Kime göre helal, neye göre haram?

Mecliste yasalaşan ‘Helal Akreditasyon Kurumu’nu CHP’li Aytuğ Atıcı ve HDP’li Hüda Kaya'yla değerlendirdik. Her iki vekil de önemli eleştirilerde ve uyarılarda bulundu.

Kime göre helal, neye göre haram?

Erdal İMREK

ARTI GERÇEK – Meclis’teki sert tartışmaların ardından ‘Helal ürünlerin belgelendirilmesi’ amacıyla Türk Akreditasyon Kurumu'ndan (TÜRKAK) bağımsız olarak ‘Helal Akreditasyon Kurumu’ kurulması tasarısı yasalaştı. Kurumun amacı ‘müslüman nüfusun helal ürün talebini karşılamak’ ve bu ürünlere ‘helal belgesi’ vermek olarak açıklanıyor. Ekonomi Bakanlığı’nın hazırladığı tasarı gıdadan, tekstil, kozmetik, lojistiğe kadar çeşitli ürünün ‘helal olup olmadığını’ akredite edecek. Hükümet tasarıyı ‘ticari bir faaliyetin’ konusu olarak sunsa da çok sayıda endişe var; ‘Helal-haram’ tartışması mezheplere göre farklı yorumlanan bir konu, neyin helal olduğuna kim, nasıl karar verecek? Bu kurum İslam’ın Sünni yorumuna göre mi değerlendirme yapacak? Böyle bir tartışma toplumda yeni gerilim ve ayrışmalara neden olacak mı? Asıl amaç topluma dini bir yaşam modeli dayatılmasına dair yeni bir adım mı?

‘Helal Akreditasyon Kurumu’nu, HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ve CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı ile konuştuk. Her iki vekil de konunun farklı yönlerine dikkat çekerek, ciddi eleştiriler dile getirdi.

‘HELAL HARAM TARTIŞMASI ASIRLARDIR SÜRÜYOR’

CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı, yapılan işin helal ürün üretip, sertifikalandırmak ve yurt dışına pazarlamakla ilgili olduğunu belirterek, "Bir yandan ülke bundan gelir elde edebilir ama diğer taraftan elde edeceği gelirden kat be kat sıkıntı yaratabilecek bir uygulama bu. Toplum içinde neyin haram, neyin helal olduğuyla ilgili bir sıkıntı bu" dedi. İslam aleminde helal ve haram tartışmasının asırlardır devam ettiğini dile getiren Atıcı, "Kur'an'da haram olarak adlandırılan gıdalar var. Mesela domuz eti, kanlı et gibi. Bunlar haram kelimesi kullanılarak zikredilmiştir. Tamam buna İslam açısından bir itirazımız olmayabilir. Ama bununla birlikte zaman içindeki uygulamalar, Hadis-i Şerif’ler veya din önderlerinin çeşitli uygulamalarıyla helal ve haram tartışması farklı bir boyut kazanmış ve asırlardır süregelmiştir. Tüm dünya İslam camiasında bu tartışmalar çözümsüz bir şekilde devam ediyor. Bir şey bir mezhebe göre haramken, diğerine göre helal" dedi.

Kime göre helal, neye göre haram? - Resim : 1
CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı

'ÇİĞ KÖFTE HELAL Mİ HARAM MI?'

Çiğ köftede çiğ et olduğunu ve bunun kimisine göre haram kimisine göre ise helal olduğunu söyleyen Atıcı, "Hadi buyurun; sadece bir çiğ köfte örneği bile tartışma yaratacak bir konu. Ya da salam, sosis gibi yiyecekler. Bunları pişirmeden yiyenler var. İşlenmiş gıda etin çiğliğini giderir mi gidermez mi? Bu da tartışma konusu. Bu uygulama sayısız konuda insanları cendereye sokabilecek, karşı karşıya getirebilecek, üzebilecektir. Toplum içinde tartışmalara neden olacak. Niye karışıyorsunuz siz bu kadar dine? Bırakın, biz annemizden, babamızdan, atalarımızdan, inanç önderlerimizden öğrendiklerimizle yaşamımızı sürdürmeye devam edelim" şeklinde konuştu.

'HÜKÜMET SÜNNİ-HANEFİ ANLAYIŞINA GÖRE BİR YAŞAM MODELİ DAYATIYOR'

Bu saydıklarının işin 'görünen kısmı' olduğunu ama bir de görünmeyen, asıl niyetlerle ilgili kısım olduğunu dile getiren Atıcı, "Görünmeyen yanı şu; Bu tür uygulamalarla İslami bir yaşam biçimi dayatılıyor. İslami de demeyelim aslında hükümetin mezhep anlayışına göre bir yaşam dayatması getiriyorlar. Müftülere nikah yetkisi, seçmeli din derslerine hoca bulunurken, diğer seçmeli derslere hoca yokluğundan dolayı öğrencileri mecbur bırakma, pembe otobüslerle kadınların erkeklerden ayrı yolculuk yapması, kadın-erkek plajları ayrımı gibi birçok alanda hükümetin mezhep anlayışı yani Hanefi-Sünni yaşam tarzı dayatılıyor. Bu yasanın perde arkasında da aslında bu yaşam modelinin dayatılması var" dedi.

