İstanbul Barosu'nda olağanüstü kurultay... İbrahim Kaboğlu: Yargı eliyle kurulmak istenen vesayeti kabul etmiyoruz
İstanbul Barosu bugün olağanüstü genel kurulunu gerçekleştirdi. Baro başkanı İbrahim Kaboğlu, "Yargı bileşenleri eliyle İstanbul Barosu üzerinde kurulmaya çalışılan vesayeti, İstanbul Barosu üyesi hiçbir avukat kabul etmez" dedi.
Müzeyyen YÜCE
İSTANBUL - İstanbul Barosu, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu dahil 10 yönetim kurulu üyesi hakkında göreve son verme ve yeniden seçim talebiyle dava açılması üzerine aldığı karar doğrultusunda bugün olağanüstü kurultaya gitti.
Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen kurultayda, 20 Ekim’de göreve gelen baro yönetimine karşı hiçbir grup aday göstermedi.
‘İSTANBUL BAROSU SUSMAYACAK’ PANKARTI
65 bine yakın üyesiyle “Seçimle gelen seçimle gider. Avukatların demokratik iradesine hiç kimse müdahale edemez” sloganıyla yapılan kurultayda, baronun bu iradesi kongre merkezine de yansıdı.
Haliç Kongre Merkezi girişine “İstanbul Barosu susmayacak” yazılı pankart asılırken, baro üyesi avukatları, ‘Savunmayı savunmak için tarihi sorumluluk’, İnsan haklarını savunurken kimseye biat etmedik, etmeyeceğiz’, ‘Savunmaya devam edeceğiz’, ‘Hukuksuzluğun karşısındayız’ yazılı afişler karşıladı.
Bunun yanı sıra kongre salonu da ‘Kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiç birimiz’, ‘Fırat Epözdemir’e özgürlük’, ‘Savunmaya dokunma’, ‘Hak, hukuk, adalet’ afişleri ile donatıldı.
KURULTAYI ÇOK SAYIDA YABANCI BAROLAR VE HUKUK KURUMLARI İZLEDİ
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan’ın katılım sağladığı baro kurultayına çok sayıda siyasi parti temsilcisi ve baro yönetimleri katıldı. Ayrıca aralarında Cenevre, Paris, Almanya gibi yabancı baro ve hukuk kurumu temsilcileri de kurultayı yakından takip etti.
KABOĞLU: ‘YARGI ELİYLE BARO ÜZERİNDE KURULMAK İSTENEN VESAYETİ KABUL ETMİYORUZ’
İstanbul Baro Başkanı Kaboğlu, konuşma yapacağı kürsüye sloganlar ve alkışlar eşliğinde geldi. Tüm baskılara karşın salonu dolduran avukatlara ve ekim ayında rakip olarak yarıştığı baro başkan adaylarının verdiği desteğe teşekkür ederek sözlerine başlayan Kaboğlu, “Seçimle gelen seçimle gider” dedi.
İstanbul Barosu’nun geçmişten bugüne kendisine yöneltilen hukuk dışı saldırıları her daim püskürttüklerini belirten Kaboğlu, “Siyasilerin sayısal çoğunlukla savunmayı bölme girişimleri sonuçsuz kalınca, yargı bileşenleri eliyle İstanbul Barosu üzerinde kurulmaya çalışılan vesayeti, İstanbul Barosu üyesi hiçbir avukat kabul etmez, etmedi de” ifadelerine yer verdi.
‘SON İKİ AYDIR SAVUNMANIN DİZGİNLENMESİNİN PROVASI YAPILIYOR’
Prof. Dr. Kaboğlu, savcı ve yargıçlar tarafından Adalet Bakanlığı gölgesinde baroya yönelik adil yargılama gerekleri yok sayılarak egemenlik gaspı uygulandığını savunarak şöyle konuştu:
“İstanbul Barosu üzerinden, savunmayı itibarsızlaştırma ve görevlerini engellemek amacıyla yapılan işlemler dizisi, hukuken yok hükmündedir. Seçimler yoluyla belirlenen baro yöneticilerinin seçim dışı müdahalelerle görevine son verilmesi, demokratik hukuk devleti ilkesinin ihlalidir. Türkiye’de özellikle son iki aydır yargı eliyle savunmanın dizginlenmesinin provası yapılmaktadır.”
