok izsanın saldırıdan sonra polisin kullandığı gaz nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi:
"Gar’da arkadaşımı bekledim geldi yürüdük ve patlama oldu. O sırada beni gördüler tanıdıklar müdahale ettiler. Polis o sıra gaz attı. Kalabalık üzerimize doğru geldi ve yine ayağım çiğnendi. Beni polisin gazından korudular. Hastaneye ilk girenlerden biriyim ki 40 dakikada girdim. Çoğu arkadaşımın o gazdan öldürüldüğünü düşünüyorum"
'OLAY YERİ EKİPLERİ DELİLLERİ TOPLAMADI'
Saldırıdan yaralı kurtulan ve daha önce ifade veremeyen davacıların ifadelerinin ardından söz alan davacı avukatlarından avukat Senem Doğanoğlu, saldırı sonrası olay yeri inceleme ekiplerinin delil toplama görevini yerine getirmediğini söyledi.
'NEDEN DAHA AZ KİŞİ GÖREVLENDİRİLDİ'
Duruşmada söz alan avukatlardan İlke Işık, kamu görevlileriyle ilgili devam eden tek bir soruşturma ya da incelemenin olmadığını belirterek, "u kadar istihbarata rağmen neden 10 Ekim’de daha az kişi görevlendirildi?" diye sordu:
"Dönemin Ankara TEM Amiri Hüseyin Özgür Gür bu katliamı izliyor. İstihbarat gizleyen emniyet personelinden bahsediyoruz. O gün Ankara Emniyeti sadece 2 bin polis görevlendiriyor. Bunlar çeşitli güzergahlarda dağıtılıyor. Gar’da ise sadece 70 polis görevli. ‘Teröre Karşı Kardeşlik Mitingi’ yapıldı 17 Eylül’de. Bu eylemde 4 bin 40 polis görevlendirildi katliamdan bir hafta öncesinde. Bu kadar istihbarata rağmen neden 10 Ekim’de daha az kişi görevlendirildi?
'IŞİD SANIKLARININ EŞLERİDE TANIK OLARAK DİNLENMELİ'
"Örgüt üyelerinin eşlerinin veya yakınlarının da ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Bunlar aile olarak da görüşüyor ve örgüt işlerinden haberdarlar" diye konuşan avukat Eylem Sarıoğlu, IŞİD sanıklarının eşlerinin de tanık olarak dinlenmesini talep etti.
DURUŞMAYA YARIN DEVAM EDİLECEK
10 Ekim katliamının 5’inci duruşmasının ilk günü tamamlandı. Duruşmaya, yarın sabah 10.00’da Ankara Adliyesi’nde devam edilecek.