Kartalkaya davasında ikinci duruşma: Aileler, sanıklara tepki gösterdi

Bolu-Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de 78 kişinin öldüğü yangına ilişkin davanın ikinci duruşması başladı. Aileler, sanıkların savunmalarına tepki gösterdi.

Kartalkaya davasında ikinci duruşma: Aileler, sanıklara tepki gösterdi

Artı Gerçek- Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de, 21 Ocak 2025'te 78 kişinin öldüğü, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen dava, taraf ve izleyicilerin fazla olması nedeniyle Bolu Sosyal Bilimler Lisesi Spor Salonu'nda yapılıyor.

AİLERLERDEN TUTUKLU SANIKLARA TEPKİ

Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatları katıldı. Aralarında otel sahibi Halit Ergül ve Yönetim Kurulu Üyesi Emir Aras'ın bulunduğu tutuklu sanıklar salona getirildiği sırada aileler tepki gösterdi.

'SAVCILIK BENİ KURBAN SEÇTİ'

Mahkeme Başkanı, dört yaralı açısından hazırlanan iddianamenin ana dosya ile birleştirildiğini bildirdi. Ardından birleştirilen ek dosyaya ilişkin sanıkların savunmalarına geçildi. Gazelle Otel Müdürü Ahmet Demir, "Savcılık beni kurban olarak seçmiştir. Ben Gazelle Otel'in genel müdürüyüm. Adalet makamı eksik bilgilerle kimseyi suçlu ilan etmemelidir. Benim yanan Grand Kartal Otel’de bir sorumluluğum olmadığı ortaya çıkmıştır" dedi.

'SOSYAL MEDYA MAHKEMELERİNDE CAYIR CAYIR YARGILANIYORUZ'

Ardından söz alan Demir’in avukatı, “Sosyal medya mahkemelerinde cayır cayır yargılanıyoruz. Benim müvekkilim yangından sorumlu tutulmuştur. Özellikle kurban seçilip ateşe atıldığı düşüncesindeyiz. Müvekkilim Gazelle Otel’de görevlidir. Bu otelle bir bağı bulunmamaktadır. Bu yüzden müvekkilime isnat edilen suçlamalar çökmüştür. Mütalaa çok hızlı açıklanmıştır. Aceleden bir mütalaa hazırlanmıştır. Mütalaaya ilişkin de ek süre istiyoruz" dedi.

'BİZİM BİR SORUMLULUĞUMUZ YOK'

FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi çalışanı tutuksuz sanık Aleyna Beşinci, ek beyanı olmadığını bildirdi. FQC Global Sertifikasyon Anonim Şirketi yetkilisi sanık Ali Ağaoğlu ise savunmasında, "Bizim bir sorumluluğumuz yok. Sürdürülebilir turizm sertifikası veriyoruz, yangına ilişkin bir denetim yapmıyoruz. Hakkımdaki suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi istiyorum” ifadelerini kullandı.

Tutuksuz sanık Ağaoğlu’nun avukatı, "Müvekkilimin şirketinin yangına ilişkin bir denetleme yetkisi yok. Bu uygulama 2022 yılında Türkiye’ye gelmiş 2023 yılında da başlanmış. O yüzden bu konu hakkında çalışan, uzman birisinden görüş alınmalı. Öte yandan süratli yargılama yapayım derken maddi hakikat eksik bırakılmamalı. 85 adet delil araştırma talebini reddetmişsiniz. Hepsi mi gereksiz? Bu çok normal bir uygulama değil" ifadelerine yer verdi.

'HERKESİ KURTARMAYA ÇALIŞTIM, BEN DE YARALANDIM'

Tutuksuz sanık otelin teknik görevlilerinden Bayram Ütkü de “Yangının çıkmasına ilişkin hiçbir sorumluluğum yoktur. Herkesi kurtarmaya çalıştım. Ben de yaralandım, yoğun bakımda tedavi gördüm. Üstüme atılı suçlamayı kabul etmiyorum" diye savunma yaptı.

