Kars Kaşarı, tüm kesimlerin mağdur olduğu bir üretim sürecinin ürünü

Kars Kaşarı, tüm kesimlerin mağdur olduğu bir üretim sürecinin ürünü
Ünlü Kars Kaşarı'nın üretiminde kullanılan sütlerin fiyatı geçen seneye sabitlendi, köylüler 7-8 liralık sütü 3 liraya satmak zorunda bırakıldı. Mandıracılar artan maliyetleri karşılayamıyor. Raflara çıkan kaşar ise bir çok tüketici için ulaşılmaz.

Selda MANDUZ


Artı Gerçek-Türkiye’de ilk peynir müzesine sahip olan Kars, 30’dan fazla peynir çeşidiyle de 'dünyanın 18’inci peynir rotası' olma özelliğine sahip. Kars’ta süt ürünlerinin ekonomi üzerindeki etkisi belirleyici. Şehrin simgesi haline gelen ve Türkiye’de ciddi bir satış oranına sahip olan Kars Kaşarı ise bu ürünler arasında ilk sırada yer alıyor. Ancak Kars Kaşarı, tüm kesimlerin mağdur olduğu bir üretim sürecinin ürünü.

AVASN SİSTEMİ: KÖYLÜLER TONLARCA SÜT BORÇLU

Kars Kaşarının ilk mağduru sür üreticileri. Kars’ta geleneğe dönüşen ‘avans sistemi’ yaşanan ekonomik krizin de etkisi ile en çok süt üreticilerini mağdur etmiş durumda. Avans sistemi mandıracıların bir yıl önce süt üreticilerine yıllık süt ücretini peşin vermesi ile uygulanıyor. 2021 yılında sütün litre fiyatı liraydı. Şimdi ise 7 liranın üstünde. Ulusal Süt Konseyi, 14 Ekim 2022'den itibaren çiğ inek sütünün litre başına tavsiye fiyatı 8.5 TL olarak belirledi. Ancak mandıracılara tonlarca süt borçlu olan süt üreticileri, ürettikleri sütleri 3 TL’den satmak zorundalar. Yem, saman, elektrik, ilaç ve yakıt fiyatları yüzde 400-500 artmasına karşında süt fiyatlarının 2021 yılına sabitlenmesi köylerde hayvancılık yapan üreticileri üretim yapamaz hale getirmiş durumda.

'BÖYLE GİDERSE KÖYDE YAŞAYAMAZ HALE GELİRİZ'

Süt üreticilerinden Güven Orhan, avans sistemi ile ayakta durmaya çalışan üreticilerden biri. Devletin zengini koruduğunu, köylünün yanında yer almadığını ifade eden Orhan, böyle giderse köyde yaşayamaz hale geleceklerini söyledi. Tüm ailesiyle birlikte çalıştıkları halde yevmiyelerini çıkamamaktan şikâyetçi olan Orhan, “Benim beş ton süt borcum var mandıraya. Parasını geçen yıl peşin aldığım için bu sene iki buçuk üç liradan hesaplanacak. Mecburen kabul ediyorum kilo bazında anlaşmışız ödemek zorundayım. Sütü ucuza satıyorum, hayvanı ucuza satıyorum” dedi.

DEVLET NEDEN DESTEK VERMİYOR?

Güvn Orhan gibi süt üretici olan İmdat Mengüç de avans sistemi ile mandıraya tonlarca süt borçlu olan üreticilerden. Kendisinin yaklaşık 10-15 ton süt sattığını ifade eden Mengüç, bu sene uzun süre yağmur yağmadığı için verimin düştüğünü, kaynak bulmak için ise damızlık ineklerinden bir kaçını satmak zorunda kaldığını ifade eden Mengüç, “Şu anda 5 ton borcum kaldı mandıraya. 5 tonu yeni sezonda geçen yıldan kaldığı için 3 liradan hesaplayacaklar. Yani anlayacağınız sütün kilosu 7 lira ben borçlu kaldığım için geçen yılın fiyatından alacaklar. Hatta bazı komşularımızın geçen yıldan kalan süt borçlarını 2 buçuk liradan hesaplayacaklar” sözleri ile karşılaştığı zararı aktardı.

