Kadınlar, çevreciler ve sendikacılardan barış çağrısı
Ankara, İzmir, Antalya ve Van'da kadın örgütleri, çevreciler ve sendikacılar Afrin operasyonuna tepki göstererek, 'Savaş politikalarına hayır' dedi
HABER MERKEZİ - Afrin operasyonu sürerken, çeşitli kesimlerden tepkiler de gelmeye devam ediyor. Kadınlar, çevreciler ve sağlıkçılar farklı kentlerde düzenledikleri basın açıklamalarıyla operasyonun sonlanmasını istedi.
Ankara Kadın Platformu, Afrin operasyonunu Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısıyla protesto etti. Açıklamanın yapıldığı salona, 'Savaş değil, barış istiyoruz' yazılı pankart asıldı. Platform adına açıklama yapan Ayla Yılmaz, Suriye'deki savaşın yüz binlerce insanın hayatını kaybetmesine, milyonlarca insanın da yerinden edilmesine neden olduğunu belirterek, "Türkiye'nin çıkarlarını kendi kişisel iktidarına indirgeyen AKP-Saray iktidarı, faşizmi kurumsallaştırma politikalarını sürdürmek için büyük bir algı operasyonuyla milliyetçi histeriyi coşturmaya çalışıyor. İç ve dış politikada yaşadığı sıkışmışlığı aşmak ve kendi ittifak blokunu sağlam tutmak gayretiyle Afrin'i işgal etmeyle halkları düşmanlaştırarak Kürt karşıtı söylemleriyle milliyetçi ve ırkçı kesimi konsolide etmeye çalışıyor" dedi.
'BU SUÇA ORTAK OLMAYACAĞIZ'
İktidarın gücüyle medyanın da büyük bir yalan ve algı operasyonuyla gerçekleri tersyüz ettiğine vurgu yapan Yılmaz, "Savaş kadınlar ve çocuklar için açlık, yoksulluk, taciz, tecavüz ve ölümdür. Savaş insanlık suçudur. Savaş karşıtı olmaktan, barışı talep etmekten vazgeçmiyoruz, tüm baskılara, gözaltılara ve tutuklamalara rağmen bu suça ortak olmayacağız. Barış talebinden asla vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu. Demokrasi, özgürlük ve barış için sokaklara çıkmaya devam edeceklerini belirten Yılmaz, "Bizi bu saldırgan kalabalıklar üzerinden hizaya getirmeye çalışan anti-demokratik, faşist saldırılara asla izin vermeyeceğiz. Erkek savaş politikalarına direnmeye devam edeceğiz" dedi.
'ZEYTİN DALI BARIŞI VE SEVGİYİ TEMSİL EDER'
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) da, yazılı açıklamayla tepki gösterdi. Açıklamada zeytin ve dalının tarihten bugüne kadar temsil ettiği değerlerin barış, bereket, bolluk ve sevgi olduğunun altı çizilen açıklamada, canlı yaşamı ve doğa tahribatı doğuracak bir savaşa bu ismin verilmesinin kabul edilebilir olmadığı belirtildi. Açıklamada, "İktidarın, sürekli bir şekilde Zeytin Yasası'nı delme girişimleri, Soma Yırca'da yandaş şirketin 6600 zeytini katletmesine göz yumulması, maden ve enerji yatırımları için zeytinliklerin ortadan kaldırılması gibi zeytin karşıtı politikalarını yıllardır biliyoruz. Şimdi de bir askeri harekata zeytin dalı adının verilmesini bu düşüncenin bir ürünü olarak değerlendiriyoruz. Homeros zeytinyağına 'altın sıvı' der. Atinalı siyaset adamı Solon ise zeytin ağacını kesenleri ağır şekilde cezalandıran yasalar çıkarmıştır. Zeytin barışın simgesidir savaşın değil. Mısır'da Firavun Ramses Tanrı Ra'ya zeytin dalı sunar. Ona; 'Senin şehrin Heliopolis’i zeytin ağaçlarıyla süsledim' diye seslenir. Kur'an'da tanrının üzerine yemin ettiği iki meyveden birisidir. Tin suresi; 'Tin’e (incir) ve zeytuna hamdolsun...' diye başlar. Tevrat’a göre Nuh Tufanı'ndan sonra gönderilen beyaz güvercin gagasında zeytin dalı ile döner. İncil'e göre, İsa Kudüs'te zeytin dağında göğe yükselmiştir ve o bahçedeki zeytin ağaçları bugün hala yaşamaktadır. Biz yaşam savunucuları, savaşların olmadığı, tüm canlıların yaşam haklarının gözetildiği, insan emeği ve onurunun korunduğu, doğayla barışık bir yaşam mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız" ifadelerine yer verildi.
