Mahkeme başkanı, Ankara Katliamı tanığını konuşturmadı

Mahkeme başkanı, Ankara Katliamı tanığını konuşturmadı
10 Ekim Ankara Katliamı'nın firari sanıklarının yargılandığı davanın ikinci duruşmasında, mahkeme başkanı savcının ve avukatların talebine rağmen tanığın dinlenmemesine karar verdi.

10 Ekim Ankara Katliamı'nın 16 firari sanığı için açılan davanın ikinci duruşması Ankara 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya katliamda yaşamını yitirenlerin akrabalarının yanı sıra HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da katıldı. Çok sayıda müşteki avukat ile Hatay, Bursa ve İstanbul Barosu avukatları da duruşmada hazır bulundu. Sanık avukatları ise duruşmaya katılmadı. Salonda yer kalmadığı için müşteki avukatların bazıları sanık avukatların yerine oturdu. 

Katılanların kimlik tespitlerinin ardından açık yargılanmaya başlandı. Hatay, Bursa ve İstanbul Barosu avukatları davanın takipçisi olacaklarını söyleyerek davaya müdahil olma talebinde bulundu. Ardından sanıklardan İlhami Balı'nın eşi Hülya Balı tutuklu bulunduğu Hatay Kilis Cezaevi'nden tanık olarak SEGBİS ile bağlandı. IŞİD'in sınır emiri İlhami Balı'nın eşi Hülya Balı'nın tanıklığına mahkeme başkanı müdahale etti. Hakim, savcının ve avukatların itirazlarına rağmen 'Tanıklık yapmak istemiyorsun' diyerek Balı'yı dinlemedi.  

MAHKEME BAŞKANINDAN 'TANIK OLMAMA HAKKIN VAR' ISRARI

Hülya Balı, "2014 yılında eşimin tehdidiyle Suriye'ye gitmek zorunda kaldım. 6 defadır SEGBİS'e çıkıyorum. İfadem hiç bir şekilde alınmadı. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum" dedi. Konuşmasına devam eden Balı'nın sözünü kesen mahkeme başkanı tekrar tanık olarak ifade vermek isteyip istemediğini, sanık eşi olması nedeniyle ifade vermek istememe hakkı olduğunu bir kaç kere ifade etti. Hakimin ikazları yaşamını yitirenlerin yakınları tarafından tepkiyle karşılandı. Müşteki avukatlar tanığın sadece kendi eşi hakkında değil etkin pişmanlıktan yararlanmak istediği için diğer sanıklarla ilgili de ifade vermesi gerektiğini talep etti. 

Balı, "6 defadır SEGBİS'e çıkıyorum. Etkin pişmanlıktan yararlanamıyorum, mağdur bırakıldım. 2 çocuğum var, tedavi olması gerekiyor. 3 defa eşim adına da tanıklık yaptım ve eşimin kod adı olduğunu da söyledim. Hiçbir şekilde etkin pişmanlıktan yararlanamıyorum. Ben kendimi hiçbir şekilde ifade edemiyorum" dedi. Balı'nın "Hakim beye bir şey söylemek istiyorum" dediği sırada hakim "Tanıklık yapmak istemiyorsun" diyerek Balı'yı konuşturmak istemedi. 

Mahkeme başkanının sanığa tekrardan "Sanık eşi olarak ifade vermek istiyor musun" diye sorması üzerine Balı, tanık olarak ifade vermek istemediğini ama etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini ifade etti.

SAVCI 'DİNLENSİN' DEDİ, MAHKEME REDDETTİ

Salonda bulunan aileler mahkeme başkanının tutumuna tepki göstererek, "Neden bağladınız, neden dinlemediniz. Mahkeme yeni delillerin çıkmaması için mi uğraşıyor" diye tepki gösterdi. Savcı da tanığın sorgusuna devam edilmesi gerektiğini söyledi. Ancak hakim, savcı ve avukatların görüşlerine karşın CMK 48. Maddesine atıfta bulunarak sanığın ifadesi üzerine tanıklık etmemesine karar verdi. 

AVUKATLARDAN İTİRAZ

Hakimin müdahalesi üzerine avukatlar itirazda bulundu. Avukat Yıldız İmrek tanıklıktan çekilmenin sadece eşiyle ilgili olduğunu belirterek tanıklıktan tümüyle çekilemeyeceğini vurguladı. İmrek, "Tanıklıktan çekilme hakkı sadece eşiyle ilgili olabilir. Tanık sorgusunun devam etmesi gerekiyor. Aksi halde adil yargılama ilkesinin ihlali olur" dedi. İmrek mahkemenin ve avukatların tanığa soru sormasına izin verilmesi gerektiğini söyledi.