SİSTEME KARŞI ÇIKAN DA VAR

Kuşkusuz bu sistemi kabul etmek zorunda olan kadar karşı çıkan da var. Kendisinin mandıradan avans almadığını söyleyen Sercan adındaki üretici, mandıracıların kar oranının çok yüksek olduğunu ifade ederek köylüye avans sisteminin dayatıldığını söyledi. Mandıracıların bir yıl önceden belirlenen süt fiyatına avans dağıttığını hatırlatan Sercan, “Süte yüzde 500 zam gelse bile avans dağıttığı için sütün fiyatı değişmiyor. 6 liradan süt parası dağıttılar. Bugün sütün fiyatı ise 8.5 lira. Yıl sonuna kadar süt fiyatı 20 lirayı bulur. Peki mandıracı nasıl zarar ediyor” diye sordu.

'BUNUN ADI SOYGUNDUR'

Sattığı sütün ödemesini aylık olarak almak istediğini söyleyen Sercan, mandıracıların bu durumda da zam oranına uymadıklarına dikkat çekti. Kendisinin avans almayı kabul etmediğini anlatan Sercan, güncel fiyattan satmak isrediği sütün mandıracılar tarafından kabul edilmediğini söylei ve karşılaştığı güçlükleri şu sözlerle anlattı:

“Güncel süt fiyatıyla satmak istedim. Mandıracı kabul etmiyor. 7 buçuk liradan kilogram fiyatı belirliyor ve fiyatın değişmeyeceğini söylüyor. Bunun adı soygundur ve artık buna dur demeliyiz. Geçen yıl 3 liradan sütü aldılar. Hasat geçen yılın sütünden çıktı. Onların hesabı ile yapalım. 11 kilo süt ile bir kilo kaşar yapıldığını iddia ediyorlar. Hadi 40 liraya mal etsinler, peynir altı suyundan aldıkları tereyağı ve diğer ürünleri saymıyorum bile. Bizim köyden günde 5-6 ton süt alıyorlar. Günlük 1000 lira yaksın süt toplama aracı. Ortalama 15-16 bin liralık sütü toplamaya 1000 lira harcıyorlar diye zarar etmiyorlar. 5 ton sütten kaç kilo kaşar, kaç kilo yağ, kaç kilo lir alıyorlar önce onu açıklasınlar. Kaşar, 110-120 lira arası satılıyor, tereyağı 150-160 lira. Sütümü çöpe dökerim bu soygunculara yine de vermem”

SÜT ÜRETİCİLERİ: AVANS SİSTEMİNE MECBUR BIRAKLIYORUZ

“Avans sistemini neden kabul ediyorsunuz?” sorusunu yönelttiğimiz üreticiler, “Bile bile neden zarar ettiğimizi mi soruyorsunuz? Başka çaremiz yok.” karşılığını veriyor.

Üreticiler yaşadıkları sıkıntıyı ve bu sistemi neden kabul ettiklerin şöyle anlattı:

“Başka bir gelirimiz yok. Ya hayvanımızı ucuza satıp, kışlık ihtiyaçlarımızı gidereceğiz ya da mandıracıdan para alacağız. Biz ineğimizi sattığımızda hem sütten hem de buzağıdan oluyoruz. O yüzden mandıracıdan para alıyoruz. Köylüyüz, başka gelirimiz yok, devlet desteği yetersiz. 2021 yılı çok kurak geçti. Yem fiyatları çok yüksekti yem alamadığımız için süt üretimimiz düştü, hayvanlarımızı satmak durumunda kaldık. Devlet yardım etse hakkımızı korusa biz bu avans sistemine razı olur muyuz? Para sıkışında bankaya değil mandıracıya gidiyoruz. Bankalara borcumuz var. Mazot olmuş 25 lira, bir traktörün ortalama fiyatı 500-600 bin bu koşularda nasıl köyde yaşayabiliriz? Köyde. Birçok köylü ekin yapamadı, hayvanını sattı. Bazıları köyü bırakıp gitti. Böyle devam ederse bizde köyü bırakıp gideceğiz. Geçinemiyoruz”