Mahkeme Başkanının "Elektriği kesmene yönelik bir talimat geldi mi?" şeklindeki sorusuna Ütkü, "Zaten çok kalabalıktı. AFAD ya da İtfaiye 'elektriği kesin, müdahale edeceğiz' dedi” yanıtını verdi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Bu kurumlardan yanıt geldi, böyle bir talimat vermediklerini bildirdiler" dedi.

'DENETİMLERDEN SONRA YAPTIRIM İÇEREN BİR TEKLİF SUNULMADI'

Hakkında denetimlerde dikkatsiz ve tedbirsiz davrandıkları gerekçesiyle taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan ceza istenen tutuklu sanık Bolu İl Özel İdaresi personeli Bünyamin Bal, “Yapılan denetimler neticesinde tarafıma sunulmuş bir resmi yazı, yaptırım içeren bir teklif sunulmamıştır. Dolayısıyla tarafıma sunulmayan ve haberim olmayan bir şeyden sorumlu tutulmam mümkün değildir. Grand Kartal Otel yangını ile ilgili illiyet bulunduracak hiçbir eylemim bulunmamaktadır. Personel alma konusunda da hiçbir yetkiye haiz değilim. Sıfır illiyet mertebesinde bir insanım ve 8 aydır da hapis yatmaktayım. Bırakın taksiri, ihmal ettiğim bir görev dahi bulunmamaktadır. Bu yüzden tahliyemi ve beraatimi istiyorum" diye konuştu.

Tutuklu sanık muhasebe müdürü yardımcısı Cemal Özer, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini ifade ederek, tahliyesini ve beraatini talep etti. Tutuklu sanık Özer’in avukatı savunmasında, "Mehmet Salun’a itfaiye eksiklikleri tespitlerini İsmail Karagöz’e verip vermediğini sorulmasını talep ediyorum" dedi. Bunun üzerine tutuklu sanık muhasebe müdürü yardımcısı Mehmet Salun, "Belediyenin tespit ettiği eksiklikleri ben bildirdim dedim. İsmail Karagöz’e verdim. Ancak bunun kanıtlanacağını düşünmediğim için mahkemede 'vermedim' dedim" ifadelerini kullandı.

AİLELERDEN OTEL SAHİBİNİN KIZINA: UTANMUYOR MUSUN?

Tutuklu sanıklardan otelin yönetim kurulu üyesi ve tutuklu otel sahiplerinin kızları Ceyda Hacıbekiroğlu, yangından 3 gün sonra kurulan 'İş güvenlik acil yapılacak durumlar' WhatsApp grubunda otel çalışanlarına talimatlar verdiğinin ortaya çıktığı haberler hakkında savunma yaptı. Hacıbekiroğlu, "Olaydan sonra babam tutuklanınca bana haber gönderdi. 'İş başa düştü ne yapılması gerekiyorsa yapılsın' denildi. Depremden sonra nasıl binaların sağlamlığı kontrol ettiriliyorsa bizde de yangından sonra da kontrol yapıldı. Babam da olmadığı için bir WhatApp grubu kurdum ve mecburen gruba katılmış oldum. 'Diğer otelle ilgili yapılması gereken ne varsa yapılsın' dedim. Grand Kartal otel ile ilgili benim hiçbir sorumluluğum yoktur, bu yüzden tahliyemi istiyorum” şeklinde savunma yaptı. Yakınlarını kaybeden aileler, "Utanmıyor musun, hâlâ nasıl sorumluluğum yok diyorsun" diyerek Hacıbekiroğlu'na tepki gösterdi.