'İNSANLAR AÇLIKTAN ÖLÜRKEN BU TARTIŞMA ABES'

Ülkenin önemli bir kısmının açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşadığını dile getiren Atıcı, "Biz bu gerçeği bırakmışız, helal-haram tartışıyoruz. İnsanlar açlıktan ölürken bu tartışma abesle iştigaldir. Hükümet zaten milletti domuz eti yemeye mecbur bırakıyor. İnsanlar yiyecek lokma bulamazken önümüze bu tartışmayı getiriyorlar. Bunun tartışılacağı yer de Meclis değil ayrıca. Tartışılacaksa dini mecralarda tartışılsın. Meclis’ten ‘helal-haram’ konusuna fetva çıkarılması doğru değil" dedi.

'DANIŞMA KURULUNDA SADECE BİR MEZHEBİN MENSUPLARI MI OLACAK?'

'Helal Akreditasyon Kurumu’ için oluşturulacak kurula ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Atıcı, "Buraya bir de danışma kurulu koymuşlar. Kim karar verecek hangi gıdanın helal mi haram mı olduğuna? Sadece bir mezhepten insanlar koyacaklarsa bu kurula tamam sorun çıkmaz aralarında. Ama Türkiye de birçok mezhep, tarikat var. Hepsinin bu konularda farklı yorumları var. Nasıl olacak bu iş? Bunlar bir Hanefi-Sünni yaşam modelini Türkiye’ye dayatmaya çalışıyorlar. Üstelik bununla ticari kâr da elde etmek istiyorlar. İslam’ı ticarete alet etmiş oluyorlar. Böyle bir kurum her yönüyle yanlış, tehlikeli ve gereksizdir" dedi.

Kime göre helal, neye göre haram? - Resim : 2
HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya

'HÜKÜMET KUTSALLARLA RANT DEVŞİRME PEŞİNDE'

HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya da konuya ilişkin önemli eleştiriler sıraladı. "Bu iktidar kutsalları ya da yarattığı sahte kutsalları gündem yaparak rant devşirme peşinde" diyen Kaya, "Daha önce müftülere nikah yetkisi gibi pek çok gündemde olduğu gibi sürekli topluma şu algıyı vermek istiyorlar; biz muhafazakar bir iktidarız. İçeride ve dışarıda düşmanlarımız var ama biz dindarlıktan, muhafazakarlıktan vazgeçmiyoruz. Sizin yediğinizin içtiğinizin haram mı helal mi olduğunu da düşünüyoruz… Ama aslında bunu yaparken neden oldukları ahlaki çürümeye, dibi gördükleri inanç çürümesine, 15 yılda neden oldukları ekonomik, inançsal her alandaki çürümeye perde çekmek istiyorlar. Gerçekleri halkın gündeminden kaçırmak, halkı farklı gündemlerle meşgul etmek istiyorlar. Bunu yaparken de bizlerin eleştirilerini topluma, ‘bakın bunlar helale muhalefet ediyor’ diyerek hedef gösteriyorlar" dedi.

'ELEŞTİRİLERİM NEDENİYLE LİNÇ KAMPANYASI BAŞLATTILAR'

Müftülük yasasına ilişkin eleştirileri ve dün genel kurulda bu konudaki eleştirileri nedeniyle hedef gösterildiğini de söyleyen Kaya, "Bize cevap veremeyenler, Meclis’te tartışamayanlar, demokratik bir mücadele veremeyenler, günlerdir benim ve ailem üzerinde linç kampanyası başlattılar. Çocuklarımı, ailemi hedef gösteriyorlar. Halbuki biz muhalefetimizi yapıyoruz. Eğer burası bir hukuk devletiyse, burası parlamentoysa bizim sözümüze karşı siz de söz söyleyin. Ama bunlar tüm kurumlarıyla, medyalarıyla bize saldırıyorlar" dedi.

'GERÇEK KAYGILARI HELAL YA DA HARAM DEĞİL'

"Helal Akreditasyon Kurumu’nun halkın hassasiyetlerine ilişkin yaratılmak istenen yapay boyutu dışında bir de gerçek boyutu var" diyen Kaya şöyle konuştu: "Komisyondaki yetkililerin, bakanın konuşmaları da teyit ediyor ki insanlar haram mı yemiş, helal mi yemiş bununla ilgili bir kaygıları yok. Asıl derdi borç batağına batan hazine için nasıl yeni kaynaklar getiririz. Sokaktaki insanın ekmeğine kadar göz dikilen bir noktaya geldik. Kendilerine yeni alanlar açarak kaynak oluşturma derdindeler. Bir taraftan diyorlar ki 'siz niye helale karşı çıkıyorsunuz'. Diğer taraftan aynı partinin yetkilisi, bakanı ‘Biz burada dini anlamda helal haram yetkisi verme konumunda değiliz. Bu büyük bir sektördür ve biz de bu pastadan payımızı alacağız’ diyor. Mesele hem maddi kazanç hem de bir algı yaratmak."