MANDIRACILARA GÖRE ASIL MESELE EKONOMİK KRİZ

Avans sitemi ile köylülerden bir yıl önceki fiyattan süt alan mandıracılar haberde isim ve fotoğraf kullanılması kaydıyla konuştu.

Köylünün zor durumda olduğu konusunda hepsi hemfikir ancak sorunun kaynağının hayat pahalılığı, maliyetlerin yükselmesi ve küresel ısınmadan kaynaklandığını iddia ediyor. Mandıracıların ortaklaştığı sorunlar şunlar:

-Köylülerden tonlarca süt alacağımız var. Küresel ısınmadan kaynaklı süt oranı düştü. Geçen yıl günlük 50 ton süt aldığımız bölgeden bu sene 35 ton aldık. Geçen yıl kuraklık bu sene küresel ısınmanın etkisi süt olmadı

-Bir kilo kaşar ortalama 11 kilo sütten üretiliyor. Süt, işç ve paketlemeyi de eklersek maliyeti 105 liraya denk geliyor. Peynir üretiminde yakacak olarak fındık kabuğu kullanıyoruz. Geçen yıl 18 lira olan fındık kabuğu bu sene 120 liraya çıktı. Anlayacağınız herkes zarar ediyor

-Evimizde otursak, hiç alışveriş yapmazsak daha kârlıyız. Biz süt için köylüye verdiğimiz parayı bir yıl önceden peşin ödüyoruz. Bu sene ürettiğimiz kaşarla geçen yıl aldığımız sütü alamıyoruz, aynı tonajda kaşarda üretemiyoruz. Herkes halinden şikayetçi, köylü bizden, biz sattığımız insanlardan.

-5 liraya sattığımız ürünü ne biz ne de köylü iki gün sonra 7 liraya alamıyor. Fiyat istikrarsızlığı tereddüt etmemize neden oluyor. Satsam acaba yarın yerine koyabilecek miyim?

-İnsanlarda alım gücü yok, vatandaşın almaya imkanı yok, biz de zarar ediyoruz. Ülkede nasıl bir kaos varsa parasını kur korumalı mevduata yatıran kâr ediyor, işletmesi olan mandıracı zarar ediyor.

-Nakit sıkıntısı yaşıyoruz. Maliyetler arttı, kilo bazında zarar ediyoruz. Geçen yıllarda kaşarın kilosu 30 -40 liraydı bugün 100 lira olmuş. 5 yüz lira olsa ne fark eder. Geçen sene beş kilo üretim yaparken bu sene ancak dört kilo yapabiliyorum.

'SATICI OLARAK TÜKETİCİNİN BU FİYATLARI HAK ETMEDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'

Süt üreticileri mandıracılardan, mandıracılar ise piyasadan şikâyetçi olduğu görülüyor. Artı Gerçek’e konuşan Serhat Kooperatifi yetkilisi Mustafa Özyağcı da sorunun kaynağının ekonomik kriz ve artan maliyetler olduğu görüşünde. Türkiye’de ciddi ekonomik kriz olduğunu yenileyen Özyağcı, bu durumun hem üreticiyi, hem de tüketiciyi etkilediğine dikkat çekti. Bir yıl içerisinde ürünlere yüzde 300-500 oranında zam geldiğini hatırlatan Özyağcı, tüketiciye yansıyan fiyatların da aşırı yüksek olduğunu söyledi. Özyağcı'ya göre temel sorun yanlış tarım politikası:

