Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan uyardı: Kuzey Marmara’da iki tane depremin olması kaçınılmaz

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan uyardı: Kuzey Marmara’da iki tane depremin olması kaçınılmaz
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Marmara'da beklenen depremin kaçınılmaz olduğunu söyleyerek, bölgenin batısında iki deprem olasılığına dikkat çekti. Ercan, ekonomi düzelmeden deprem sorununun da çözülemeyeceğini belirtti.

Artı Gerçek - Jeolog Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin 24'üncü yıldönümünde, Marmara depremine karşı yeni uyarılarda bulundu. Mezopotamya Ajansı'na konuşan Ercan, "iki deprem" riskine dikkat çekti. Ercan, siyasi iktidarlara "depremi kader diyerek topluma kabul ettirmeye çalışma" eleştirisi getirdi; depremlerde yaşanacak can kayıplarının nedenlerinden biri olarak ekonomiye işaret etti.

'KUZEY MARMARA’DA İKİ TANE DEPREMİN OLMASI KAÇINILMAZDIR'

Ercan, "Kuzey Marmara’da iki tane depremin olması kaçınılmazdır. Bunlardan bir tanesi Küçükçekmece önünde deniz kıyısından yaklaşık 25 kilometre güneyde Marmara içinde 6,4 ile 6,7 arasında olacaktır. Bir tanesi de Silivri-Marmara Ereğlisi’nde büyüklüğü 7,2 arasında olacaktır" dedi. Marmara Bölgesi'nin çok yorgun bir bölge olduğunu vurgulayan uzman, 2045'ten önce böyle bir depremin olmayacağını öngördüğünü belirtti.

'İSTANBUL'DA NÜFUS KONTROL ALTINA ALINMALI'

Marmara'da yaşanacak olası depremin yalnızca İstanbul'u değil Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale'yi de etkileyeceğini söyleyen Ercan, İstanbul'un aşırı nüfusuna ve aldığı göçe dikkat çekti: “İstanbul en çok göç alan illerdendir ama toprağı sınırlıdır. Bundan dolayı İstanbul’da alan kalmamıştır. Buna rağmen yeni havaalanları, yeni köprüler yapılarak, özellikle orman alanları yapılaşmaya açılıyor. Burada nüfus kontrol altına alınmalı. Çünkü İstanbul’un birçok sorunu var ve her gelen göçle bu iyice çetrefilleşmektedir. Bu yüzden önce göçün kontrol edilmesi gerekiyor.”

'KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN YETERLİ PARA BULUNAMIYOR'

Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik krizin olası bir deprem üzerindeki etkilerine değinen Ercan, 1 milyon 700 bin yapı bulunan İstanbul'da depremden korunmanın tek çaresinin yerinde kentsel dönüşüm olduğunu ancak bunun yapılamadığını belirtti: “En büyük sorun ise yerinde kentsel dönüşüm için yeterli paranın bulunamamasıdır. Türkiye zaten bir ekonomik sıkıntı içinde. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun açıklamasına göre İstanbul’da kentsel dönüşümün yapılabilmesi için 25 milyar dolar gerekiyor. Bu yüzden kentsel dönüşüm yapılamıyor. Bu yapılamayınca bu sefer kentsel dönüşüm unutuldu."

'YAPISAL DÖNÜŞÜM SADECE VARLIKLI KESİMLERİN YAŞAMLARINI GÜVENCE ALTINA ALIR'

Ekonomik zorluklar nedeniyle kentsel dönüşümün yerini yapısal dönüşüme bıraktığını belirten Ercan, yapısal dönüşümün kenti değil sadece yapıyı yenilediğini vurguladı ve "“Mahalle ya da ilçe ölçeğinde halkın can güvenliği sağlanamaz. Sadece varlıklı kesimlerin yaşamlarını yapılarını yenileyerek, güvence altına almaya yarar. Dolayısıyla yapısal dönüşüm kentin nüfusunu artırır, trafik ve benzeri sorunları da ortaya çıkarır" dedi. Yapısal dönüşümün halkın can güvenliğini sağlayamamasının yanı sıra yeşil alanları küçülteceğini ve dışarıdan göçe davet edeceğini söyleyen Ercan, "Doğal olarak yapısal dönüşüm İstanbul’u içinden çıkılmaz bir hale getirir” ifadesini kullandı.

'DEPREM VARLIKLI KİŞİLERİN SORUNU DEĞİL'

İstanbul'da depreme dayanıklı bir yerde oturmanın gelir eşitsizliğiyle ilişkisini ortaya koyan Ercan, "“Deprem varlıklı kişilerin sorunu değil, çaresiz olan dar gelirli ya da yoksul kişilerin sorunudur. Depremlerde ölenlerin yüzde 99’u da dar gelirli ve yoksul kişilerdir. Çünkü bunların sağlam yerde, sağlam yapıda oturma olasılıkları yoktur. Şu an İstanbul’da sağlam bir yerde oturmanın bedeli kira olarak 15 bin liradır. Bu da asgari ücretin dahi sizin can güvenliğinizi sağlayamadığı anlamına geliyor" dedi. Ekonominin düzelmesini deprem sorunun çözümünde bir koşul olarak sunan uzman, "Bunlar Türkiye'nin gerçekleridir. Özet olarak ekonomi düzelmedikçe deprem sorunu çözülemez ne İstanbul’da ne de Türkiye’de” ifadelerini kullandı.

'SİYASİ İKTİDARLAR DEPREMİ KADER DİYE TOPLUMA DAYATIYOR'

Ercan, siyasi iktidarların depremi "kader" diyerek topluma kabul ettirmeye çalıştığını belirtti. Türkiye'de depremlerin ölümcül olmasının temel nedenlerine değinen Ercan, "Bu tür olaylarda yönetimin yetisi, deprem konusunda bilinci ve halkla olan ilişkileri önemlidir. Deprem bölgesi analizinde yönetim yetmezliği, ekonomik sıkıntılar, eğitim düzeyinin düşüklüğü ve depremi bir yazgı olarak algılanması yani bunun tanrısal bir önlenemeyecek bir yazgı ve insanın ölümünün de alın yazısı olduğu inancı depreme karşı alınabilecek bilimsel önlemleri engellemektedir. Türkiye’nin bu üç tane sorunu depremlerin ölümcül olmasında ana nedendir." dedi. "Bunların üstesinden gelmedikçe ölümcül depremler olmaya devam edecektir. Çünkü 1970’ten beri deprem ile ilgileniyorum ve bu durum hiç değişmemiştir” diye konuştu.

Öne Çıkanlar