LGBTİ+ karşıtı mitinge tepki: İnsan olmayı protesto edemezsiniz

LGBTİ+ karşıtı mitinge tepki: İnsan olmayı protesto edemezsiniz
İHD Ankara Şubesi, LGBTİ+’ları hedef alan miting çağrısının kamu spotu olarak yayımlanmasına tepki gösterdi. “Bu ıslak imzalı nefret karşısında geri adım atmayacağız, devlet onaylı bu nefret ağına geçit vermeyeceğiz” dedi.

ANKARA - İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, LGBTİ+’ları hedef alan nefret mitingi ve bu mitinge çağrının kamu spotu olarak yayımlanmasını kınadı. Şube binasında yapılan basın açıklamasına Kaos GL, 17 Mayıs, ÜniKuir, Kırmızı Şemsiye ve Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER) de katıldı.

İHD adına basın açıklamasını Ankara Şube Eş Başkanı Aslı Saraç okudu. “Nefret söylemi ve ayrımcılığa hayır” diyen Saraç, çok uzun süredir LGBTİ+’lara nefret söylemi ve uygulamalarını içen bir politikanın hüküm sürdüğünü vurguladı.

Saraç, “Devletin en üst birimleri bu konuda açıkça ayrımcılık içeren ötekileştirici ve nefret örgütleyici açıklamalar yapmaktadır” diyerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türk Ceza Kanunu ve Anayasa’nın ayrımcılığa ilişkin maddelerini hatırlattı. Saraç, kamu spotunu ise şöyle değerlendirdi:

“Son günlerde RTÜK kararıyla televizyonlarda yayınlanması amaçlanan bir kamu spotu hazırlanmıştır. Bu kamu spotunun açıkça LGBTİ+’lara karşı nefret örgütlemek adına hazırlandığı ortadadır. Yine 17 Eylül’de Saraçhane’de yapılacak mitingde bu kamu spotu nefretin örgütlenmesinde ayrı bir araç olacaktır.”

‘HOŞGÖRÜYE SALDIRI’

Saraç, 17 Eylül’deki mitingin “protesto hakkı” kapsamında değerlendirilemeyeceğini şöyle açıkladı:

“Cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimler; yöneticilerin desteklemediği bir görüş, hoş karşılanmayan bir eylem ya da toplumsal normlardan "sapma" gibi ele alınamaz ve protesto edilemez. İnsan olmayı protesto edemezsiniz. Bu ‘protesto hakkı’ değil nefret suçu ve ayrımcılıktır. Nefret saldırılarının en yoğun yaşandığı bir coğrafya olan Türkiye’de bu nefret mitinginin devlet tarafından alenen desteklenmesi, toplumsal hoşgörüye bir saldırı niteliği taşımaktadır. Bu tür eylemler nefreti körüklemeye, şiddeti arttırıp olağanlaştırmaya zemin hazırlar.”

‘TOPLUM BİZİZ, VAROLUŞUMUZ YASAKLANAMAZ’

Madımak katliamı davasında zaman aşımı kararını da hatırlatan Saraç, sözlerine şöyle devam etti:

“Türk televizyon kanallarında, çocukların izleyeceği saatlerde yayınlanan dizilerin içeriğinde ve haber bültenlerinde, şiddet, kan, silah ve tecavüz sahneleri sansürsüz yayınlanırken, varoluşsal bir yaşam formunu 'zararlı' diye göstermek her şey bir yana izansızlıktır. Bizler İnsan Hakları Derneği olarak gerek devlet dilinin bu denli ötekileştirici ve ayrımcılık içeren açıklamalarını ve uygulamalarını gerekse mitingde dile getirilecek olan nefret içerikli söylemleri protesto ediyoruz. Bu ıslak imzalı nefret karşısında geri adım atmayacağız, devlet onaylı bu nefret ağına geçit vermeyeceğiz. Toplumda uyandırılmak istenilen nefretin tam karşısında, insan haklarının ve yaşam haklarının yanındayız. İnsan hakları savunucuları olarak LGBTİ+ yurttaşlara karşı yürütülen ayrımcılık ve nefrete sonuna kadar karşı çıkacağımızı bir kez daha dile getiriyoruz. Toplum bizden başkası değil, toplum biziz! Haklarımızdan, hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz. Varoluşumuz yasaklanamaz.”

‘ÇOCUKLARIMIZI HEDEF ALMAYIN’

Saraç’ın ardından GALADER’den Nedime Erdoğan söz aldı. “Biz ebeveynler olarak çocuklarımızın yanındayız ve yanlarında durmaya devam edeceğiz” diyen Erdoğan, nefret mitingi çağrısı yapanlara seslendi:

“Belli ki çocuklarımız hakkında hiçbir şey bilmiyor, yalanlar söylüyorsunuz. Bize gelin, bizden duyun, anlatalım. Çocuklarımız, eşit haklara sahiptir. Çocuklarımızı hedef almayın.”

17 Mayıs Derneği’nden Anjelik Kelavgil ise, “Bir gün bu devlet tüm LGBTİ+’lardan özür dileyecek. Bu ayıba karşı bugün herkesi harekete geçmeye çağırıyoruz. Devlet vergi veren, bunun karşılığında nefret alan insanlarız. Bu ülkeyi cennete çevirmek de cehenneme çevirmek de bizim elimizde. Biz, cennete çevirmeye adayız” dedi.

Öne Çıkanlar