'TANIK SORGUSU DEVAM ETSİN'

Müşteki avukatlarından Doğukan Topcan da, Hülya Balı'nın verdiği ifadelerinin çelişkili olduğunu belirtti. Topcan, Hülya Balı'nın soruşturma dosyasında 35 kişi teşhis ettiğine dikkat çekerek, "Teşhis dosyasında şüpheli durumlarda herkesin kod ismini biliyor. Bunların açıklığa kavuşması için konuşması gerekir ve ana karardan vazgeçmelisiniz. Açıklığa kavuşamayan her dosyayı karanlıkta kalmaya mahkum ediyorsunuz" dedi.

Ardından söz alan Avukat Kemal Gürbüz, Mahkeme heyetinin CMK'nin 48’inci maddesini hatırlatarak, tanık olma durumunda tanığın tamamen çekilmesi durumun olmadığı, sorulan sorulara karşı çekilme durumu olduğunu vurguladı. Gürbüz, "Kararınızdan vazgeçmelisiniz. Hülya Balı 2015 yılında bir askerin öldüğünü ve bir askerin yakalandığını ve sorumlusu İlhami Balı olduğunu söylüyor. Hülya Balı etkinlik pişmanlıktan yaralanırsa samimi açıklamalarda bulunacağını belirtti. Ayrıca diğer tanıklardan olan firari Deniz Büyükçelebi'nin eşi Şengül Büyükçelebi'nin zorla mahkemeye getirilmesini istiyoruz" diye konuştu.

EMNİYET HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ

Gündüz, Gaziantep Emniyet Müdürlüğünden ellerindeki bilgilerin bildirmesi için müzekkere yazılması ve yerine getirmeyenler hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Gündüz, Kilis Emniyet Müdürlüğünün Hülya Balı'ya teşhis ettirdiği 35 kişinin sadece 5'ini tanıdıklarını belirterek, örgüte ilişkin daha detaylı bilgi edinilmesi için celbini de talep etti.

'İSTİHBARAT BU DOSYADA BİLGİ VERMEKTEN İMTİNA EDİYOR'

Avukat İlke Işık ise "Katliamın bütün sorumluların yargılandığı ülkenin aklında tek bir soru işareti kalmaması için uğraşıyoruz. Ülkenin en büyük katliamında olan herkes yargılansın 36 tane sanık var bir kısmına ceza verdiniz bir kısmı firari. Israrla biz bu sanıklara ilgili doğru düzgün bilgi alamadık. Bu memlekete İstihbarat Daire Başkanlığı nedense bu dosyaya asla ve asla bilgi vermekten itina ediyor. İstihbarat Daire Başkanlığı hakkında ölmüşler hakkında bilgi istediniz. Onlar da iki satırlık bir cevap vererek 'vermem' dedi. Emniyet Genel Müdürü yargı makamı mıdır? Sizin adınıza nasıl karar veriyor. Delil istiyorsunuz o da cevap bile vermiyor. Doğal olarak neyi saklıyor diye soruyoruz. Neden delil kullanamazsınız diye geçiştiriyorlar. Karşımıza da ısrarla cevap vermeyen bir devlet var" dedi.

Oşık, katliama dair İstihbarat'a firari sanıklar hakkında yeniden yazı yazılmasını istedi.

Daha sonra aileler mahkeme heyetine tanıkları dinlemediği için tekrar tepki gösterdi.  

Avukat Gülşah Kaya da taleplerinin iki senedir karşılanmadığını belirterek, ‘Telefonun şarjı yok’ gibi bahanelerle bazı teknik araştırmaların yapılmadığını hatırlattı. Karar verilirken mahkemenin atıf yaptığı belgelerin kendilerine hiç verilmediğini ifade eden Kaya, "İstihbarat bizden ne saklıyor, bu bizim için ciddi bir merak konusu" dedi.

Firari sanıklar için yeterli çalışmanın yapılmadığını belirten Avukat Erkan Sabri Ünüvar, soruşturma aşamasından beri kullandıkları telefonlara dair hiçbir bilgi olmayan firari sanıkların iletişimine dair yetkililerin ellerinde ne varsa verilmesini istedi. 2010 yılından beri devletin elinde bilgiler olduğuna dikkat çeken Ünüvar, "Firari sanıkların bugün herhangi bir iletişim bilgisi var mı, bunun dosyaya gelmesi ve mevcut durum tespiti yapılması gerekiyor" dedi. Avukat Gamze Gökoğlu, Demet Taşer ve Ayşenur İnci'nin ifadelerinde, IŞID'lilerin tanıkları yönündeki beyanlarına dikkat çekerek tanık olarak dinlenmelerini istedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

 Mahkeme heyeti, 16 sanık hakkındaki yakalama ve tutuklama kararının devamına karar vererek, İstanbul, Bursa, Tunceli ve Hatay Barolarının davaya müdahillik talebini kabul etti.

Hülya Balı'nın dinlenme kararının bir sonraki celseye bırakılmasına, tanık olarak dinlenecek Şengül Büyükçelebi'nin zorla getirilmesi için Nizip Ağır Ceza Mahkemesi'ne müzekkere yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı, 21 Kasım 2019 tarihine ertelendi.

(Evrensel, Mezopotamya Ajansı)

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar