Koronavirüs salgını: Acildeki yığılma vakalara müdahaleyi zorlaştıracaktır
İki sağlık örgütü ortak açıklama ile koronavirüs salgınına ilişkin birinci basamak sağlık kurumlarına dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı'nın süreci şeffaf yürütmesini istedi.
ARTI GERÇEK- İstanbul Tabip Odası (İTO) ile Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) ortak olarak koronavirüs salgını ile ilgili açıklama yaptı.
KLİMİK Sekreteri Prof. Dr. Pınar Saip salgının seyrine ilişkin bilgi verdi. Saip "Koronavirüs salgını sınırımıza dek gelmiş durumda. Sonuçta koronavirüsle ülkemiz de karşılaşacak. Mühim olan bizim hazırlıklı olmamız, paniğe kapılmadan gerekli tedbirleri almamız" dedi.
Sağlık Bakanlığı'nın bilim kurulu kurduğunu fakat TTB’nin sürece dahil edilmesi gerektiğini belirten Saip, "Şimdiye kadarki gözlemlere göre COVİD-19, hastalananların % 85’inde hafif, % 15’inde ağır seyrediyor; ağır seyredenlerin de % 5-7 kadarı yoğun bakım ihtiyacı gerektiriyor ve % 2-3’lük, bir ölüm oranı görünüyor. Koronavirüsle ilgili bilgilerimiz henüz çok netleşmediğinden, bundan sonra nasıl seyredeceği konusunda kesin verilerimiz olmadığından net rakamlarla konuşmak çok da doğru değil " ifadelerinde bulundu.
‘SAĞLIK BAKANLIĞI’NI ŞEFFAF OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ’
Saip alınması gereken önlemlere ilişkin, "Ülkemizde koronavirüs görüldüğü takdirde, en etkili, ilk elden hizmetin verileceği yerler birinci basamak sağlık kurumları olacak. Bu yüzden birinci basamağın güçlendirilmesi, bölge tabanlı sisteme geçilmesi gerekiyor. Mevcut sağlık sistemimizde sevk sisteminin olmayışı, acil servislere aşırı ve çoğu zaman gereksiz yığılmanın oluşu, birinci basamağın çok güçlü şekilde hizmet veremiyor olması bir sorun. Şu an ülkemizde günde 3 milyon poliklinik yapılmaktadır. Bir yılda 110 milyon acil başvurusu olmuştur. Hastanelerdeki bu aşırı yığılmalar sağlık çalışanlarının acil vakalara, yerinde müdahalesini zorlaştıracaktır" dedi.
Şeffaflık çağrısında bulunan Saip, "Sağlık Bakanlığı ve yetkilileri şeffaf olmaya çağırıyoruz. Zamanında, yeterli bilgilendirme ve koordinasyonla atlatılabilecek bir süreç olacak. Ama bilgiyi saklamaya dönük durumlar virüsün daha da yayılmasına yol açabilir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda gerekli duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.
HENÜZ AŞI GELİŞTİRİLMEDİ, TEMASTAN KAÇININ
KLİMİK Genel Sekreteri Dr. Serap Şimşek Yavuz ise hazırlanan ortak basın metnini paylaştı. Henüz virüse karşı bir aşının geliştirilmediğini belirten Yavuz, " Çinli yetkililer, geçtiğimiz hafta içinde laboratuvar çalışmalarını tamamladıkları bir aşının klinik çalışmalarına Nisan ayı itibariyle başlayacağını bildirmiş olmakla birlikte, bu klinik çalışmaların yapılma süresi nedeniyle 1 yıldan önce insanlara uygulanabilir hale gelecek bir aşının geliştirilmesi beklenmemektedir. Bu nedenle korunmada şimdilik en etkili yöntem hasta kişilerle temas etmekten kaçınmaktır" dedi.
Yavuz salgından korunmak için yapılması gerekenlere dair kişisel temizliği işaret ederek, "Kalabalık ortamlardan mümkün olduğunca kaçınılması; zorunlu olmadıkça hastanelere gidilmemesi; ellerin sık sık özellikle toplu taşıma kullandıktan, kalabalık yerlerde bulunduktan sonra olmak üzere su veya sabunla yıkanması veya görünür kirlenme yoksa %60-80 alkol içeren solüsyonlarla 30 saniye ovuşturulması; ellerle ağıza, buruna, gözlere dokunulmaması; hapşırık, öksürük vb. belirtileri olan kişilere 1 metreden fazla yaklaşılmaması; ateş, hapşırık ve öksürüğü olan kişilerin evde kalması ve mümkün olduğunca diğer insanlarla temasını kısıtlaması; hapşırık ve öksürük görgü kurallarına; hastalık belirti ve bulguları olan kişilerin özellikle başka kişilerin bulunduğu ortamlara girecekleri zaman tıbbi maske takması, aynı şekilde hastalık belirtileri olan kişilere evde bakan kişilerin de bu tür maske takmaları ve maskeler kirlendikçe bağlantı yerlerinden tutup açarak atmaları ve sık sık el yıkamaları veya alkollü solüsyonlarla el ovuşturmaları; ateş, öksürük, nefes darlığı semptomları olan kişilerin bir tıbbi maske taktıktan sonra bir sağlık kuruluşuna başvurması gibi önlemlere uyulması önemlidir" şeklinde sıraladı.
'SAĞLIK ÇALIŞANLARI RİSK ALTINDA'
Salgın sonrası koruyucu tıbbi malzemelerin fiyatlarının fırsatçılık soncu arttığını vurgulayan Yavuz, Sağlık Bakanlığı'nın gerekli malzeme temini ve dağıtımını organize etmesi gerektiğini söyledi. Yavuz, "COVID-2019’un görüldüğü ülkelerde bu hastalık açısından risk altında olan bir grup da sağlık çalışanlarıdır. Şu ana kadar dünyada yaklaşık 2.000 sağlık çalışanına COVID-2019 bulaşmış olup, 6 sağlık çalışanı bu hastalıktan hayatını kaybetmiştir. Bu nedenle, bu tür hastalara bakım verecek sağlık kuruluşlarında gerek sağlık çalışanlarına, gerekse hastanede yatan diğer hastalara bulaşmanın engellenmesi için uygun infeksiyon kontrol önlemleri alınmalıdır. Acil birimlerinde, uygun belirtileri olan hastalardan COVID-2019 olma olasılığı bulunanların erkenden tanınması özellikle önemlidir, bu nedenle uygun belirtileri olan hastalarda hastalığın olduğu yerlere seyahat öyküsü hızla sorgulanmalıdır. Bu tür bir öykü veren hastalara hemen bir tıbbi maske takılarak, hasta tek, iyi havalandırılan, kapısı kapatılabilen bir odaya alınmalı; muayene ve diğer işlemlere burada devam edilmelidir. Hasta odasına girecek sağlık çalışanları standard, damlacık, temas ve özellikli bazı işlemleri yaparken hava yolu izolasyon önlemlerine uymalıdır" dedi.