İrfan Aktan ile Dipnot | Cengiz Çandar Kürtlere yönelik 'iç cephe' oyununa dikkat çekti

İsrail'in Gazze'de yaptıkları için "Bu soykırımın daniskası" diyen Cengiz Çandar, İsrail'in ABD'de yeni yönetim gelmeden durmayacağını ifade etti. Çandar, 'İç cephe' kavramına dikkat çekti ve Bahçeli'nin tokalaşmasında iyi niyet görmediğini söyledi.

Artı Gerçek - DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar Artı TV'de İrfan Aktan ile Dipnot programında Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırılarıyla başlayan sürecin birinci yılında ortaya çıkan tabloyu yorumladı.

"İsrail'in Gazze'de vardığı katliam rakamları 1948 tarihli BM Soykırım Konvansiyonu'nun içine fazlasıyla giriyor" diyen Çandar, İsrail konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geliştirdiği 'Türkiye'yi tehdit ediyor' söylemi ve ardından MHP lideri Devlet Bahçeli'nin DEM Partililer ile el sıkışmasını da yorumladı. Çandar, 'beka' yerine 'İç cephe' kavramının geliştirildiğini anlatarak, "Bizim partiye, bizim arka planımıza herhalde 'Siz Türkiye'nin iç cephesinin sağlamlaştırılmasından mı yana mısınız değil misiniz, bak ben size elimi bile uzattım' diye şimdi bizim fotoğrafımız çekilecek herhalde ve Kürt hareketinin. Orada ben sağlam bir iyi niyet göremedim açıkçası" dedi.

Cengiz Çandar, programda şunları söyledi:

'TÜRKİYE'DE 1 SENEDE 1 MİLYON 600 BİN KİŞİNİN ÖLMESİ ANLAMINA GELİYOR'

"İsrail'in bir süre daha durmayacağı besbelli. Gazze'nin nüfusu ile 2.2 milyon insan yaşıyordu, 7 Ekim 2023 itibarıyla, ki dünyada km başına en yoğun nüfusu ifade ediyordu. 41 binin üstünde insanın ölmüş olmasını Türkiye'ye nüfus oranları olarak vurduğumuzda Türkiye'de son 1 sene içinde 1 milyon 600 bin kişinin bu savaş nedeniyle, daha doğrusuyla İsrail saldırısı nedeniyle ölmesi anlamına geliyor.

'TAM BİR KAN BANYOSU'

Bu soykırımın daniskası. Bunun tartışılacak bir tarafı yok. Bu Gazze ile sınırlı kalmayıp son 15-20 günde Lübnan'a da taşındı. Lübnan da 6 milyon nüfuslu bir ülke. Dolayısıyla Türkiye nüfusundan on binlerce kişinin daha iki hafta içinde öldüğü düşünülürse tam bir kan banyosu... Biz işin siyasi yönünü konuşacaksak, 1 yıl sonra geldiğimiz Ortadoğu nedir denirse, 7 Ekim itibarıyla Ortadoğu bir itilaflı coğrafyaydı şimdi savaş coğrafyası. Ortadoğu tablosu, gayet sisli ve puslu, büyük belirsizliklerle dolu. Amerikan seçimleri sonuçlanana kadar, yeni yönetim Beyaz Saray'da çalışmaya başlayana kadar da İsrail saldırılarının durma ihtimalinin pek zayıf olduğu anlaşılıyor. O da nereden baksanız, 20 Ocak'ta yeni ABD Başkanı koltuğuna oturacağını düşünürsek, onun kadrolarını kurması, belli siyasi çizginin ortaya çıkması nereden baksanız önümüzdeki yılın şubat mart aylarına kadar bu kan banyosunun belli ölçülerde devam edeceği hükmüne maalesef varıyoruz.

'NETANYAHU ABD POLİTİKASININ CİĞERİNİ BİLİYOR'

İsrail saldırganlığının ve politikasının ritmi, alacağı yön ve duracağı nokta ABD seçimlerinin sonuçlarıyla yakından bağlantılı. Bu seçimler sonuçlanıp kazanan netleşene kadar da İsrail'e ABD'de de söz geçirmeye niyetli kimse yok, İsrail de - kendisi de ABD kökenli, ABD vatandaşı bir Yahudi olan Netanyahu- ABD siyasi elitinin, politikasının ciğerini biliyor ve son derece ustaca oynuyor. ABD istemezse ve ciddi bir baskı yaparsa İsrail bugün yaptıklarını yapamaz. Amerikasız bu İsrail politikasını düşünmek mümkün değil fakat bunu yapamıyor ABD. Netanyahu adeta kedinin köpekle oynaması gibi ABD ile oynamayı bildiği için İsrail bugüne kadar vardığı noktaya vardı. Bundan öteye nereye gidecek, ABD seçim sonuçlarıyla daha net görebileceğiz. Şu anda İsrail'de İsrail tarihinin en sağcı, en ırkçı hükümet var. Bu hükümet Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ü ilhak niyetinde. Gazze'yi zaten dümdüz ettiler. Muhtemelen Gazze'nin bir bölümünü işgal altında tutacaklar."

ERDOĞAN'A TEPKİ: 'İSRAİL' İLE 'KÜRTLER' SÖZCÜĞÜNÜ YAN YANA GETİRDİĞİNİZDE BU ÜLKEYE ÇOK BÜYÜK KÖTÜLÜK OLUYOR

Çandar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İsrail'in 'vadedilmiş topraklar' çerçevesinde Türkiye'yi de hedef aldığı yönündeki açıklamasını da değerlendirdi.

"İsrail'in böyle bir politikası yok. Olmayan bir politikayı, olmayan amaçları, varmış gibi gösterip bunun da aracısı Suriye'de, Irak'ta Kürt unsurlarmış gibi göstermeye kalktığınız anda Türkiye'de bir nefret objesi haline gelmiş İsrail kavramı ile Kürtler sözcüğünü yan yana getirdiğiniz anda bu ülkeye yapacağınız çok büyük bir kötülük oluyor.

Cumhurbaşkanı'nın o konuşması, konuyu Suriye ve Irak'taki Kürtlere getiren bağlamı, yeniden beka sorunu kavramının, AKP ile MHP arasındaki zamkı ifade eden beka sorunu kavramını ve anti Kürt azgınlıkla milliyetçiliği yeniden köpürtmekten başka bir anlama gelmez. Bu milliyetçiliğe yeni bir isim bulunmuş: 'İç cephe.' Neye karşı dış tehditlere karşı. Dış tehdit nerede İsrail. Bir de toprak bütünlüğümüze ve varlığımıza kast eden 'Kürtler.' İç cepheyi tahkim edelim, güçlendirelim. İç cephenin omurgası kim olacak? Milletçiler olacak. AKP ve MHP. Peki Bahçeli niye el sıkıyor o zaman? Bizim partiye, bizim arka planımıza herhalde 'Siz Türkiye'nin iç cephesinin sağlamlaştırılmasından mı yana mısınız değil misiniz, bak ben size elimi bile uzattım' diye şimdi bizim fotoğrafımız çekilecek herhalde ve Kürt hareketinin. Orada ben sağlam bir iyi niyet göremedim açıkçası."

Öne Çıkanlar