'Japonlar Sinop'taki nükleer santralden çekilecek' iddiası

Çernobil nükleer faciasının yıl dönümünde düzenlenen panelde konuşan Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Japonların Sinop'ta yapılacak nükleer santralden çekileceğini söyledi.

'Japonlar Sinop'taki nükleer santralden çekilecek' iddiası

Rıfat DOĞAN

GÜNCEL - Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Şişli Harbiye'deki eğitim binasında, Çernobil Faciası'nın 32'inci yıl dönümü nedeni ile 'Nükleer santralin etkileri' başlıklı bir panel düzenledi. Panele, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy, EMO İstanbul Şubesi'nden Burcan Bircan Yayla, nükleer karşıtı ve Green Think Tank of Turunc Foundation Vakfı yürütücülerinden Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Fukuşima tanığı Masumi Kowata ve Yeşil Gazete yazarı Nükleer Politika Uzmanı Pınar Demircan katıldı.

'NÜKLEERE İHTİYAÇ YOK'

Paneli yöneten EMO Yönetim Kurulu Başkanı Erol Celepsoy, hazırladıkları basın açıklamasını okudu. Açıklamada nükleer santrale neden ihtiyaç olmadığı rakamlarla anlatıldı.

2017 yılı sonunda elektrik tüketiminin 289 milyar 975 milyon kilowatt saat olduğu ve en yüksek puantaj talebinin 26 Temmuz 2017 itibarıyla 47 bin 659 MW olarak gerçekleştiği ifade edilen açıklamada "Şu anda var olan 85,200 MW kapasitedeki kurulu güçteki santrallar daha etkin ve verimli kullanıldığında ek olarak 100 milyar kilovat saat elektrik üretim potansiyelimiz söz konusu. Bundan sonra yeni hiçbir elektrik üretim tesisi yatırımı yapılmasa da mevcut projelere, yapım ve yapım öncesi aşamalarındaki santraller de eklendiğinde, kurulu güç 127.000 MW'ye ulaşacaktır. Bu kurulu güçle Türkiye'nin elektrik üretiminin yüzde 50 artarak 450 milyar kilowatt saate ulaşması mümkün. Bütün bu veriler, elektrik enerjisi açığı değil, aksine ihtiyacın üzerinde bir kapasiteyi işaret etmektedir. Yani iddia edildiği gibi Akkuyu Nükleer Santralına ve onun üreteceği elektriğe ihtiyacımız yoktur" dendi.

'Japonlar Sinop'taki nükleer santralden çekilecek' iddiası - Resim : 1

'KAYNAK HALKIN CEBİNDEN ÇIKACAK'

Akkuyu Nükleer Santrali'nin maliyetine ilişkin yapılan değerlendirmede de bugün elektrik piyasasında bir KWH elektriğin satış fiyatının 4-5 cent aralığında olduğu, Akkuyu'nun üreteceği elektriğin yarısı için, devletin verdiği alım garantili fiyatının ise 12.35 cent yani piyasa fiyatının 3,6 katı olduğuna dikkat çekilerek "Bu durumda yıllık 1 milyar 491 milyon ve 15 yılda 22,3 milyar ABD doları, alım garantili olarak fazladan yatırımcı Rus şirketi Rosatom'un kasasına girerken, elbette bu farkın karşılandığı kaynak yine vatandaşın cebi olacak" ifadelerine yer aldı.

Basın açıklamasının ardından, nükleer santrallerin tartışıldığı panele geçildi.

Panelde ilk olarak konuşan Demircan, nükleer santral yapılmak istenmesinin nedenin politik nedenler olduğunu belirtti.

Daha sonra söz alan Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Akkuyu'ya dair Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna dair bilgi verdi ve raporun kesme yapıştırma yöntemi ile hazırlandığını, hiçbir bilimsel bilgiyi içermediğini belirtti.

'HAMAM SUYUYLA SANTRAL ÇALIŞTIRILMAZ'

Geçtiğimiz günlerde temeli atılan Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili konuşan Kılıç, şunları söyledi:

"Akkuyu neden hem bizim hem de Ruslar için kötü bir yatırım? Çünkü teknolojik olarak dünyanın hiçbir yerinde hamam suyuyla santral çalıştıramazsınız. Akdeniz'deki hava suyu sıcaklığı 30 derece. O santrali soğutmanız için Sinop'taki santralin 4-5 katı reaktörü çalıştırmanız ve çevirmeniz lazım. O bölgedeki deniz suyu da tuzlu, soğutma için kullanacağınız vana ve su boruları için ne kadar kimyasal bassanız da bu olmaz."

Akkuyu'yu işletecek Rus firmalarından Rostom ile ilgili önemli bir detayı paylaşan Kılıç, şirketin mali konular nedeniyle batmak üzere olduğunu söyledi.

'JAPONLAR SİNOP’TAN ÇEKİLECEK' İDDİASI

Aldıkları duyumlara göre Japonların nükleer santralden çekileceğini söyleyen Kılıç, Japon kaynaklarından edindikleri bu iddiayla ilgili "Geçen hafta biz bunu duyduk. Bize gelen haberlere göre Japonya çekiliyor. Çünkü hiçbir finans kurumu ve banka bu konuda kredi vermiyor. Nükleer santrallere kredi vermek istemiyorlar" şeklinde konuştu.

