'Bu eylem bir direniş değildir'

Betül Havva Yılmaz, misafir öğretim görevlisi olarak Almanya’dayken KHK ile atıldı. Pasaportu da iptal edildi. Şimdi her gün Tübingen’in en işlek meydanında eylemde.

Evrim Kurdoğlu

7 Şubat KHK’sı yurtdışında çalışmalarını sürdüren akademisyenleri de vurdu. Çalıştığı üniversiteden son KHK ile ihraç edilen Betül Havva Yılmaz Türkiye’deki meslektaşlarına destek vermek için Almanya’da eylem başlattı.

Betül Havva Yılmaz Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi karşılaştırmalı edebiyat bölümünde hem doktora yapıyordu hem de araştırma görevlisi olarak çalışıyordu. Yılmaz, bir süre önce Almanya’daki Tübingen Üniversitesi’ne bir proje için misafir öğretim görevlisi olarak geldi.

Proje bittikten sonra üniversitesine geri dönecekti.

BENİM EYLEMİM YÜKSEL’İN, KALKEDON’UN BİR DEVAMI

Ancak 7 Şubat’ta yayımlanan KHK ile görevinden uzaklaştırıldı. Barış için akademisyenlerden biri olan Yılmaz’ın pasaportu da iptal edildi. Şimdi Türkiye’ye de dönemiyor. Ama kendisiyle aynı kaderi yaşayan arkadaşlarını her gün medyadan takip ediyor. Onların her türlü polis müdahalesine rağmen direnmesi Yılmaz’ı da Tübingen’den Cebeci’ye, Yüksel Caddesi’ne, Kalkedon Meydanı’na dayanışma çağrısı yapmaya itmiş.

"Benim eylemim aslında Türkiye’deki Yüksel Caddesi’nde oturma eylemi yapan Nuriye Gülmen ve Kadıköy Kalkedon Meydanı’ndaki Betül Celep’in eylemlerinin bir devamı. Ben de aynı şeyi her gün Tübingen kentinin en işlek yeri olan Holvmarkt Meydanı’nda yapacağım."

BU EYLEM BİR DİRENİŞ DEĞİLDİR

Türkiye’de bu eylemlerin karşılığı her seferinde polis engeli olduğu için Betül Havva Yılmaz kendi eylemini bu yönüyle arkadaşlarınınkinden ayırıyor ve ‘benimki bir direniş değil’ diyor:

"Çünkü onlar her gün gözaltına alınmalarına rağmen ısrarla eylemlerine devam ediyorlar. Ben burada bu eylemi yaptığım için polisin engellemesiyle karşılaşmıyorum. O yüzden benim ki sadece bir dayanışma çağrısı yapmak. Ben de buradan onlara ses verip, herkesi dayanışmaya davet ediyorum."

CEBECİ KANIMA DOKUNDU

Kendisi gibi 7 Şubat KHK’sı ile ihraç edilen meslektaşlarının Ankara Üniversitesi’nde karşılaştığı polis şiddeti onu çok üzmüş.

"Aslında bir KHK ile atılacağımızı hepimiz biliyorduk. O yüzden bu olanlar beni şaşırtmadı ama dünkü cübbelerin üzerine postallarla basıldığını görmek çok kanıma dokundu. Bizler akademik özgürlük ve barış istedik. Bu yüzden bizlere bunu yapıyorlar. Ben de ihraç edilen pek çok arkadaşım gibi barış istiyoruz metnine imza atan bir akademisyenim. O bildiriyi imzaladığımız için bizi mesleklerimizden uzaklaştırdılar. Ama ben sözümün arkasındayım.

Bugün de altına imza attığım bildiride söylediklerimizin aynısını söylüyorum. Barış istiyorum."