'ORGANİZE KÖTÜLÜĞE KARŞI BU DAVA DÖNÜM NOKTASI OLACAK'

Yakınlarını kaybeden aileler duruşma öncesi açıklama yaptı. Yangında doktor oğlu Yiğit Gençbay’ı kaybeden Danıştay 9. Dairesi Başkanı Abdurrahman Gençbay, "Bu davada verilecek karar toplum vicdanındaki beklentileri karşıladığı takdirde, artık bu toplumda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, çok şey değişecek. Kartalkaya faciası ya da organize kötülüğün bu duruşmasında verilecek karar, toplumda bu cezasızlık algısının yıkılmasına vesile olacaktır diye inanıyorum. Artık yapanların yanına kâr kalmadığı bir dönem gelecektir diye inanıyorum. Bolu ilinde bu otelin yapılışından bugüne kadar, bu facianın ortaya çıktığı ana kadar görev yapan tüm valilerin de bu organize kötülüğün bir parçası olduğuna inanıyoruz. İnşallah bunu da neticelendirdiğimiz takdirde bu dava, Türkiye için, bu toplum için, bu insanlar için bir dönüm noktası olacaktır" dedi.

İLK DURUŞMA BEŞ GÜN SÜRMÜŞTÜ

Faciayla ilgili Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşma, 5 gün devam etmiş, 32 sanığın savunması tamamlanmıştı. Son duruşma sonucunda kurulan ara kararda, itfaiye eri İrfan Acar tutuklanmış, mutfak çalışanı Faysal Yaver adli kontrol şartıyla tahliye edilmişti.

MÜTALAA GEÇEN HAFTA SUNULDU

Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı, geçtiğimiz hafta esas hakkındaki mütalaasını sunmuştu. Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen 21 sayfalık mütalaada, aralarında otel sahibi Halit Ergül'ün de bulunduğu 7 sanığın, 78 kez 'olası kastla öldürme' suçundan 1950'şer yıla, 'olası kastla kasten yaralama' ve 'olası kastla nitelikli mala zarar verme' suçlarından 178 yıl 582'şer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. Otelin yönetim kurulu üyelerinden Ergül'ün eşi Emine Murtezaoğlu ile kızları Ceyda Hacıbekiroğlu ve Elif Aras hakkında da 78 kişinin hayatını kaybetmesi ile 137 kişinin yaralanmasına neden oldukları gerekçesiyle 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan cezalandırılmaları talep edildi.

Bolu İl Özel İdaresi personeli olan sanıklar Sırrı Köstereli, Bünyamin Bal, Yeliz Erdoğan ve Mehmet Özel’in denetimlerde dikkatsiz ve tedbirsiz davrandıkları gerekçesiyle 'taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan cezalandırılmaları istenirken Mudurnu Enerji Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi yetkilileri olan sanıklar İbrahim Polat ve İsmail Karagöz hakkında da çalıştırdıkları işçilerin otelde konaklamalarına izin verdikleri, sanıkların otelin yangın güvenliğinin bulunmadığını yapılan inceleme ve denetim neticesinde bilmelerine ve oluşabilecek neticeyi öngörebilmelerine rağmen vefat eden Eslem Uyanık, Şevval Şahin ve Esra Nazik’in otelde konaklamalarına izin vermek suretiyle ölümlerine neden oldukları gerekçesiyle 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan cezalandırılmaları talep edildi.

BAKANLIK YETKİLİLERİNE YARGI YOLU AÇILDI

Ayrıca, yangın sırasında otelden dışarı çıkarak kurtulan sonrasında ise mahsur kalanları kurtarmak için otele tekrar girdikten sonra yaşamlarını yitiren Yiğit Gençbay’ın babası Abdurrahman Gençbay ile Alp Mercan’ın babası Eray Mercan, 27 Şubat’ta, İçişleri Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmesini talep etmişti.

Her iki bakanlık da söz konusu taleplere ilişkin aylardır yanıt vermedi. Bunun üzerine Gençbay ve Mercan, 'zımni ret' yönündeki kararların iptali için Ankara idare mahkemelerinde iptal davası açtı. Ankara 7. ve 27. İdare Mahkemeleri, her iki bakanlık için de 'zımni ret' işlemlerinin iptaline karar verdi. Bu kararla davada sorumluluğu bulunduğu bilirkişi raporları ile de tespit edilen bakanlık görevlileri hakkında soruşturma açılmasının önü açıldı.

bolu yangın dava duruşma Sanık tepki