Sinop'ta kurulması planlanan nükleer santralinin olası etkileri hakkında bilgi veren Kılıç, "Sinop'ta nükleler atık yayılımı olursa Karadeniz'in tüm doğal yapısı değişecek ve ölü denize çevrilecek. Karadeniz'in kimyasal yapısı bozulacak, Karadeniz'in havası iklimi tamamen değişecektir" dedi.

Kılıç, Karadeniz Koruma Forumu kurulması gerektiğini de söyledi.

'İNSANLAR SANTRALLE YAŞAMAYA ZORLANIYOR'

Kılıç'ın ardından Fuşikima'dan gelen nükleer felaket tanığı Masumi Kowata konuştu. Kovata, Fukuşima patladıktan sonra bölgeden uzaklaştığını ve bütün hayatının değiştiğini belirtti. İktidarın 'Fukuşima'da nükleer atıklar temizlendi, evinize dönün' çağrısı yaptığını belirten Kovata, "Bu bizim bölgemizde yapıldı. Fakat, evlerine geri dönen insanların sayısı çok değil. Genç insanlar dönmüyor. Radyasyon nedeni ile dönmüyorlar. Rüzgar çıktığı zaman radyasyon seviyesi 100 kat oluyor. Ayrıca, su kirliliği de söz konusu" şeklinde konuştu.

'RADYOAKTİF KİRLİLİKLE YAŞANMAZ'

Kovata sözlerine şöyle devam etti:

"Dönen insanlar musluk suyunu kullanamıyor, su pet şişelerde satın alınıyor. Dönenlerin çoğu yaşlılar. Bu yaşlıların doktora ihtiyacı var ancak bölgede doktor yok. Her şeyi göze alarak döndüm. Çünkü kaldığım yerde devam ederse kendi evime bir daha kavuşamam ama orada da radyasyon var. Dönmememiz halinde hükümet sorunlarımızla ilgilenmiyor. Sorun olmayacak iddiası ile insanlar yaşamaya zorlanıyor. Biz biliyoruz bu radyoaktif kirlilik ile yaşanmaz."

'TARIM MÜMKÜN DEĞİL'

Bölgede işsizlik olduğunu söyleyen Kovata, "Eskiden balıkçılık vardı. Sinop gibiydi orası da. Ben Sinop'a gittiğimde ağladım. Orada herkes balık tutuyordu. Fakat bizim bölgemizde biz bunu yaşayamıyoruz. Şimdi balıkçılık yapanlar da işsiz. İşlerini değiştirdiler. Ben çiftçiydim. Tarım da sona erdi. Mantar yetiştiriyordum, sebzecilik yapıyordum. Ama artık bu mümkün değil. Ben bu nedenle dönmüyorum, çünkü orada kendi işimi yapamayacağım" diye konuştu.

‘KANSERDE ARTIŞ VAR'

Çocuklarda sağlık sorunlarının, özellikle kanser vakalarının bölgede arttığını dile getiren Kovata, "Fukuşima Eyelaleti yönetimi kanser vakalarının Fukuşima ile ilgili olmadığını iddia ediyor. Fakat ben buna karşıyım. Kanserin artmasının bu radyoaktif kirliliğin artması ile ilgisi var. Biz bu konuda ne yapabiliriz? Kendimizi nasıl koruruz bilmiyoruz" dedi.

'EN GÜVENLİ NÜKLEER SANTRAL HİÇ KURULMAMIŞ OLANDIR'

Kovata, "Sinop'ta insanların nükleer santral istemediklerini görüyorum. Bu çok değerli. Bu beni çok duygulandırdı ve heyecanlandırdı. Kendimizi kendimiz koruyacağız bunun başka yolu yok gibi görünüyor. Sesimizi çıkartarak birlikte hareket etmemiz gerekiyor" dedi.

"En güvenli nükleer santral hiç kurulmamış olandır. Eğer Sinop’ta nükleer santral kurulursa Japonlar'dan nefret edeceksiniz" diyen Kovata, "Birlikte çalışalım, mücadele edelim, Sinop'a nükleer santral yaptırmayalım" ifadelerini kullandı.

Daha sonra söz alan Daisuke Sato da, "Japonya'da 54 reaktör vardı, 6 tanesini yeniden açtılar. Biz karşı çıkıyoruz sürekli olarak. Malezya'da, Endenazyo'da önemli nükleer karşıtı hareketler var. Vieatnam'da mücadele sonucu iptal edildi nükleer santral. Dolayısıyla biz de bunun için çabalayalım" dedi.

Son olarak konuşan EMO İstanbul Şubesi'nden Nurcan Bircan Yayla ise nükleer santrallere ilişkin büyük bir algı operasyonu yapıldığını belirerek, durumun böyle olmadığını söyledi. Dünyada sadece 448 tane çalışabilir durumda santral olduğunu, ancak bunların hepsinin çalışmadığını belirten Yayla, nükleer santrallerin dünya ülkelerini tehdit ettiğini söyledi. (ARTI GERÇEK)

japonya akkuyu Sinop EMO Fukuşima