'GERÇEK HELAL ADALETLİ OLMAKTIR'

Kaya, yasayı gündeme getiren hükümeti şu sözlerle eleştirdi: "Bunların helal ve haram gibi bir derdi olsa sokaktaki insanın helal kazancına göz dikmezler. İnsanların doğarken, Allahtan gelen iradelerini, kimliğini, gasp etmezler. Helal olanı gasp edenler, kalkmış bu gündemi getiriyor önümüze. Söyleyecek bir sözleri olmadığı, bizim ayna tuttuğumuz gerçek niyetlerini perdelemek için de bizi toplum nazarında mahkum edecek söylemlerle kaçak oynuyorlar. Eğer helal gibi bir dertleri varsa, bunu dindarlık adına yapıyorlarsa, Kur’an gibi bir referansları varsa öncelikli görevleri kim olursa olsun, inansın veya inanmasın insan olana, canlı olana adalet ile muamele etmektir. Adaletli olmak ibadettir, helal olan da budur. İnsanların yaşam hakkını, özgürlüğünü, nefes alma hakkını, kimliklerini yani helal olanı katledip karşımıza yapay bir helal hassasiyeti çıkarıyorlar. Bu helalleri katletmeye kalkanlar bize helal dersi verecek ehliyete sahip olamazlar. Bu politika üzerinden kendilerini inançlı, muhalefet edenleri ise ‘din dışı, dine itirazı olan’ algısı yaratmak istiyorlar. Biz bu sahte politikaya karşı mücadele ediyoruz."

KADROLAR NEYE GÖRE BELİRLENECEK?

Helal Akreditasyon Kurumu’nda yer alacak kadroya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kaya, "Altı boş, belirsiz kanunlar çıkarıyorlar ve onun altını kendi diledikleri gibi şekillendiriyorlar. 50 kişilik kadro oluşturulacak deniyor. Genel kurulda sorduk ama hiç bir açıklama yapmıyorlar. Bu bir teknik kadro mu olacak? Teknolojik, hijyenik konular üzerinden ürünlere helal sertifikası mı verecek? Bunlar yetiştirilmiş, teknik bir kadro mu? Yoksa inançları referans alarak; Alevi yurttaşların, Yahudi yurttaşların, Ezidi yurttaşların ya da farklı mezheplerin, farklı inançların hassasiyetlerini de gözeterek helal ve haram deme noktasında mı olacak? Bunun alt yapısı nasıl oluşturulacak? Buna cevaz verecek ehliyette kimler var? Bu soruların cevabı yok. İçeriği boş bir kurum. Söylemlerinden anlaşıldığı kadarıyla Sünni olan insanlarımızın hassasiyetlerinin istismarına yönelik bir rant alanı oluşturmayı amaçlıyorlar" dedi.

Kime göre helal, neye göre haram? - Resim : 3

HELAL AKREDİTASYON KURUMU NE YAPACAK?
Meclis Sanayi Komisyonu’na sunulan bilgilere göre, birçok sektörü içine alan 'helal ürün' piyasası 1,8 milyar Müslüman nüfusu kapsayan, yaklaşık 1.9 trilyon dolarlık bir pazar. Meclis'te kabul edilen yasaya göre Türkiye'de ve talepte bulunan ülkelerde, 'İslami kural ve usullere uygun olarak üretilen ürünler' Helal Akreditasyon Kurumu tarafından denetlenecek ve kriterlere uygun ürünlere 'helal ürün' belgesi verilecek. Kurum, Türkiye'de ‘helal ürün üretimi’ yapan firmaların ürünlerine belge verecek. ‘Helal uygunluk değerlendirme kuruluşları’nı akredite edecek kurum, bu kuruluşların ulusal ve uluslararası standartlara uyup uymadığını, hem belgelerle ortaya koymuş olacak hem de devamında denetimini belirli aralıklarla sağlayabilecek.
Kurumun faaliyetlerinin icrası için hizmet almak, taşınır ve taşınmaz satın almak, yaptırmak, satmak, kiralamak da yetkiler arasında olcak.
Bakanlıklar, Diyanet, YÖK, Türkiye İhracatçılar Meclisi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği gibi kurumlardan temsilcilerin yer alacağı kurumun yönetim kurulunun görev süresi 3 yıl olacak.

HDP chp hüda kaya Aytuğ Atıcı Helal akreditasyon kurumu