“Hem girdi fiyatları, hem benzin ve mazot zamları maliyeti yükseltiyor. Bu nedenle şu anda Türkiye’de üretimin yapıldığı bir yerde kaşarın kilosunun 50 60 lira olması gerekirken bugün 100 lira 110 lira. Her ay hatta her gün yükseliyor. Süt fiyatları artıyor. Bugün ki 100 liraya aldığınız peynirin fiyatı 125 lira olacak. Ben satıcı olarak tüketicinin bu fiyatları hak etmediğini düşünüyorum. Bu bizlerin değil ülkeyi yönetenlerin, tarım politikalarının yanlışlığından kaynaklanıyor”

'SORUN EKONOMİK İSTİKRARSIZLIK'

Artan zamların kendilerine kar olarak yansımadığını ifade eden Özyağcı, “Stokta ürün yoksa tüketiciyi yeni fiyata alıştırmak zorundasınız ya da karınızdan vazgeçmeniz gerekiyor. Dükkan kirası, personel, elektrik doğalgaz 7 kalem gider var. Bütün bunlara karşı ayakta durmaya çalışıyorsunuz. Ürün yelpazesini genişletmek zorunda kalıyoruz. 93- 94 liraya mal edilen kaşar, rafa girene kadar 100 lira olur” ifadelerini kullandı.

'BU HİKAYEDE HERKES ZARAR EDİYOR'

Mandıracının sütün parasını bir yıl önceden dağıttığı için zararda olduğunu ifade eden Özyağcı, süt üretici olan köylünün de parayı peşin aldığı için zararda olduğunu söyledi. Bu durumun herkesi zarara uğrattığını ifade eden Özyağcı, şunları söyledi: “Köylü süt parasına muhtaç. O parayla hayvanın yemini alıyor kışlık ihtiyaçlarını gideriyor. Anlayacağınız bu hikayede hem köylü hem mandıracı zarar ediyor. Fiyat istikrarsızlığı bizi çok etkiliyor. Bu sorunlar ülkedeki ekonomik istikrarsızlık çözülmeden çözülmez. Önümüzdeki seçimde değişiklik olur umarım”

'ÜÇ BEŞ SENE SONRA NE SÜTÇÜ NE ÜRETİCİ KALIR'

Artan maliyetlerden ve düşen kar oranından şikayetçi olan üreticiler, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığını söylüyor. Ürünlerini satıp aynı miktarda ürün alacak ya da üretecek para ellerine geçmediğini ifade eden üreticiler yaşadıkları sorunları şu sözlerle özetledi:

“İşçi bulmakta çok zorlanıyoruz. Özellikle son iki üç yıldır ülkenin düzeniyle birlikte bizim de düzenimiz bozuldu. Üretim olayı bitti. Üç beş sene sonra ne sütçü ne üretici kalır. Her köyden sene de 5-6 aile hayvancılığı bırakıp büyükşehirlere göç ediyor. İnsanlar para kazanmadıkları işi sevmez. Köylüler ve süt üreticileri de, üreticiler de para kazanamıyor.”

“Sütün bugün kilo fiyatı 6 lirayken geçen yıl 3 liraydı. Süte iki kat zam geldi ama maliyetlerimize yüzde 200 arttı. Köylü de para kazanmıyor. Hayvan yemine yüzde 200 zam, süte yüzde 5 zam gelirse köylüyü kimse ayakta tutamaz. Köylü üretimden vazgeçince bizde zarar ediyoruz. Geçen yıl 7 liraya mazot alıyorduk bu yıl 25 liraya aldık. Bu sorunların hepsi çözülür işçi de bulunur. Temel sorun üretimin olmaması, üretim olayı bitti. Üretici kar etmiyor diye işi bırakıyor. Kimse para kazanmıyor, kimse işini sevmiyor, kimse de çalışmak istemiyor.”

Öne Çıkanlar