‘CAN ATALAY VE FIRAT EPÖZDEMİR ÖZGÜRLÜKLERİNDEN ALIKONULDU’
İstanbul Barosu yönetim kurulu üyesi Fırat Epözdemir, özgürlüğünden alıkonulmuştur. Üyemiz Can Atalay, anayasaya ve hukuka aykırı şekilde özgürlüğüne kavuşturulmazken, Epözdemir de özgürlüğünden alıkonulmuştur. Türkiye’de en hızlı ihlal edilen hak adil yargılanma hakkıdır. Hadi o zaman çetelere, suç makinelerine, uyuşturucu baronlarına karşı işletelim yargıyı. İstanbul Barosu olarak biz de katkıda bulunalım. Ama şunu bir kez daha hatırlatalım. Seçimle gelen seçimle gider. Savunma susmadı, susmayacak.”
TBB BAŞKANI SAĞKAN: YARGIYI SAVUNMAK İÇİN BURADAYIZ
Kaboğlu’nun konuşması sonrası Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan söz aldı. “Savunmanın sesi kısılırsa yurttaşın sesi kesilir” ifadelerine yer veren Sağkan, “İnsan haklarını, yargı bağımsızlığını savunmak için buradayız. Adaleti ve demokrasiye savunmak, İstanbul Barosu avukatlarının iradesini korumak için buradayız. Söz konusu demokrasiyse, hukukun üstünlüğüyse ayrışmayız, bir aradayız, buradayız” dedi.
‘İKTİDARLARIN SAĞLADIĞI GÜCE TAPMAYIZ, BİAT ETMEYİZ’
Prof. Dr. Ümit Özsakal’ın 12 yıl önce başkanlığını yürüttüğü İstanbul Barosu yönetiminin de yargılandığını, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini hatırlayan Sağkan,
“12 yıl önce İstanbul Barosu’nun başkanı ve yönetim kurulunun adil yargılanma hakkını ihlal edilenler ve haklarında suç duyurusunda bulunanlar bugün nerede? Hiçbirinin ismi yok. O gün mesleğin onurunu savunan İstanbul Baro Başkanı Ümit hoca, alnı ak başı dik şekilde burada. Bizler iktidarların sağladığı güce tapmayız. Zulme ve baskıya boyun eğmeyiz, biat etmeyiz. Bugüne kadar susmadık, bundan sonra da susmayacağız. İzin vermedik, vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
‘BİZDEN SARI ÖKÜZÜ ALAMAZSINIZ’
Bir önceki genel kurulda başkan adayı olan Mert-Er Karagülle de İstanbul Barosu avukatlarının iradesinin engellenemeyeceğini söyledi. Karagülle, “Bizden sarı öküzü alamazsınız. Hiçbirimizi dokunamazsınız. Dönem dönem her birimizi alıp tutuklarsınız ancak bütünlüğümüzü bozamazsınız. Seçimle gelen seçimle gider” değerlendirmesinde bulundu.
OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL KARIŞTI
İstanbul Barosu’nun Haliç Kongre Merkezi’nde devam eden kurulu, aralarında Almanya, Fransa, Cenevre’nin de bulunduğu bir yabancı baro ve hukuk kurumu temsilcilerinin konuşma yaptığı esnada karıştı.
Ergenekon Davası'ndan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl hapis cezasına çarptırılan emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kızı ve aynı zamanda avukatı Zeynep Küçük, yabancı hukuk kurumlarına yönelik, “Bize demokrasiyi bu emperyalistler mi öğretecek” diye bağırdı.
İtirazını yüksek sesle dile getirmeye devam eden Küçük’e salondaki avukatlar, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganı atarak tepki gösterdi. Avukatlar arasındaki sözlü tartışmaların ardından Küçük salondan ayrılırken, sözleri yarıda kesilen yabancı barolar kürsüden indi.
NE OLMUŞTU?
İstanbul Barosu’nun 21 Aralık tarihinde Suriye’nin kuzeyinde öldürülen iki gazeteci hakkında yapmış olduğu açıklama sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazdığı davaname ile Baro Başkanı ve yönetim kurulunun görevden alınması ve yerlerine yeni yönetim seçilmesi talebiyle dava açmıştı. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi de duruşma için 4 Mart gününü belirlemişti.
Mahkemenin duruşma günü verdiği 15 Ocak’ta Barolar Birliği’nin de katılımıyla İstanbul Barosu’nda yapılan toplantıda olağanüstü genel kurul kararı alındı.