Karasu’dan ‘silah bırakma’ ve Kürt sorunu açıklaması: Meclis'in içinde olmadığı bir çözüm olmaz
Muhalefetin ‘Meclis’e gelsin’ açıklamasına atıf yapan Mustafa Karasu, Kürt sorununun Meclis’te çözülmesi gerektiğini belirtti. PKK’nin silah bırakma tartışamları ile ilgili de konuşan Karasu, Öcalan’ın katılma şartını yineledi.

Artı Gerçek - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin çıkışının ardından PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile gündeme gelen PKK’nin silah bırakma tartışmaları gündemdeki yerini koruyor.
KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu, sürece dair yaptığı değerlendirmede, Meclis’i işaret etti ve silah bırakma ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.
‘HÜKÜMETİN YAKLAŞIMI YETERSİZ’
Medya Haber TV’ye konuşan Karasu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“‘Meclis’e gelsin konuşsun ondan sonra umut hakkı devreye girsin’ dendi. Örgütü feshedeceğini söylerse umut hakkı devreye girecek dediler. Söz verdiler. Bu sadece Devlet Bahçeli değil, aynı zamanda iktidarın sözüdür. Çünkü iktidar da Bahçeli’nin tutumunu destekledi. Devlet Bahçeli’yle Erdoğan birlikte planladığı, hazırladığı çağrıydı. Silahların bırakılması çağrısını, hukuka siyasete taşınma, o sürece getirme olarak anlıyor. Önderlik buna vurgulayarak söyledi.
Hemen arkasından örgütümüz de PKK de Önder Apo’nun çağrısının gerekliliğini yerine getireceğini açık şekilde ortaya koydu. Ve arkasından da HPG de ateşkes çağrısını pratikleştireceğini ilan etti. Bu durum karşısında yapılması gereken neydi. Önder Apo’nun üzerindeki tecridin derhal kaldırılması. 40 gün sonra bir görüşme oldu Önderlikle. 20 Nisan’da oldu. Böyle önemli bir süreç, tartışma, kamuoyunda, Kürt halkı da bunu bekliyor. Bir görüşme 40 günden fazla süre sonra mı yapılır? Bu hükümetin yetersiz yaklaşımını, tereddütünü gösterir. Gerçekten ne düzeyde, önder Apo’nun belirttiği gibi siyasi ve hukuki sürece girecekler, siyasi süreç temelinde bu sorunun çözümünün zeminini hazırlayacaklar. Bu kuşku yaratıyor.
‘ADALET BAKANI İLE GÖRÜŞMEDEN NE ÇIKACAK BEKLİYORUZ’
Adalet Bakanı sadece ‘üzerinde duracağız’ dedi. Diğer taraftan da bir görüşme olduysa gerekliliklerini yerine getirmesini istiyorlar. Ne sonuç çıkacak onu bekliyoruz. Bizim için de halkımız için de önemli olan adımların atılmasıdır, bunun sürece yayılmadan yapılması gerekiyor.
‘MUHALEFET DE MECLİS’E GELSİN DEDİ, HÜKÜMET BUNU YAPMALI’
Türkiye’nin en büyük muhalif partisi, son seçimimde en büyük partisi de açıktan destek vereceğini söylüyor. Meclis’e getirilmesi gerektiğini söylüyor. Evet Meclis’e gelmesi gerekiyor. Bu yönüyle bir Kürt sorunu çözülecekse her hangi bir sorun çözülecekse bunu Meclis’e getirmesi gerekiyor. Eğer ana muhalefet partisi ve diğer partiler Meclis’e getirilsin diyorsa hükümetin bunu yapması gerekiyor ama bunu görmedik.
‘ÖCALAN KONGREYE KATILMADAN PKK KARAR ALAMAZ’
Daha önce de söyledik bu partinin kurucusu Önder Apo’dur, bu yönüyle kongre toplanmadan PKK öyle karar alamaz. Bu açıdan Önderliğin aktif olarak katılması gerekiyor. Bu kongre de öyle bir gün iki gün sürecek kongre olmaz. Doğrudan katılmaya bilir ama şu anda katılma imkanı fazlasıyla var. Teknik olaylar gelişmiştir. Bunda bir gecikme oluyorsa bunun nedeni böyle bir kongrenin gerekliliğini hükümetin zamanında yerine getirmemesi. Bunun böyle anlaşılması gerekiyor. Bütün kamuoyunun böyle bilmesi gerekiyor. Tabii ki biz hala sürecin gelişmesini, ilerlemesini istiyoruz. Önder Apo’dan gelen yaklaşımlarda böyle. Biz yaklaşımımızda, Önder Apo’nun, Kürt toplumunun yaklaşımında süreci akamete uğratacak her hangi bir şey yoktur. Aksine bu sürecin hukuki ve siyasi zemine taşırılması konusunda çok güçlü bir destek var. İç koşullar da dış koşullar da uygun. O zaman eğer Kürt sorunu, Türkiye’nin demokratikleşme sorunu siyasi ve hukuki zemine taşınmıyorsa, siyasi ve hukuki zemine taşınmak için Meclis devreye koyulmuyorsa bunun sorumlusu tabii ki hükümet. Bu yönüyle böyle bir sürecin belirli aşamalara varması, gelişmesi açısından Meclis’in devreye girmesi şarttır. Meclis'in içinde olmadığı bir sorunun çözümü olamaz.
‘ATEŞKESTEN SONRA SALDIRILAR DURMALIYDI’
Bizim ateşkes çağrımızdan sonra bu saldırıların durması gerekiyordu. 2013’te süreç başladığında durdurulmuştu. Şimdi yeni bir aşamaya taşınmak isteniyor. Bu aslında bir ucuz zafer peşinde olan çevrelerin yaklaşımıdır. Yaşar Güler ikide bir konuşuyor.
Çok ucuz kahramanlık ve aynı zamanda böyle bir süreci sabote etmek. Sabotajdır. Saldırılarak teslim alabileceğiniz bir mücadele yok. Böyle devam ederse daha sert cevaplar verilir. Böyle olmaz ki. Biz ateşkes ilan ediyoruz. Biz ateşkes yapmışız ama sen yok etmek istiyorsun. (HABER MERKEZİ)