'EN TEMEL GÖREVİMİZ YAŞAM HAKKINI SAVUNMAK'
İzmir'de sağlık örgütleri tarafından da ortak açıklama yapıldı. SES, Türk Psikologlar Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve İnsan Hakları İçin Sağlık Çalışanları Grubu, Toplumcu Psikologlar ve Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP) tarafından yapılan ortak açıklamayı okuyan TİHV Temsilcisi Psikolog Dr. Türkcan Baykal 21. yüzyılda savaşla doğrudan ya da dolaylı olarak ilintili 190 milyon ölümün yaşandığı hatırlattı. Bunların yüzde 90’nın sivil ölümler olduğunu ve savaşın yol açtığı ölümlerin yanı sıra sağlığa doğrudan etkileri olduğunu belirten Baykal, "Sağlıkçıların etik değerleri, mesleki donanımları ve koruma bakış açıları sağlığa zarar veren temel nedenlerin vurgulanması konusunda bir sorumluluk ve savunuculuk dayatmaktadır. Sağlık barışa köprüdür. Sağlık çalışanlarının en temel görevlerinden birisi yaşam hakkını savunmaktır" dedi.
'BARIŞ İSTEMEK İNSANLIK BORCUDUR'
Antalya'da ise Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonları (KESK) Şubeler Platformu Afrin operasyonunu protesto edenlere dönük başlatılan gözaltı ve tutuklamaları kınadı. Eğitim Sen Antalya Şubesi'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, "AKP Hükümeti tarafından ülkemizin temel sorunlarını geride bırakmak ve kendi iktidar güvenliğini sağlamak için sürdürdüğü savaş politikalarına karşı çıkmak ve barış istemek insanlık borcudur. Kuruluş amacımız olan emek, barış ve özgürlük taleplerine dün olduğu gibi bugünde sahip çıkıyoruz. Bu saldırı politikalarında emekli sendika üyelerimizin de bulunduğu 11 kişi gözaltına alındı. Arkadaşlarımızın gözaltına alınmalarını kınıyor ve derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz" diye konuştu.
'ÇÖZÜM SAVAŞ DEĞİL DİYALOG'
Van'da ise HDP Tuşba İlçe Örgütü tarafından ilçe binasında düzenlenen toplantıda konuşan İlçe Eş Başkanı Metin Gök, "AKP hükümeti her ne kadar 'devletin bekasını' gerekçe gösterse de ortada devletin bekasını tehdit eden bir durum yok. Afrin'e saldırı AKP'nin beka sorunudur. Türkiye devleti, tüm uluslararası hukuk kurallarını çiğneyerek, kendisine yönelik bir tehdit olmadığı halde işgal girişimini resmen başlatarak, halklarımızı büyük bir felaketin eşiğine getirmiştir. Çözüm savaş değil, barıştır. Ortadoğu'da yaşanan savaşlar halkların hiçbir problemini çözmemiş, aksine sorunları daha da derinleştirmiştir. Çözüm, diplomasi, müzakere ve diyalogdur, bunun öncellikli koşulu da barıştır" dedi.