Kayıp yakınları eylemleri 810'uncu haftasında: 'Acımız ilk günkü gibi taze'

Kayıp yakınları eylemleri 810'uncu haftasında: 'Acımız ilk günkü gibi taze'
İHD ve Kayıp yakınları 810. kez Diyarbakır ve Batman'da toplandı. Gözaltında kaybedilen İbrahim Kartay, İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik’in akıbetini sordu.

Artı Gerçek - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" talebiyle sürdürdükleri eylemin 810’uncu haftasında Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi.

Kayıp yakınları açıklamaya ellerinde kayıplarının fotoğraflarıyla katılırken, alanda kayıpların fotoğraflarının olduğu pankart açıldı. Açıklamaya, Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun da katıldı.

denemeler-2024-08-17t135757-421.jpg

Burada konuşan İHD Şube Başkan Yardımcısı Suzan Mehmetoğlu, insan hakları savunucusu Tarık Ziya Ekinci’yi kaybetmenin üzüntüsünü dile getirerek, başsağlığı dileğinde bulundu.

denemeler-2024-08-17t135651-846.jpg

Ardından İHD Amed Şube Sekreteri Ömer Saman, Diyarbakır'ın Hani ilçesine bağlı Hurê köyünde 15 Ağustos 1994’te gözaltında kaybedilen İbrahim Kartay’ın hikayesini okudu.

‘OĞLUNU SORAN BABAYA ATEŞ AÇTILAR’

İbrahim Kartay’ın hikayesi şu şekilde: “1965 Licê doğumlu İbrahim Kartay, Hênê ilçesinin Hurê köyünde ikamet eder. Evli ve üç çocuk babası olan Kartay’ın köyüne 15 Ağustos 1994 tarihinde askerler tarafından baskın düzenlenir. Askerler, köylüleri meydanda toplayıp, köyü boşaltmalarını ister. Köylülerin eşyalarını almalarına izin verilmeden evler yakılmaya başlanır. Köylülerin geçim kaynağı olan hayvanlar da silahlarla taranarak öldürülür. Köy çıkışında eşini bekleyen Salime Çakır’a köylüler eşinin gözaltına alındığını söyler. Çocuklarıyla komşu köye sığınan Salime Çakır, eşinden haber alma umuduyla 10 gün bekledikten sonra kayınpederi ile birlikte Hêne’ye giderek Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunur. Savcılıktan haber alamayan aile, Hani Jandarma Karakolu’na gider. Burada karakoldaki yetkililer aileye ‘İbrahim Kartay gözaltına alınmadı’ cevabını verir. Bir süre sonra baba Kadri Kartay tekrardan karakola gider fakat karakoldaki kişiler tarafından kendisine ateş edilir ve oğlunun bir daha sormaması için tehdit edilir. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kalır. Gözaltına alınırken ve gözaltında tutulurken insanlar tarafından görülmesine rağmen gözaltına alındığını inkâr edilen İbrahim Kartay’dan bir daha haber alınmaz.”

denemeler-2024-08-17t135924-097.jpg

Saman, Kartay’ın gözaltında kaybedilişin 30’uncu yılında bir kez daha adalet talep ettiklerini belirterek, “Yargı makamları zamanaşımı hükümlerini, faillerin soruşturulmasını ve yargılanmasını önlemek için kullanmaya son versin. İbrahim Kartay dosyasında hakikati açığa çıkartacak, bu suçun tüm sorumlularını tespit ederek cezalandırılmalarını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma başlatılsın istiyoruz. İbrahim Kartay için ve tüm kayıplarımız için adalet sağlansın istiyoruz” dedi.

Etkinlik, oturma eylemiyle son buldu.

BATMAN

İHD ve kayıp yakınları, eylemlerinin 646’ncı haftasında Gülistan Caddesi’nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yaptı. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” pankartının açıldığı eyleme, insan hakları savunucularının yanı sıra kayıp yakınları ile çok sayıda kişi katıldı.

Bu haftaki eylemde Ağustos 1994’te, Batman merkeze bağlı Zorava köyündeki evinden alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan İbrahim Çelik ve oğlu Edip Çelik’in hikayesini şube yöneticisi Rezan Baytar okudu:

"Eşim İbrahim Çelik ve oğlum Edip Çelik Êlih’e bağlı Zorava köyünde ikamet ederken, gece saat 20.00 sularında sivil giyimli uzun namlu silahlı 4 kişi evimize gelerek eşim ve oğlumu sordu. Eşim ve oğlum dışarı çıkıp onlarla görüştükten sonra birlikte bahçeye indiler. Bahçede konuşurlarken ben de onlara bir şeyler ikram etmek için içeri girdim. 15 dakika sonra bahçeye indiğimde hiçbir kimseyi bulamadım, komşulara sordum onlardan da gören olmamıştı. Ertesi gün Batman İl Jandarma Karakoluna gidip yazılı başvuruda bulundum. Gözaltında olup olmadığını sordum. ‘İbrahim ve Edip Çelik gözaltında değil’ dediler. O günden sonra ikisinden bir haber alamadım. Kaybettiklerimize ait birer mezarları olsa belki kabullenirdim bu acıyı. Maalesef acımız ilk günkü gibi taze.”

Açıklama oturma eyleminin ardından son buldu. (MA)

Öne Çıkanlar